İngiltere'nin AB'den çıkması, hem Avrupa açısından hem İngiltere açısından karmaşaları beraberinde getiriyor. Ticari ve siyasi anlaşmaların yanı sıra, diğer ülkelerdeki İngiliz vatandaşların durumu belirsizliğini koruyor. Daha da önemlisi, Avrupa'nın diğer ülkeleri ile İngiltere arasında çekişme başlayabilir.
'İNGİLTERE'Yİ CEZALANDIRABİLİRLER'
Brüksel'in en önemli düşünce kuruluşlarından Bruegel'in Başkanı Guntram Wolff, İngiltere'nin AB'den çıkmasına dair referandumuna ilişkin 'İngiltere'nin, üyelikten ayrılınca AB'yle çok iyi bir anlaşma yapması, AB'ye bir katkıda bulunmadan bütün imkanlarından yararlanması pek olası değil.' dedi.
Brexit sonrasında İngiltere'yi avantajlı duruma getirecek bir anlaşma sağlanırsa bunun özellikle başka ülkelerin benzer bir yol haritası çizmesini sağlayacağını savunan Wolff, 'Bazı ülkeler İngiltere'yi cezalandırmak gibi veya örnek olarak göstermek gibi bir tutum içerisinde olabilir. AB ilişkileri anlaşmalarla ve ortak değerlerle ilgilidir. Bunun ya bir parçası olursunuz yada olmazsınız.' değerlendirmesinde bulundu.
'İNGİLTERE'YE MALİYET GETİRECEK'
Merkezi Brüksel'de bulunan düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinin (EPC) Başkanı Fabian Zuleeg de, referandumdan AB?den ayrılma sonucu çıkarsa İngiltere'nin AB'yle yeniden pazarlık etmesinin mümkün olmayacağını iddia ederek, 'Ayrılmak, ayrılmak demektir. Bu durumda 2 yıllık bir pazarlık süreci olacak. Bu süreç, özellikle İngiltere ekonomisi için artan belirsizlik nedeniyle bilhassa yatırımlar konusunda bir maliyet getirecek.' şeklinde konuştu.
'AB İNGİLTERE'YE İZİN VERMEZ'
Zuleeg, Brexit durumunda AB'nin özellikle İngiltere'yle yeniden müzakere sürecinde tutumunun negatif olacağını ileri sürerek, 'AB, İngiltere'ye karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olacak. Bence AB, İngiltere'nin 'tek pazara' girişine izin vermeyecek.' görüşünü paylaştı.
