Van'ın Gürpınar ilçesinde, jandarma karakoluna yönelik terör saldırısının ardından terör örgütü PKK mensuplarınca gasbedilmek istenen araçlarını vermedikleri için uzun namlulu silahla taranan 3 kardeşten biri yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Güzelsu Jandarma Karakol Komutanlığı'na dün gece teröristlerce düzenlenen 2'si asker 3'ü vatandaş 5 kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından tedavi altına alınan 5 çocuk babası esnaf Nihat Peker (40) hayatını kaybetti.
Olayda yaralanan diğer 2 kardeşle 2 askerin tedavisi ise sürüyor.
Teröristler araçlarını gaspetmek istedikleri vatandaşları taradı
İlçedeki terör saldırısının etkileri gün ağarınca ortaya çıktı. Güzelsu mahallesindeki jandarma karakoluna terör örgütü PKK mensuplarınca tüple desteklenmiş patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilen saldırının ardından ekipler bölgede incelemelerini sürdürüyor. Patlamanın şiddetiyle karakola yaklaşık 500 metre uzaklıktaki iş yerlerinde de hasar oluştuğu görüldü.
Görgü tanıkları, teröristlerin karakol önüne aracı bırakıp kaçmaya çalışırken patlamanın yaşandığını anlattı. Jandarma karakoluna uzun namlulu silahlarla ateş açan terör örgütü mensuplarının daha sonra koşarak mahalle girişinde 3 kardeşe ait manav dükkanının önüne gelip buradaki aracı gaspetmek istediklerini kaydeden görgü tanıkları, araçlarını vermek istemeyen Nihat, Orhan ve Ayhan Peker kardeşlerin silahla tarandıklarını söyledi.
'Geldiğimizde kanlar içerisinde yerde bulduk'
Mahalle sakinlerinden E.P, AA muhabirine, saldırıdan kısa süre önce arkadaşıyla 1 kilometre ötedeki tesise gitmek için mahalleden ayrıldığını anlattı.
Tesise vardıkları sırada bir patlama olduğunu ve silah seslerinin geldiğini ifade eden E.P, olay yerine gittiklerinde sürekli alış veriş yaptıkları iş yerindeki 3 kardeşin saldırıya uğradığını gördüklerini belirterek, şunları söyledi:
'Arkadaşımın arabasını istemişler, vermeyince de vurmuşlar. Buraya geldiğimde onları kanlar içerisinde yerde bulduk. Biz de zaten kıl payı kurtulduk. Bu saldırıyı kınıyorum. Yıllardan beri doğu halkına yapılan bir zulüm olarak değerlendiriyoruz. Biz burada huzursuzluk istemiyoruz. Milletin buralarda sürünmesini istemiyoruz.'
