Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın, Suriyeli sığınmacılara ?Türk vatandaşlığı verileceğini? açıklamasının ardından başlayan çalışma devam ediyor.
Hükümet, bu konudaki çalışmaları hızlandırırken, muhalefet, ?vatandaş yapılacak Suriyelilerin ülkeye sorun yaratacağı? görüşünden hareketle eleştirilerin dozunu yükseltiyor.
Türkiye, bu önemli kararı geri kabul anlaşması karşılığında Avrupa ülkeleri tarafından kabul edilen sığınmacıların ?tek tek seçilmeye başlanmasıyla? aldı.
Peki, İçişleri Bakanlığı?nda neler yaşanıyor bu konuda?
VERİ TABANI OLUŞTURULDU
Suriyeli sığınmacıların vatandaşlığa geçiş süreci Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülüyor.
İçişleri Bakanlığı, 3 ay kadar önce valiliklere iki sayfalık talimat yazısı gönderip, sorumluluk bölgelerinde vatandaşlığa geçmek için başvuranların tespitini istedi.
Müsteşar Selami Altınok?un imzalı yazıda, ?Türkiye?ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen? sığınmacıların öncelikli olması vurgulandı.
Talimatta, illerde valilik bünyesindeki birimler ile MİT ve Emniyet?ten katılımlarla komisyon oluşturulması, komisyonların, ?kamu güvenliğini tehdit etmeyen? kişileri belirleyerek Ankara?ya bildirmesi kaydedildi.
Erdoğan?ın Kilis açıklaması öncesinde Ankara?ya gönderilen listelerde 700?e yakın ailenin ismi vardı. Bu isim listeleri, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü?nde oluşturulan veri tabanıyla karşılaştırılmaya başlandı. Suriyelilerin Türkiye?ye gelip kayıt yaptırmasıyla oluşturulan veri tabanında 50 bine yakın üniversite mezunu sığınmacı var.
5 YILDA 8 BİN 500 KİŞİ
Ankara?ya ulaşan listelerin karşılaştırılmasıyla oluşturulan ?Türk vatandaşlığına geçmek isteyen Suriyelilerin? yer aldığı ham listeler, MİT ve Emniyet İstihbarat tarafından detaylı incelemeye tabi tutuluyor. Araştırmalar devam ediyor.
Bu arada, İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2011-2016 yılları arasındaki beş yıllık süreçte 8 bin 500 dolayında Suriyeli Türk vatandaşlığı hakkı kazandı. Bunlardan yaklaşık 8 bini ?üç yıl boyunca bir Türk vatandaşıyla evlenmesi sonucu? ya da ?anne veya babasının Türk vatandaşı olması? nedeniyle Türkiye?de doğan çocuklar. 500?ü ise yasanın 11. maddesindeki genel hükümlere göre vatandaşlık hakkı alanlar.
Hatırlatmakta fayda var ki; Türkiye?de, ABD?de uygulanan ?toprağa bağlı vatandaşlık? hakkı yok. Anne-babası Türk vatandaşı olmayan hiçbir çocuk, Türkiye?de doğduğu anda otomatik olarak Türk vatandaşı olamıyor. Anne veya babadan birisinin Türk vatandaşı olması şart.
Türkiye?de doğan, yabancı anne ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşı olabiliyor. Türkiye?de bulunmuş çocuk aksi sabit olmadıkça ?Türkiye?de doğmuş? sayılıyor.
Bu nedenle, sayıları 300 binlere ulaştığı ifade edilen Suriyeli sığınmacıların çocukları, doğrudan Türk vatandaşı değiller. Bu çocuklar, ebeveynleri gibi ?Suriyeli sığınmacı? olarak kayıtlara geçiriliyor.
Tartışılan bir başka konu ise, Suriyeli sığınmacıların ikamet süresi. Burada durum gayet açık aslında. Sığınmacılar ?geçici korunma? kapsamında olduklarından, Türkiye?de bu konumda kaldıkları süre vatandaşlık için gereken 5 yıllık ikamet süresinden sayılmıyor. 5 yıllık süre ?geçerli ikamet süresi? olmak zorunda.
İSTİSNAİ VATANDAŞLIK
Gelelim Türk vatandaşlığının verileceği uygulamaya. En önemli basamaklardan biri, Suriyelilere hangi kapsamda vatandaşlık hakkının verileceği. İçişleri Bakanlığı, bu aşamada ?istisnai vatandaşlık? formülünü devreye sokacak.
Hazırlanan listelerin ?detaylı güvenlik soruşturması ve araştırmasından? geçmesi sonrasında, listelerde isimleri yer alanlara Vatandaşlık Yasası?nın 12. maddesindeki ?Türk Vatandaşlığının Kazanılmasında İstisnai Haller? hükmü gereğince verilecek.
Yasanın bu hükmüne göre, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla, Türkiye?ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen başvuru sahipleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilecek. Bu koşulda, hüküm içinde geçen konumlarda ilgili bakanlıklardan da ?olumlu görüş? verilmesi şartı var.
Bu yasa maddesinin diğer hükmünde ise, başvuru sahipleri, ?Vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler? kapsamında değerlendirilecek. Burada ise kararı doğrudan İçişleri Bakanı verecek.
Her iki koşula göre hazırlanacak teklif listeleri, İçişleri Bakanlığı?nın teklifi olarak Bakanlar Kurulu?na sunulacak. Bakanlar Kurulu?nun onayından sonra başvuru sahipleri Türkiye Cumhuriyeti?nin yeni vatandaşları olarak nüfus cüzdanlarına sahip olacaklar.
Elbette, Türkiye?nin içinde kamu güvenliği sorunu bu konudaki çekincelerin başında yer alıyor. Görüştüğüm yetkililer, bu konuda ?sağlıklı bir alan çalışması yapıldığına? dikkati çekiyor. Sağlıklı alan çalışması sonrasında oluşturulan isim listelerinin güvenlik birimlerinden ?temiz kâğıdı? alması gerekiyor.
Güvenlik araştırmalarında, başvuru sahibiyle ilgili elde edilecek en küçük bir olumsuz tespit geçmişte olduğu gibi vatandaşlık hakkı kazanılmasını engelleyecek. Bu konuda ?referansı kim olursa olsun, araştırmasında sorun bulunan kişilerin? vatandaş olması söz konusu değil. Şu ana kadar da yeni süreçte herhangi bir kişinin başvurusu henüz Bakanlar Kurulu?ndan çıkmadı. Listelerin Bakanlar Kurulu?na gönderilmesi süresi, yapılacak güvenlik soruşturmalarını süresi nedeniyle, aynı kapsamda değerlendirilen örneğin Kenyalı atletlere ait başka dosyalarda olduğu gibi hızlı işlemeyecek.
Yetkililer, Erdoğan?ın açıklaması sonrasında çok büyük talep patlaması olmayacağı, açıklama öncesi süreçteki başvuruların birkaç artabileceği görüşünde. Yeni süreçte, sadece Suriyelilere vatandaşlık verilmeyecek. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ahıska Türklerinin de bu kapsama alındığını belirtti.
Vatandaşlık işi Türkiye?nin kısa vadede çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri olacaktır.