FETÖ meğer öğrencilerini böyle seçiyormuş!

FETÖ meğer öğrencilerini böyle seçiyormuş!

FETÖ'ye yönelik hazırlanan iddianamede,ihtiyaç sahibi olan öğrencileri değil, zeki ve başarılı öğrencileri hedef alıp hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırdığı, böylelikle örgütün devleti ele geçirme amacına ulaşmasına katkı

Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde Tavas Cumhuriyet  Savcılığı tarafından yürütülen, FETÖ/PDY'nin 'Tavas'taki mütevelli heyet  oluşumu', 'dershane, yurt, pansiyon ve okullarda eğitim yapılanması', 'kadın ve  ışık evleri yapılanmasına' yönelik soruşturma çerçevesinde 31'i tutuklu, 72  şüpheli hakkında hazırlanan ve Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen  iddianamede, FETÖ yapılanması ve yönetim modeline ilişkin bilgilere de yer  verildi.

İddianamede, FETÖ'nün kuruluşuna, yapılanmasına ve faaliyetlerine  ilişkin bilgilerin yer aldığı bölümde, örgüt üyelerinin, emirlere itaat, örgüte  dahil olan öğrencilere yol gösterme, örgüt içi eleştiri ve yönlendirmeler  doğrultusunda hareket etme gibi ifadelerin yer aldığı metni ezberleyerek 'sadakat  yemini' ettiği, ayrıca örgüt mensuplarının uymaları gereken '18 maddelik örgüt  prensipleri' dışında hareket edemedikleri aktarıldı.

Zeki ve başarılı öğrenciler hedef alınmış

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1970'lerin sonunda başlattığı uzun  vadeli projenin ilk halkasını eğitimin oluşturduğu, etki altına aldıkları zeki,  başarılı öğrencilerin özellikle 'eğitim fakülteleri'ne yönlendirildiği ve  öğretmen olmalarının sağlandığı vurgulanan iddianamede şu bilgilere yer verildi:

'Hukuk, tıp, mühendislik fakülteleri gibi yüksek puanla kayıt alan  bölümleri kazanabilecek öğrencilere, bu bölümler yerine eğitim fakültelerinin  tercih ettirilmesi, toplumun değişik kesimlerince eleştirilmiştir. Ancak zaman  göstermiştir ki eğitim fakültelerine yönelinmesi, örgütün uzun vadeli planlarının  bir parçasıdır. Örgüt, eğitim kadrosunun nitelik ve nicelik açısından yeterli  düzeye ulaşmasının ardından kendisine bağlı öğrencileri, çağın gereksinimleri  doğrultusunda yönlendirmiş ve geleceğin elitlerini yetiştirmeye başlamıştır.  Eğitim gönüllüsü diğer kuruluşların ve dini referanslı yapıların aksine FETÖ/PDY,  ihtiyaç sahibi olan öğrencileri değil, zeki ve başarılı öğrencileri hedef almış,  hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırmıştır. Böylelikle örgütün devleti ele  geçirme amacına ulaşmasına katkı sağlayacak kadrolaşma faaliyetlerinin önü  açılmıştır.'

Öğrencilere kod ismi verilerek, örgütle bağlantıları gizlenmiş

Yetiştirilen öğrencilerin başta mülkiye, yargı, TSK ve emniyet olmak  üzere devlet kadrolarında, 'iş adamı' olmaya aday gösterilen bir kısmının ise  ticari faaliyetlere yönlendirildikleri, bunların yanında başarılı öğrencilerin  eğitim kadrolarına alınmasına devam edilerek örgütün bu alandaki etkinliğin  artırılmasına çalışıldığı kaydedilen iddianamede, örgütle ilk tanışmaların  genellikle dershaneler ya da eğitim kurumlarında olduğuna dikkat çekildi ve şu  görüşler aktarıldı:

'Her öğrenciye 'kod' adı verilmektedir. 'Paralel Devlet' dediğimiz  yapılanma içerisinde, aslında bölgesinden birimlerine kadar herkes 'kod isim'  kullanmıştır. Mülki idare, emniyet, TSK ve yargı gibi stratejik kurumlar için  hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda  hazırlanmaktadır. Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta  ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre  tipi' yapılanma modeli uygulanmakta, Askeri Lise, Polis Akademisi ve Polis  Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri  ile kayıt edilmemektedir.'

Dershaneler örgütün veri tabanları

Dersanelerin, örgütün adeta vesayet araçları olduğu, öğrenciler ve  ailelerin bilgilerinin depolandığı veri tabanları konumunda bulunduğu bilgileri  yer alan iddianamede, 'Bu yapının, her ilde en az bir okulu olmakla birlikte,  aileler, çocuklarını etiketlenmesi için pek fazla buralara göndermemektedirler.  Fakat dershaneler için bu ihtimal daha az olduğundan, dershanelerine daha fazla  öğrenci gitmekte ve aileler de bu yapının içine çekilebilmektedirler. Dolayısıyla  konunun sadece eğitim olmadığı, PDY'nin dershaneler üzerinden çocuklara,  ailelere, il ve ilçelere, köylere ulaştığı ve kontrol ettiği anlaşılmaktadır.'  denildi.

Eğitimle, gayri meşru faaliyetlerini kamufle ediyorlar

Örgütün, çocuklar bahanesiyle ailelerinin dini, siyasi, ekonomik,  demografik, eğitim, kültürel veya etnik yapıları hakkında tuttuğu kayıtlarla  ailelerin adeta fişlendiği, örgütün elinde 'geniş bir demografik arşivin olduğu'  kaydedilen iddianamede, eğitim alanının örgüt için adeta bir 'ara yüz' konumunda  bulunduğu aktarılarak, 'Zira 'eğitim alanı', örgüt açısından 'üç temel' fonksiyon  görmektedir. Her şeyden önce 'insan' kaynağı sağlamakta, ikinci olarak ekonomik  kaynak temin etmekte ve üçüncü olarak ise belki her şeyin ötesinde, hareketin  meşru gibi görünmesini sağlamaktadır. Üçüncü fonksiyon diğer ikisinden daha  önemlidir, çünkü eğitim faaliyetleri, diğer gayri meşru faaliyetleri kamufle  etmektedir.' ifadelerine yer verildi.

Kimlik gizlemek için öğrencilere 'stil çalışması'

İddianamede ayrıca, çeşitli fakültelerde eğitim gören öğrencilere,  girecekleri ortamlarda örgüt bağlantılı kimliklerinin ortaya çıkmaması için top  sakal bıraktırdıkları, küpe taktırdıkları, ayrıca 'stil çalışması' yaptırdıkları  ifade edildi.

Işık evlerinin ihtiyacı olan eşyaların örgütün esnaf kadrosu  tarafından alındığına dikkat çekilirken, bu yardımların FETÖ/PDY'nin sayısal ve  ekonomik olarak büyümesinde önemli etkisi olduğu