Sitemizin yazarlarından Kerime Yıldız Fethullahçı Terör Örgütü'nün yıllardır basın yayın organları ile verdiği subliminal mesajların ayrıntılarını kaleme aldı.
KERİME YILDIZ'IN BUGÜNKÜ YAZISI
Bir fikri aşılamak için en müsâit zaman, rüyâ hâlidir. Çünkü rüyâ, zihnin en savunmasız ânıdır. Rüyâda saf, sınırsız ve savunmasız bilinçaltı ortaya çıkar. Zihin savunmasızken direk veya subliminal mesajlarla bilinçaltına fikir ekmek mümkündür.
Kişinin beynine ekilen fikir, kendi buluşuymuş gibi gelişir. İnsan, fikrin kaynağının nereden geldiğini anlarsa tepki verebilir. Bu nedenle zihne sokulacak fikrin gerçek gibi, insanın kendinden çıkıyormuşçasına hissettirilmiş olması gerekir. Böylece, ekilen fikrin başkasından geldiği anlaşılmaz.
Bir insanın zihnine fikir yerleştirmenin en başarılı uygulamalarından birisi sinemadır. Çünkü sinema, bir çeşit rüyâ görmektir. Eğer film seyrederken zihniniz koruma altında değilse çok kolay fikir aşılanabilir. Hattâ kendi kültürünüz, kendi târihinizle ilgili gerçekler tamamen tersine dönebilir. Düşmanla empati kurulur. Daha vahimi ise aşırı empati kurulmasıdır.
Aşırı empati sendromuna kişiliği tam olarak gelişmemiş insanlar yakalanırlar. Kendi gelecekleri hakkında karar veremezler. Toplumda kendini gösteremeyen, kendini kabullendiremeyen, sevilme ihtiyâcı duyan insanlardır. Toplumlararası ilişkilerde de aşırı empati sendromu görülebilir.
Amerika, dünyayı sinemayla yönetiyor desek abartmış olmayız. Hollywood?un en büyük ortağı CIA desek, hiç abartmış olmayız. Hollywood ve CIA, aşağılık kompleksine kapılmış ve aşırı empati yapmaya hazır hâle gelmiş toplumları, sinemanın bilinçaltı metodlarını kullanarak istediği gibi yönlendiriyor.
FETÖ?nün Amerika ile iş tuttuğu artık ortada olduğuna göre, Hollywood ve CIA?nın yöntemlerini kendi sinemasında kullandığına itiraz eden çıkmaz sanırım.
Vaktiyle cemaatin dizilerine ve filmlerine, ?Bunlar ne iş çeviriyor?? diye bakanların imanları sorgulanıyordu.
Meselâ, 2004?de herkes Sır Kapısı dizisine kilitlenmişken Diyânet İşleri Başkanlığı Dinî Yayınlar Dâiresi Başkanı Dr. Ahmet Onay, bu tür dizilerin zararlarını ifâde etmiş; İslâm?ı doğru anlatmadığını söylemişti. O zaman Diyânet?in ne tedbir aldığını merak ettim doğrusu.
Gülen cemaati, STV?deki dizilerden sonra 2009?da sinemaya el attı. İlk olarak Kelebek (2009) ve Eşrefpaşalılar (2010), gösterime girdi.
Bu iki filmi seyredenlere sormak istiyorum. Konusu İslâm olan bir filmde İslâm?ın Peygamberinden hiç bahsedilmemesi normal mi?
Gerçi Gülen?in 98?de Papa?ya gönderdiği dialog mektubunda Peygamberimizden hiç bahsetmediğini göz önüne alırsak gâyet normal. Aksiyon dergisnin ?dinlerarası dialog? hakkındaki sayısının başyazısının ?Hz. İbrahim?de buluşalım ? olduğunu hatırlarsak gâyet normal. Niye Hz. İbrahim?de buluşuyoruz? Niye Son Peygamberde, Efendimizde buluşmuyoruz?
Oh ne âlâ! Aramız iyi olsun diye Müslümanlar, Hz. İsa?yı kabul edecek ama Hristiyanların böyle bir yaklaşımı olmayacak. Biz Hz. İsa?ya zâten inanıyoruz. Mesele, karşı tarafın Peygamberimiz kabul etmesi değil mi?
Bu konuyu ayrıca yazacağımız için burada bırakıp sinemaya devam edelim.
.
Gülen cemaatinin sinema filmlerini alık alık seyredenler, eminim bir ellerinde mendil hocaları gibi ağlamışlardır. Öyle ya hizmet, gurbet, sıla gibi konular, insan olanı ağlatır?
Peki ya ağlarken alınan subliminal mesajlar ne olacak?
Meselâ, Kelebek filmindeki ABD güzellemesi ne olacak? Filmdeki tarikat üyelerinin ABD?ye toz kondurmayıp sâdece Müslüman teröristlerden bahsetmesi ne demek oluyor?
Selam filminde, Habeş kralı Necâşi örneği verilerken haç ve hilâlin yan yana gösterilmesi, ne anlama geliyor?
Güya Ahıska Türklerinin dramını anlatan ?Birleşen Gönüller?, başlı başına bir fâciâ. Filmi seyrettiğimde her şeyi göze alıp, ?Bu film Ahıska Türklerine hakârettir.? diye yazdığımda çok az ses veren oldu.
Ahıska Türklerinin sürülmesiyle ilgili film yapacaksınız ama Rus zulmünden, Stalin?den bahsetmeyeceksiniz. Üstelik Hollywood?un holokost filmleri gibi olacak. Hitlerin çalışma kampına esir düşen Ahıskalıyı seyrederken zihniniz, Piyanist, Hayat Güzeldir, Sofi?nin Seçimi gibi filmlere gidecek. Bu yetmezmiş gibi cemaatin gazetesi Zaman, kamp sahnelerinin holokost filmleri sahnelerine benzemesiyle övünecek. Başka söze lüzûm var mı?
Eşrefpaşalılar filmindeki imam, Fethullah Gülen?di. Bir zamanlar Peygamberimizden bahsedince hüngür hüngür ağlayan adamı, o filmde niye göremedik?
15 Temmuz?a tiyatro diyenler, başrolünde hocalarının olduğu film rüyasından ne zaman uyanacaklar?