Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, 2016 yılında yaşananlar ve yeni yıldan beklentiler ile ilgili bir makale kaleme aldı.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah gazetesinde yayımlanan '2016: Dünyanın Kanayan Yılı' başlıklı makalesinde, 2016 yılını değerlendirdi.
2016'nın dünya için acı verici bir yıl olduğunu, küresel terörizm, iç savaşlar, sığınmacı krizi, mezhep çatışmaları, jeopolitik çekişmeler, büyüyen ekonomik eşitsizlik, uluslararası toplumun akan kanını durdurmaktaki başarısızlığı nedeniyle felç olan dünyanın, masum insanların hayatlarının yıkıma uğradığına, yoksul ve ezilenlerin yalnız bırakılmasına tanıklık ettiğini bildirdi.
2017'nin farklı olması isteniyorsa, öncelikle inancı, kültürü veya milliyeti ne olursa olsun herkesi birbirine bağlayan bir değer olan insanlık onurunu korumakla işe başlanması gerektiğine işaret eden Kalın, mevcut uluslararası sistemin bir süredir işlemez halde olduğunu kaydetti.
İbrahim Kalın, BM sisteminin çalışmadığını, ivedi biçimde reforma ihtiyacı olsa da BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin bunu tartışmak dahi istemediğini belirterek, bazı BM kuruluşlarının iyi işler çıkardığına, öte yandan bunun daima BM bürokrasisi tarafından sınırlandırıldığına ve mevcut ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığına dikkati çekti.
Kalın, 'Transatlantik ittifakın iki sütunu ABD ve Avrupa, Suriye savaşı, Irak'taki kargaşa, sığınmacı krizi, Ukrayna'daki çatışma, küresel terörizm, siber güvenlik, artan ırkçılık, İslamofobi ve diğer bir sürü mesele karşısında uluslararası düzenin fiilen yıkılmasına engel olamadılar.' ifadesini kullandı.
'Türkiye, 2016 yılını 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, DEAŞ ve PKK saldırılarının artması gibi korkunç hatıralarla geride bıraktı.' ifadesini kullanan Kalın, Batılı ve NATO müttefiklerinin, bu terörist tehditlere karşı Türkiye ile yan yana sağlam duruş sergilemekte büyük ölçüde başarısız olduğunu belirtti.
Türkiye'nin, Suriye'de DEAŞ'a karşı yürüttüğü Fırat Kalkanı Operasyonu'nda bile ABD liderliğindeki koalisyonun yeterli destek sağlamakta başarısız olduğunu belirten Kalın, Obama yönetiminin, bunun yerine PKK'nın Suriye kolu YPG'yi silahlandırma ve destekleme yönündeki yanlış politikasını sürdürdüğünün altını çizdi.
Kalın, makalesinde şu ifadelere yer verdi;
'Bu zorluklara rağmen, Türkiye, 45 bin kişinin Halep'in doğusundan, Türkiye, uluslararası kuruluşlar ve STK'lar tarafından koruma altına alındıkları İdlib'e tahliye edilmesine aracılık etmeyi ve olanak sağlamayı başardı. 2016'nın son günlerinin belki de en önemli ve umut verici haber, Türkiye ve Rusya'nın arabulucuğunda Suriye'de 30 Aralık itibariyle yürürlüğe giren ateşkes oldu. Bu, Suriye'deki altı yıllık savaşa siyasi çözüm bulmak üzere Suriye rejimi ile muhalefet temsilcilerinin bir araya geleceği Astana görüşmelerine zemin hazırlayacaktır. Astana süreci, BM liderliğindeki Cenevre görüşmelerinin yerini geçmekten ziyade bu görüşmeleri tamamlayacak şekilde tasarlanmıştır.
2017 yılını dört gözle beklerken, büyük zorluklar hala çözüme kavuşmuş değil. Güç dengesinin küresel olarak yeniden düzenlenmesi, Ukrayna ve Suriye'den, Asya ve Balkanlara kadar gerginliği düşürmenin anahtarıdır. Mevcut uluslararası düzenin kusurları ve içerdiği kuruluşlar, daha fazla kaos ve istikrarsızlığı önlemek için onarılmalıdır. Dünyanın kanadığı yılın yerine, toplu şifa, irfan ve dayanışma yılı geçmelidir. Bu insan onuruna inanan herkes için bir zorunluluktur.'