Bir anne Cübbeli'ye nasıl satranç dersi verdi?

Bir anne Cübbeli

Cübbeli Hoca satranç oynayanların lanetlenmiş olduklarını, domuz eti yemek gibi bir günaha bulaştıklarını onu izleyenlerin de aynı günaha ortak olduğunu ileri sürdü. Sitemizin Genel Yayın Yönetmeni Kerime Yıldız da, bugünkü köşe ya

Benim doğduğum köylerde çok ceviz ağacı vardı hocam. Ben bu yüzden serinliğe hiç hasret kalmadım.

Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basmazdı. Ben bu yüzden yalnızlığı çok severim.

Benim doğduğum köylerde çok buğday tarlaları vardı. Saçlarım gibi savrulurdu.

Benim doğduğum köyler çok güzeldi hocam!

Ama?

Benim doğduğum köylerde her şeyimize karışan hocalar vardı. Her şey günahtı. Ben bu yüzden o

güzel köylerden soğudum hocam! Hasret kaldım.

Her şey günahtı ya spor nedir bilmiyorduk hocam. Şehre göçmüştük ama akıl, hep köydeydi. Spor boş

işti. Okulda spor yapmak istediğimde ise ?Soyunmadan yapamazsın!? diyen modern hocalar dikildi

karşıma. Hep içimde kaldı spor yapmak.

Satrancı çok geç tanıdım hocam! Hayatla satranç oynadığım hâlde satranç oynamayı beceremedim.

Çocuklarımın hepsi satranç oynuyor. Özellikle birisi var ki -Allah, vatana millete bağışlasın- hayatını

satrançla istikrarlı hâle getirdi.

Beş dakika oturamazdı; oturmayı öğrendi.

Düşünmeden her şeye atlardı; düşünmeyi öğrendi.

Kaybedip üzülmeyi; kazanıp mutlu olmayı öğrendi. Bu mutluluğu öğrenince arkadaşına birincilik ikram

ederek mutlu etmeyi öğrendi.

Hamle hesabı yapmayı; tedbirli olmayı öğrendi.

Efendice oynamayı öğrendi.

Takım ruhunu öğrendi.

İhtiraslarını törpülemeyi öğrendi. O kadar öğrendi ki bir zamanlar yüreğimi ağzıma getiren çocuk,

artık beni bile eğitir hâle geldi.

?Filanca arkadaşın kaç aldı?? diye merak ettiğimde, ?Arkadaşımın notu seni neden ilgilendiriyor??

diye sordu. İhtiraslarımı engellememe yardımcı oldu.

Şimdi oğlum, hem çalışıp hem okuyor. Önüne bakıyor.

Bütün bunları bu spora borçluyum hocam.

Belki inanmayacaksınız ama hocam, benim oğluma bütün bunları öğreten satranç hocası, aynı

zamanda din bilgisi öğretmeni. Yani eğitim sisteminin öğretemediği ahlâkı, satranç yoluyla öğreten

münevver bir öğretmen. Masum hamleler öğretmeni?.

Oğlum, sizin sözlerinizi duyunca bana telefon etti. ?Şimdi ben cehennemlik miyim?? diye güldü

hocam.

?Boş ver oğlum! Cübbeli Hoca, gelinlik giymeye, düğüne derneğe de haram diyordu. Kendi kızı nasıl

evlendi gördük. Soranlara, ?Evlada söz geçmiyor.? dedi, bitirdi.? cevabını verdim. Gülüştük.

Gençleri rahat bırakın hocam! Satranç oynasınlar. Satranç, zekâyı geliştirir. Elin oğlunun oyunu, hilesi,

hurdası bitmiyor. Bu memleketin, muhâkeme yapan, hamle hesabı bilen, kolay kandırılmayan zeki

çocuklara çok ihtiyacı var.

Bir de hocam? Canı gelinlik giymek, düğün yapmak isteyip de sizin vaazlarınız yüzünden vazgeçerek

nefsine zulmeden genç kızlardan helâllik isteyin.