Sitemizin yazarlarından Değerli Milletvekilimiz Doç. Dr. Selçuk Özdağ bugünkü köşe yazısında, konjonktürel bir zorunluluk gereği ilişkilerimizin son dönemde iyice arttığı Rusya'yı ve buna mukabil altmış yılı aşan stratejik ortakl?
Türkiye, siyasi zaruretlerden dolayı Suriye'de Rusya ile iş birliği yapmak zorunda kaldı. Devletlerarası ilişkilerde bu tür ittifaklar her zaman mümkündür. Türkiye'yi biraz da buna ABD'nin tavrı mecbur etti. ABD altmış yılı aşan stratejik ortaklığı bir yana bırakarak bir terör örgütü ile iş birliği yapmayı tercih etti.
Düne kadar Suriye'yi, Irak'ı teröre destek verdikleri iddiasıyla haydut devlet ilan eden de ABD idi. Şimdi aynı ABD Suriye'de kanlı bir terör örgütü ile iş birliği yapıyor. Bugün Suriye'nin bir kan deryasına dönmesinin nedeni budur.
Türkiye'nin Suriye'de Rusya ile aynı çizgiye gelmesi bazı çevreler tarafından davul zurna ile karşılandı. Medya'da Rusya güzellemeleri gırla gidiyor. Hiç bir işimizde mutedil olamıyoruz. Düne kadar aynı övgüler ABD için yapılıyordu. Halbuki, devletlerarası ilişkilerde hiç bir konum ebedi değildir. Bunu en bariz biçimde ABD - Türkiye ilişkilerinde gördük. Düne kadar karşı saflarda olduğumuz Rusya ile yan yana,aynı safta olduğumuz ABD ile karşı karşıyayız. Yarın kartlar yeniden karılınca bu pozisyonlar yeniden değişebilir.
Siyasi kararlar ne kadar tarihi tecrübemizden izler taşırsa o kadar isabetli olur. Rusya Türkiye'nin en çok savaştığı ülkelerin başında geliyor. Bunun nedeni Petro'nun Rus halkına gösterdiği hedeflerdir. Petro'dan beri Rusların birinci hedefi açık ve sıcak denizlere inmektir. Bunu gerçekleştirmek ancak Türkiye'nin çiğnenmesi, işgal edilmesi ile mümkündür. Unutmayalım ki Türkiye'nin NATO'ya giriş nedeni de Rus tehdididir. Dün dediğimiz bir tarihte bizden Kars'ı , Ardahan'ı, Boğazlar'ı istemişlerdir. Rusya'nın bu hedefleri sürdükçe, Türkiye ile Rusya arasında kalıcı dostluklar kurulamaz. Bu bakımdan ABD düşmanlığı ile Rusya güzellemeleri yapanların bu gerçeği gözden ırak tutmamaları gerekir. Bu Rusya ile dün topraklarımızı isteyen Rusya arasında hiç bir fark yoktur. Suriye'de bulunmaları bile nasıl bir istila ve emperyal iştah taşıdıklarının en açık göstergesidir.
Türkiye siyasetlerini belirlerken Rusya'nın bu gerçeğini gözden uzak tutmamalıdır. Tarihimiz bize geçici iş birliği cevazı vermesine rağmen kalıcı bir dostluk için yetki vermemektedir. Tarihten süzülüp gelen ,'ayıdan post, Moskof'tan dost olmaz' öz deyişi boşuna söylenmemiştir. Her on yılda bir Ruslarla savaşmak zorunda kalan Türk milleti, bu hükmü yaşadığı acı tecrübelerden çıkarmıştır. Bugün Suriye'de aynı safta olmak bir istek ve arzunun ifadesi değil, bir zorunluluğun neticesi olmuştur. İş birliği, tarafları buna icbar eden şartlar devam ettikçe sürecek,o şartlar ortadan kalkınca yerini farklı bir atmosfere bırakacaktır.
Temennimiz çevremizdeki komşularla dost olmak, iyi ilişkiler içinde olmaktır. Savaşı arzulamak hem milli menfaatlerimize hem inançlarımıza aykırıdır. Hep barışı, dostane ilişkileri arzulayacak ama milletlerarası ilişkileri tayin eden şeyin milli çıkarlar olduğunu unutmayacağız. Aksi takdirde bir badireden kurtulalım derken daha büyük bir badirenin kucağına düşeriz.