Başbakan Yıldırım, yönetimde iradenin tek olması gerektiğini, irade olmayan yerde idarenin olmayacağını belirterek, 'İki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım, icraatta kaptanın tek olması lazım.' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişiklik teklifine ilişkin, 'Getirilen değişiklikler ülkemizin içinde bulunduğu şartları ve gelecekte karşılaşılması muhtemel sorunları kökünden çözecek ve yönetim olarak şu anda karşı karşıya bulunduğumuz bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak değişikliktir.' dedi.
Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmasında, rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a Allah'tan şifa dileyerek, en kısa sürede sağlığına kavuşmasını temenni etti.
Bugün Türkiye'nin geleceği için çok ama çok önemli bir konu için bir arada olduklarının altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Anayasa değişikliğini görüşüyoruz. Türkiye'nin geleceğini konuşacağız. Bugünden itibaren anayasa değişikliğini bütün yönleriyle ele alacağız. Meclisimiz bu değişikliği en iyi şekilde müzakere edecek, vatandaşlarımız bu görüşmelerde yapılan bu değişikliğin ne anlama geldiğini daha iyi anlayacak. Hayatlarında neyi değiştireceğine kanaat getirecek. Tabii bu görüşmeler burada bitmiyor. Meclis görüşmelerimizi inşallah bütün partilerimizin katılımıyla tamamladıktan sonra bunun bir de asıl sahibinin önüne gitmesi var. Asıl işin sahibi, onay verecek makam da millettir. Millet bu değişikliğe, öyle inanıyoruz ki aynen olur verecek ve Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine giden yolda önünü açacak, yolunu aydınlatacaktır.'
Yıldırım, 60 yaşını geride bıraktığını ve son 15 yıldır siyasetin içinde olduğunu anlatarak, milletvekili, bakan olarak Türkiye'ye hizmet etmek için gece gündüz çalıştığını söyledi. Erzincan'da kendi halinde bir ailenin 10 evladından biri olarak bu ülkenin yönetim kademesinde önemli bir sorumluluk aldığını dile getiren Yıldırım, bunun cumhuriyetin bahşettiği en büyük imkan, en büyük onur olduğunu kaydetti.
'Sorunları kökünden çözecek'
Anayasa değişikliğiyle ilgili ciddi konuşmalar yapıldığını ve bu konuşmaları can kulağıyla dinlediğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
'Esasen getirilen değişiklikler, ülkemizin içinde bulunduğu şartları ve gelecekte karşılaşılması muhtemel sorunları kökünden çözecek ve yönetim olarak şu anda karşı karşıya bulunduğumuz bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak değişikliktir. 18 değişiklikten bahsedildi. 82. Anayasası bir darbe ürünü anayasadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu anayasa değişikliğini zaman zaman defalarca yaptık, 100 kadar da madde değiştirdik ama her bir değişiklikten sonra yeni anayasa değişikliği bitmedi, artarak devam etti.'
Meclis çatısı altında bulunan tüm siyasi partilerin seçim beyannamelerinde, AK Parti'nin hükümet programında bu konuya vaatlerin en başında yer verdiklerini söyleyen Yıldırım, 'Yazmakla kalmadık, bunun gerçekleştirilmesi için de gerekli adımları attık.' dedi.
'Çözüm işin sahibinde, millette'
2007 yılında hukuki icat ortaya atıldığını, bu icadın adının 367 olduğunu belirten Yıldırım, bu 367 icadının maalesef cumhurbaşkanlığı seçimini tıkadığını söyledi.
Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Peki, 'milletin iradesinden başka irade yok' diyoruz. İşte şurada yazıyor, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' Peki çözüm nerede? Parlamento çözüm üretemedi. Çözüm işin sahibinde, millette. Karar aldık millete gittik. Millet AK Parti'ye olan desteğini çok daha yükseğe çıkararak, yüzde 48'lere çıkararak, 'Bu işi ben kabul etmiyorum. Meclis'te bu işin yapılmasını asla onaylamıyorum, işte size yetki, bu seçimi yapın.' ve geldik, tekrar Meclise geldik.
Burada bir hakkı teslim etmek lazım. 2007 seçimlerinde MHP de Meclise girdi ve MHP Sayın Genel Başkanı, kendinden beklenen, devletin ali menfaatlerine yönelik o tarihi kararını aldı. Meclise girerek cumhurbaşkanının seçilmesini sağladı ve böylece o kriz aşılmış oldu. 'Ama bu krizin her cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanması, Türk siyasetine yakışan bir şey değil' dedik. Her sorunun çözümünde hakem millettir. O halde gelin, biz bu işi kökten halledelim, cumhurbaşkanını da millet kendisi seçsin.'
'Özal'la Demirel'in o günkü çatışmasını aklınızdan geçirin'
Başbakan Yıldırım, 'Başkanlık sisteminde ne yetkiler varsa, hepsini cumhurbaşkanına yazmışlar. Çünkü onların kafasındaki sadece anayasa yapmak değil, kendilerini cumhurbaşkanı yapmaktı. Ve nihayet parlamenter sistem ama parlamenter sistemle de hiç mütenasip olmayan çok güçlü yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı... Başbakan var cumhurbaşkanı var. Yürütmede iki tane irade var. Bu iki irade, her zaman uyumlu olmayabilir. Hatırlayın, rahmetli Özal'la rahmetli Demirel'in o günkü çatışmasını aklınızdan geçirin.' sözlerini sarf etti.
Yönetimde iradenin tek olması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, 'İrade olmayan yerde idare olmaz. Çatal kazık toprağa girmez. Bizim güzel bir tabirimiz var. Ben denizciyim, iki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım, icraatta kaptanın tek olması lazım. Tek nasıl olur? Yürütme ile ilgili yetkileri verirsiniz, sistemi ona göre tanımlarsınız, ondan sonra da hesabı sorarsınız. Anlatırlar. Bir yumurtayı 10 tane asker taşımaya kalkmış, onu da kırmış.' değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Yıldırım bu nedenle mutlaka sorumluluğun da yetkinin de yürütmede tek olması gerektiğini söyledi.
Aksi halde zaman kayıpları olduğunu, devletin verimliliğinin azaldığını, vesayet odaklarının cesaret kazandığını ve sistemin bir yerde tıkandığını kaydeden Yıldırım, 'Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin' dediklerini ve bunu da halk oyuna gönderdiklerini bildirdi. Binali Yıldırım, vatandaşın yüzde 69'unun da bu kararı onayladığını ve ondan sonra aslında anayasada, cumhurbaşkanlığına giden yolda önemli bir adımın başlatılmış olduğunu vurguladı.
Yıldırım, bu ilk uygulamayı da 2014 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, halkın yüzde 52 oyuyla seçilmesiyle başlatmış olduklarını belirtti.
'Bu bir yönetim sistemi değişikliğidir'
Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerde grubu adına yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Amerikan tipi başkanlık getirin kabul edelim.' teklifinde bulunduğunu anımsatarak, bu teklife olumlu yaklaştıklarını ancak CHP'den ses çıkmadığını söyledi.
Başbakan Yıldırım, 18 maddeden oluşan anayasa değişiklik teklifini hazırladıklarını, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın teklife ilişkin makul değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek, 'Mesele çok açıktır, bu bir yönetim sistemi değişikliğidir. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemidir, adı da budur. Bu sistemde cumhurbaşkanlığı seçimiyle Meclis seçimi aynı anda yapılmakta ve böylece iki tane erk aynı anda teşekkül edilmektedir. Biri yasama ve denetlemeyi sağlayacak Meclis, diğeri de yürütmeyi, memleketin, milletin işini gücünü yapacak hükümettir.' diye konuştu.
'Seçilme yaşını 18'e indirdik'
Anayasanın 9'uncu maddesindeki değişiklikle 'yargının bağımsızlığı yanında tarafsız da olsun' dediklerini ifade eden Yıldırım, 75'nci maddedeki değişiklikle milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarttıklarını, 76'ncı maddede yapılan değişiklikle de seçilme yaşını 25'ten 18'e indirdiklerini söyledi.
Yıldırım, 'Seçerken 'gelin gençler bizi seçin' diye çağırıyoruz, 'Biz de seçilmek istiyoruz' deyince 'Yok daha küçüksünüz, bekleyin bakalım'... Böyle iş olmaz. Seçen aynı zamanda seçilecek ehliyete sahiptir. Gençlerimizden korkmayalım, endişe etmeyelim, gençlerimiz geleceğimizdir. Tabii ki gençlere fırsat vereceğiz.' dedi.
'Vatandaşa itaat et rahat et'
Seçimlerin 5 yılda bir yapılmasının vatandaşın gelecek 5 yılı nasıl planlayacağı açısından da önemli olduğunu ifade eden Yıldırım, 'Siyasette vatandaş hiç hata yapmadı. Siyasetçi hata yapabilir, bizler hata yapabiliriz ama vatandaşın bugüne kadar hiçbir hata yaptığını görmedim onun için vatandaşa güvenelim. Vatandaşın kararına, 'Başımız gözümüz üstüne' deyip, itaat edelim. İtaat et rahat et. Vatandaşa itaat et rahat et.' dedi.
'Her şey açık seçik yazılmış'
Yıldırım, Cumhurbaşkanlığının adaylığı, görevleri, aday gösterilmesi, kaç dönem seçileceği gibi hükümleri düzenleyen 101'nci maddenin de değiştirildiğini, cumhurbaşkanlığının yetkilerinin kapsamlı şekilde sayıldığı 104'üncü maddenin de yeniden düzenlendiğini söyledi.
Yıldırım, '104'üncü maddede cumhurbaşkanının yetkileri kapsamlı şekilde sayılıyor. Sayılanların dışında başka bir yetkisi yok. Her şey açık seçik, tereddüte, şüpheye mahal vermeyecek şekilde yazılmış.' diye konuştu.
Anayasanın 105'inci maddesinde yer alan cumhurbaşkanlığının sorumsuzluğunun de değiştirildiğini ifade eden Yıldırım, 'Diyor ki 'sen vatandaşın önüne gittin, yetki aldın, vaatlerde bulundun. Onları yaptın mı yapmadın mı? 5 yıl sonra hesabı kim verecek? Tabii ki cumhurbaşkanı ve ekibi verecek. Cumhurbaşkanının sadece vatana ihanetten değil, herhangi bir suçla yargılanmasına imkan verecek düzenleme 105'inci madde ile getiriliyor.' dedi.
'Başbakan sistemden çıkarılıyor'
Başbakan Yıldırım, yapılan değişiklikle, cumhurbaşkanının yargılanması için gerekli milletvekili oy sayısının 413'ten 367'ye düşürüldüğünü söyledi.
Anayasaya yeni giren bir maddeyle de cumhurbaşkanı yardımcıları ve onların görevlerinin düzenlendiğini belirten Yıldırım, yeni düzenlemeyle başbakanın sistemden çıkarıldığını, yerine cumhurbaşkanı yardımcılarının getirildiğini kaydetti.
Yıldırım, bu sözlerine CHP sıralarında laf atılması üzerine, 'Başbakan yok. Biz makam, mevki delisi değiliz. Devletin geleceği için bir Ali değil, bin Ali feda olsun. Milletim kazanacaksa biz kaybederiz. Biz şan, şöhret peşinde değiliz.' dedi. Başbakan Yıldırım'ın bu sözlerini AK Partili milletvekilleri ayakta alkışladı.
'Sistem uzlaşmayı getiriyor'
Değişiklikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenme şeklinde güçlerin dengesinin esas alındığını, cumhurbaşkanının hükümeti seçime götürmesinin kendisini de seçime götürmesi demek olduğunu anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
'Cumhurbaşkanı Meclisi seçime götürebilir ama kendisi de seçime gitmek zorunda kalıyor. Bu sistem, uzlaşmayı getiriyor, 'oturun uzlaşın' diyor. 'Eğer uzlaşmazsanız, biriniz giderseniz öbürünü de göndeririz' diyor. Bu artık önümüzde yaşanması muhtemel bütün krizleri ortadan kaldırıyor. Yargı ile ilgili düzenlemelerde önceki anayasaya göre hiçbir farklılık yok. İyileştirme var. HSYK'da 7'ye 4 Meclise imkan veriliyor. Meclisin iradesiyle seçim yapılıyor.
Türkiye'nin bölgede güçlü olması lazım. Bölgemiz etrafında yapılan planlar açıktır. Ülkemize karşı çok boyutlu, asimetrik bir savaş başlatılmıştır. Bu savaşı başarıyla kazanmanın yolu güçlü siyasi iktidarın daim olmasıdır, sürekli olmasıdır. İşte bu anayasayla hem bunu yapacağız hem de ülkemizin 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için siyasetin daha güçlü hale gelmesini sağlayacağız.'