Tarih: 13.01.2017 13:24

'Bıkmadınız 'Kadınları özgür kıldık.? yalanından'

Facebook Twitter Linked-in

'Bir alev topu gibiydik 1923?de. Cesur, coşkulu ve umutlu. Gözlerimizi geleceğe dikmiştik; ellerimizle kuracağımız yeni ülkeye. Kadınlarımız yanı başımızdaydı?.?

CHP lideri Kılıçdaroğlu?nun twitterdan paylaştığı video böyle başlıyor.

Müsaadenizle İçeride dizisinin Alyanak?ı tavrıyla Kılıçdaroğlu?na cevap vereceğim.

Vay! Vay Vay!.. Büyüksün Kemal Baba! Bittim, bu ?Kadınlarımız yanı başımızdaydı..? cümlesine.

Bıkmadınız usanmadınız ?Kadınları özgür kıldık.? yalanından.

Cumhuriyet kurulduğu zaman münevver Osmanlı hanımları ?Biz buradayız!? dediler zâten. Daha doğrusu kurulmadan dediler. 16 Haziran 1923?de Kadınlar Halk Fırkası?nı kurdular. Başlarında Nezihe Muhiddin, Şükûfe Nihal gibi münevver Osmanlı kadınları vardı.

Ne oldu peki?

CHP?liler, bir alev topu hâlinde bu kadınlara saldırdılar. Gazeteler, ?Kadınlar mebus olmak istiyor.? diye dalga geçtiler.

Kadınlar Halk Fırkası?na, yönetimden izin çıkmadı; ?taşkın? ve ?bölücü? bulundu. Çünkü kafasında tek parti ideali olan CHP?liler için, kendisinden başka her parti bölücüydü.

Dönemin dergisi Akbaba, fıkra gibi 9 maddelik bir parti programı yayınlayarak Nezihe Muhiddin ve arkadaşlarıyla dalga geçti.

Bugün kadın hakları savunucusu olan Cumhuriyet gazetesi ne yaptı dersiniz?

KHF?nı, yerin dibine batırdı. Tahfif eden yayınlar yaptı. İşte bir misâl:

'Hanımların mebusluğu hiç fenâ olmaz, Meclis'de sık sık moda etrafında münâkaşalar cereyan eder. Hanımların balolarda smokin mi yoksa dekolte tuvalet mi giymelerinin daha uygun olacağına dâir, mesela İstanbul mebusesi ile İzmir mebusesi arasındaki harâretli mücâdeleyi bütün erkek mebusların merak ve tebessümle dinleyeceğine şüphe yoktur.'

Cumhuriyet, yazıyla iktifa etmedi; kadın mebusları kumaş türleri üzerine tartışırken karikatürize etti.

Netice olarak KHF tasfiye oldu. Türk Kadınlar Birliği adını alarak yoluna devam etti. Birlik Başkanı Nezihe Muhiddin?e, yolsuzluk iftirası atıldı. Saldırılara dayanamayan Nezihe Muhiddin, istifa edip kabuğuna çekildi.

Cumhuriyet başyazarı Yunus Nadi, Nezihe Muhiddin?in istifası üzerine, 'Oh diyoruz, aman kurtulduk! Artık her gün kusma eğilimi içinde bunalmaktan kurtulduk.' yorumunu yaptı.

Evet, Cumhuriyet gazetesi tahsiliyle, zekâsıyla ?Buradayım!? diyen kadınları mide bulandırıcı bulmuştu. Aynı gazete, 1929?da Mustafa Kemal?in izniyle güzellik yarışması tertip etti. Bu mesele, siyâsetten daha ciddî bir işti. İçeride Türkiye güzeli seçilen Keriman Halis, Avrupa?daki yarışmada

dünya güzeli ilân edildi. Kadınlar Halk Fırkası ile dalga geçilirken, Nezihe Muhiddin linç edilirken susan Mustafa Kemal, Keriman Halis?in dünya güzeli seçilmesi karşısında şöyle diyordu:

?Cumhuriyet gazetesi bu meselede Türk ırkının diğer dünya milletleri içinde mümtaz olan asil güzelliğini göstermek teşebbüsünü takip etmiş ve bunu dünya nazarında muvaffakiyetle intaç eylemiştir. Ondan dolayı bittabi bu vesile ile de takdir ve tebriklerimize hak kazanmıştır.?

Güzellik yarışmalarının kadrolu jüri üyesi Peyami Safa ise Cumhuriyet?deki köşesinde tâlihsiz bir yazıya imzâ attı:

?Keriman Hâlis?in tüm dünyaya ispat ettiği şey, yalnız ferdî bir güzellikten ibâret değildir. O düne kadar kafes arkasında, yalnız insan yumurtlamaya yarar acaip bir kümes hayvanı zannedilen Türk kadını ile bugünün beynelmilel hareketlerine karışan, zeki ve cevval bakışlı Türk kızının farkını meydana çıkardı.?

Her nasılsa münevver kadınlar karşısında bulantı hissedenlerin mideleri, Müslüman Türk kadınının vücûdunu dünyaya sergilemesi karşısında çok dayanıklı çıkmıştı.

Kemalist kadroların modern kadın tahayyülü, modern, tahsilli Osmanlı kadınlarının tahayyülünden çok farklıydı.

Nezihe Muhiddinler, Şükûfe Nihaller, ne kadar okumuş olurlarsa olsunlar, ne kadar batılı yaşarlarsa yaşasınlar, Müslüman Türk kadınının onurunu podyumlarda çiğnetmeyecek kadar Osmanlıydılar.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —