Spor?un tarihi gelişimi içinde, yarışmaların esas alındığı tüm çağlarda, katılımcı olarak daima, toplumun en zinde ve atletik performansa sahip gençleri hedeflenmiştir.
Bu arada, insan gelişimini temel alan ve Danimarka ?da filizlenerek, kısa bir sürede İsveç toplumunca benimsenen ?İsveç Cimnastiği? tüm dünyaya yayılmış ve okullarda beden eğitimi derslerinin temelini teşkil etmeye başlamıştır. Eğitim dünyasında, insan bedeninin eğitilmesini esas alan bu dersin yerini alması, eğitim araştırmacılarını harekete geçirmiş ve beden eğitimi uygulamalarının anlam ve önemi yeterli ölçülerde vurgulanmıştır.
Sağlıklı yaşam için spor düşüncesi ise, 20. Asrın başlarında ele alınmaya başlamış ve altmışlı yıllarda da bu alanda yapılan araştırmaların sayısı önemli düzeyde artmıştır. Önceleri bu araştırmalarda, çelişkili görüşler ortaya atılmış ve genellikle, sınırlı sayıda çalışmalar yapılmış olmasına rağmen zamanla, eğitimcilerin yanında; psikologlar, sosyologlar ve tıp bilim adamlarının da bu konuyu ele almaları, önemli atılımların öncüsü olmuştur.
Günümüze kadar sayıları artan araştırmalar arasında en ilginç olan konu başlığı ?sağlık ve zindelik için her yaşta spor? olmuştur. Nitekim her yaşta düzenli egzersizler yapmanın, onların fiziksel ve fizyolojik fonksiyonlarının nasıl ve ne ölçüde etkilendiği belgelenmiş ve başta kroner damar hastalıkları olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı koruyucu etkisinin önemi ortaya çıkmıştır(1).
Günümüzde hızla gelişen teknoloji, insan gücüne duyulan gereksinmeyi giderek azaltmış ve bunun sonucu olarak insanın doğal yapısına uymayan bir yaşam biçimi ile birlikte iş ve sosyal çevreden gelen baskılar, stresler dolaşım ve solunum sistemi hastalıklarını, bir beton yığını şekline dönüşmüş evler, yeşile hasret alanlar. Sanayi artıkları kirlentileri, dumanları, gürültüleri ile dolu bir yaşantı. Özellikle gelişmiş ülkelerde başta gelen ölüm nedenleri arasına sokan faktörlerdir.
Spor, çağdaş insanın karşısına dikilen bu tehlikeye karşı dinamik, güncel yaşamın getirdiği streslerden uzak bir ortam oluşturarak çözüm getirmekte ve kazandırdığı sağlıklı yaşam biçimiyle de koruyucu tıbba yardımcı olmaktadır. Sporun bu işlevi yanında kişilerin sosyal ve bireysel karakter gelişimi üzerinde de olumlu etkileri açıktır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde spora büyük önem verilmekte ve erken yaşlardan başlayarak çocuklara spor ve beden eğitimi programları uygulanmaktadır(2,3).
Modern toplumların en belirgin özelliği olan sosyal farklılaşma, artan işbölümü ile sosyal bütünleşme arasındaki uyumun sağlanmasında spor aktif bir ajandır. Toplumun sosyal yapısı içinde uyma ve çatışma modellerinin yanı sıra, huzursuzlukların, sapma (deviant) davranışların azaltılması ve bunların normlarla ahenkleştirilmesi, gerginliklerin toplum yararına yöneltilebilmesinde spor önemli faktörlerden biridir(4,5).
Bu açılardan ele alındığında da spor sağlık giderlerinin azalması, hastalıklar nedeniyle işgücü kaybının önlenmesi ve sağlıklı insanlardan oluşan mutlu ve barışçı bir toplum meydana getirmeye yardımcı olmaktadır(6). ?Yaşam boyu spor? olgusu İşte, bu hareket azlığı ile başa çıkmak, insanın yaşam kalitesini yükseltmek, insanı fiziksel anlamda günlük yaşamdaki etkinlikleri daha kolay yapar hale getirebilmek amacıyla doğdu. Bu olgu çeşitli dönemlerde, çeşitli ülkelerde değişik isimlerle anıldı. Kimi zaman ?herkes için spor?, kimi zaman ?sağlık için spor?, kimi zaman ?kitle sporu? gibi.
Yaşam boyu spor olgusunun doğuşunun ardından yurt dışına gözlerimizi çevirdiğimizde, bu konu ile ilgili çeşitli etkinliklerle karşılaşıyoruz. Büyük katılımlı koşular, dileyen herkesin katılabileceği maratonlar düzenleniyor. Her yaş grubunda kızlı, erkekli sporcu ve sporcu olmayan kişileri görüyoruz.Sabahları sokaklara göz attığımızda şortlu, eşofmanlı koşan insanlar göze çarpıyor.
Özellikle 1980'li yıllarda bu konuda tüm dünyada büyük bir hareketlilik göze çarpıyor. O dönemler Sydney de 16 bin kişinin koştuğunu gazetelerden öğreniyoruz. Aralarında infarktüs geçirmiş on kişinin de bulunduğu, 20 Bin kişi Boston maratonunda koşuyor ?Yaşam boyu spor? konusuna yurt dışında büyük önem verilmektedir. Büyük kuruluşlar oluşturulmakta ve devlet tarafından bu kuruluşlar desteklenmektedir(7).
Yaşam boyu spor olgusu Amerikada o derecede benimsendi ki; Amerikan halkının %55'i hergün spor yaptığı, yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. Artık jogging, bisiklet, yüzme, vücut geliştirme, uzak doğu sporları ve yürüme Amerikan gençliğinin bir hobisi haline dönüştü. Özellikle 1980'li yıllarla birlikte yürüyüş de büyük ilgi gördü. Bu konudaki organizasyonlar 2500'den, 10 bine fırladı.
Yine ABD de 1985'de 30 bin kişinin bisiklete bindiğini görüyoruz. ABD den uzak doğuya bir göz attığımızda, geleneksel sporları karate ve taekvando ile yaşam boyu spor olgusunun kaynaştığını görüyoruz. İşyerlerinde ve fabrikalarda herkesin Uzak-Doğuda liderler öncülüğünde spor yaptığını görüyoruz. Avrupa da ise konunun önemi sanayi devriminin ardından gelişmeye, kavranmaya başlandı.
Aristokrasinin tekelindeki spor, burjuvazinin gelişimi ile birlikte, tüm kesimlere yayılmaya başladı. Artık Avrupa da her fabrikanın bir spor kompleksi var. çalışanlar boş zamanlarında, aileleri ile birlikte, uzmanlar denetiminde spor yapıyorlar.
Yıllar önce Peugeot otomobil fabrikasının yöneticilerine, iki beden eğitimi uzmanı görüşmeye geldiler. Lange ve Roux isimli uzmanlar, yöneticilere ilginç bir öneri getirdiler. Bu öneride işçilere, düzenli olarak, belirli bir egzersiz programı uygulandığında, fiziksel güçleri ile birlikte üretiminde artacağını iddia ettiler. Bu öneri olumlu karşılanınca, Lange ve Roux çalışmaya başladılar.
Sonuç olarak, üretim küçük bir yüzde ile de olsa arttığı görüldü. Bu çalışma genelde ekonomik temelli bile olsa, hizmet verilen insanların sağlıkları da geliştiriliyordu(7). Türkiye?de yaşam boyu spor konusunda 1980 yılından sonra büyük bir hareketlilik gözlendi. Ardı ardına fitness merkezleri , zayıflama salonları açılmaya başladı. Ve ülke genelinde çeşitli yaşam boyu spor koşu ve yürüyüşleri düzenlendi(7).
Yıllar boyu gerek bazı federasyonların gerekse de bazı gönüllü kuruluşların çalışmaları şeklinde organize edilen Herkes İçin Spor faaliyetlerinin kurumsallaştırılması gereği 8-11 Mayıs 1990 tarihinde yapılan Spor Şurasında tekrarlanmış ve 12 Haziran 1990 tarihinde ülkemizde Herkes İçin Spor Federasyonu resmen kurulmuştur.
Kaynaklar
1-Erkan N., Yaşam Boyu Spor Bağırgan Yayınevi 1998- ANKARA
2-Erdemli Atilla, İnsan, Spor ve Olimpizm, Sarmal yayınevi İSTANBUL, 1996.
3-Gökhan N. , Olgun P. , Gürses ç. , Sportif Yetenek Araştırma Metodu Türkiye Uygulaması, T. S. V. , İSTANBUL, 1979.
4-Erkal, Mustafa, Sosyolojik Açıdan Spor, M. E. G. S. B. , Yayın No: 30, ANKARA, 1986.
5-Kale Rasim, Toplum ve Olimpik Başarı, Türkiye ve Olimpiyat Sempozyumu, 17-18 Kasım İSTANBUL, 1994.
6-Öztürk F., Toplumsal Boyutlarıyla Spor. Bağırgan Yayınevi, ANKARA, 1998.
7-Aruca A., https://prezi.com/zgwve1aetk-t/yasamboyu- spor/