Her sabah mümkün olduğu kadar her gazetenin köşe yazılarını okumaya çalışıyorum. Ayrım yapmadan?
İki yazarın, Osmanlı hânedânı hakkındaki satırlarına takıldım kaldım. Bunu, ?iki zihniyet? olarak genişletebilirsiniz. Yeniçağ?dan Batuhan Çolak ve Odatv?den Nihat Genç. İkisi de hızlı Kemalist.
Bu nasıl bir Osmanlı düşmanlığı Ya Rabbi?
?Memleketin bu kadar derdi varken buna mı takıldın?? diye sormanızı göze alarak paylaşmak istiyorum.
Osmanlı hânedânı torunlarından birisi, ?Artık canımıza yetti!? diyerek Başkanlık sistemine taraf olduğunu açıklamış.
Yeniçağ yazarı Çolak, bunu şöyle eleştirmiş:
?İlginçti, şaşırtıcıydı ve bir o kadar da sinir bozucuydu. Çünkü biz bu hanedanı en son İngiliz kayıklarında görmüştük, bir daha da haber alınamadı, ta ki başkanlık ihtimâli ortaya çıkana kadar!?
İşte târih câhili olmak buna denir.
Okumuş çocuk ama aklı, 23 Nisan müsâmeresinde kalmış. Son Osmanlı pâdişâhı Vahdeddin Han?ın, Mustafa Kemal?in Anadolu?ya gitmesini desteklediğinden; hangi şartlarda yurt dışına çıktığından; giderken parmağındaki yüzüğü ?milletin malı? diye bıraktığından ve sıkıntı çekerek öldüğünden haberi yok. Osmanlı hânedânının ne zaman Türkiye?ye döndüğünden de haberi yok.
Osmanlı hânedânı yurt dışında sürünürken 4 Eylül 1936?da Dolmabahçe rıhtımındaki İngiliz kayığından inen ve ?Büyük misâfirimiz, kral hazretleri? olarak ağırlanan 8. Edward?dan hiç haberi yok.
Saltanat veya hânedân deyince böylelerinin aklına sâdece Osmanlı gelir. Hânedânlığın bir Türk geleneği olduğunu bilmezler; Emevîlerden devraldık sanırlar.
Aynı yazıdaki şu ifâdeye bakar mısınız?
?Ecdâda sövecek kadar kendilerini kaybedenler, medyanın en kritik noktalarına yerleştiler.?
İlginç, şaşırtıcı ve sinir bozucu değil mi?
Batuhan evlâdım!
Önce biraz târih oku! Ecdâd deyince ne anladığını düşün, taşın, kaşın! Söyleye söyleye papağana döndüm ama yine tekrar edeceğim. Çok Türkçüsün ya biraz Nihal Atsız oku! Nâmuslu Türkçü tanı! İnan ki sinirlerin daha çok bozulacak.
??..
Gelelim diğer yazara/zihniyete. Küfürlü yazıda son derece mâhir olan Nihat Genç?e..
Osmanlı?yı özlüyor diye hânedân torununa o kadar kızmış ki ?Vahdettin?in sümük balgam ve gaita testinden son torunu? i?lân etmiş ve ibret-i âlem bir soru sormuş.
?Altı asırlık Osmanlı târihinde kişi olabilmiş tek kadın var mı??
Okuma yazma bilen hele de köşe yazarı olan hiçbir insanoğlunun bu kadar câhil olma hakkı yoktur!
Câhil de değil, echel, echel!
Nihat evlâdım!
Bir çift lafım da sana var.
Nedir bu Osmanlı nefreti? Hadi Hayme Ana çok erken devir diyelim, devleti yöneten Vâlide Turhan Sultan?dan, ticâretle uğraşan bâcıyân-ı Rûm teşkilatından, şâirelerden, dîvân sâhibi Âdile Sultan?dan, hattat hanımlardan da mı haberin yok? Sultan Hamid Han?ın açtığı kız mekteplerini niye bilmek istemiyorsun? Daha Cumhuriyet kurulmadan parti kuran Nezihe Muhiddin?in, Şükûfe Nihal?in Osmanlı?da yetiştiğini; Cumhuriyeti kuranların, Meclis?e girmeye çalışan bu hanımlara Türkiye?yi dar ettiğini, niçin bilmek istemiyorsun?
Diyelim ki Osmanlı?da kişi olmuş kadın yoktu. Peki, aynı dönemde dünyanın geri kalanı kişi olmuş kadınlarla mı doluydu? Biraz sosyoloji lütfen!
Her şey bir yana, bir kadın hakkında bu ifâdeleri kullanmaya utanmıyor musun?
Sana da bir tavsiyem var. Âcilen Kemal Tâhir oku.
Nâmuslu solcu tanı.
Not: Bu yazıdan saltanat istediğim sonucunu çıkarmayın. Cumhuriyet?e, demokrasiye, seçme ve seçilme hakkına kuvvetle inanıyorum.