'Benden nefret edenlerde intikam almak için...'

Yazarlarımızdan Alper Aksoy bugünkü yazısında Akrep Nalan psikolojisini taşıyanları ele aldı.

70?li yılların başında yüksek okul öğrencisiydim.

 

Bir romancı dikkatiyle çevreme baktığımda güzel kızların ideolojik kitlelere çok yakın durmadığını hatta iki tarafı da idare ettiklerini farketmiştim.

 

Muhafazakar aile kızlarından pek solcu çıkmazdı. Daha rahat, daha özgürlükçü kızlar ?çağdaşlık? propagandasının büyüsüne kapılıp ?sosyal demokrat? kimliği tercih ederlerdi.

 

Bir de anarşi, terör, kaos yanlısı devrimcilerin yanındaki kızlar vardı; hepsi de eğri bacaklı, muşmula suratlı, çirkin mi çirkindiler...

Bu gözlemimi ?çok subjektif? bulduğum için uzun yıllar çevremle paylaşamadım. 

Ne zaman ki Eric Hoffer?in ?Kesin İnançlılar? kitabını okudum mesele gün yüzüne çıkıvermişti.

Diyordu ki Hoffer:

?Geçmişinden ve halinden şikayetçi olanlar, arkalarında kara bir çalı gibi sürüklediği mazilerinden kurtulmak için radikal kitlelere ilgi duyarlar. Orada yepyeni bir kimlikle yeniden doğarlar, hatta en radikal çıkışlarla konum ve kariyer de kazanırlar.?

Güzel kızların neden ideolojik kitlelerden uzak durduğunu o zaman anlamıştım. Çünkü alımlı kızların özgüveni vardı... Aynalara düşman olan erkek suratlı, eğri bacaklı kızlar da ihtilalci solu tercih ediyorlardı.

12 Eylül sonrasında ?Akrep Nalan? isimli bir devrimci militanın ifadesini Hürriyet Gazetesi manşetten vermişti, kısaca şöyle idi:

?Aynaya baktığımda yüzümü çok çirkin görüyordum. Sokağa çıktığımda herkes ?aaa şu kız ne kadar çirkin? der gibi bana bakıyordu... Babam çok alkol alırdı, gece eve geldiğinde annemi döverdi, derslerimi veremeyip okulumdan da atılmıştım... Benden nefret eden halktan intikam almak için önce devrimci, sonra eylemci oldum, vurdum, kırdım, öldürdüm...?


?Akrep Nalan? aslında devrimci felan değildi; psikolojik problemlerini devrimciler üstünden topluma yansıtan tedaviye muhtaç bir hasta idi.

 

Yine diyordu ki Hoffer:


?Geleceğini karanlık görenler, kendi gücüyle ayakta duramayanlar, bir ağaca yaslanır gibi siyasal kitlelere yaslanırlar.?

 

Son zamanlarda görüyorum ki Akrep Nalan psikolojisini taşıyanlar ?yorumcu? sıfatı ile ekranlara çöreklenmişler. Ülke insanımızın gerginliği de sanırım ekranlardan sirayet ediyor.