Çetin çifti sosyal medya hesaplarından en son piyano ve kemanla çalınan 'Nasıl geçti habersiz' şarkısını dinleyip paylaşmış ve takipçilerine de '50 yıl birlikte mutlu yaşadıktan sonra, şimdi onurumuzla gitme zamanı. Sizi seviyoruz. Hoşça kalın' notunu iletmiş. En son VhatsApp yazışmalarında tartıştıkları Kanada'da yaşayan oğullarının Çetin çiftinin cenazelerini gelip teslim alıp almayacağının ise belli olmazken, işlemlerle sadece yeğeni ilgileniyor.
Balıkesir Akçay'dan geçen hafta tatil için Çeşme'ye gelen emekli öğretmen Ülker Çetin ve beyaz eşya tamircisi eşi Altan Çetin, kaldıkları beş yıldızlı otel odasına intihar mektubu bıraktıktan sonra ortadan kayboldu. Sabah çiftin odasından çıkmaması üzerine yaşlı olduklarını da göz önünde bulunduran otel çalışanları, yedek kartla içeriye girdiklerinde, masa üzerindeki iki zarftan birisinde intihar mektubu diğerinde, otel görevlilerine bırakılmış 2 bin lira bahşiş buldu.
Çeşme'yi çok sevdikleri, burada hayatlarına son vermeyi seçtikleri ileri sürülen Ülker ve Altan Çetin çifti, pazartesi günü gece 01.30 sıralarında odalarından çıktı. O saatte kendileriyle ilgilenen ve önemli bir durum olup olmadığını soran görevlilere, 'hava alıp döneceklerini' söyleyen çiftten haber alınamadı. Üç gün süren aramalardan sonra dün öğleden sonra Sakarya Mahallesi'ndeki plajda cesetleri bulundu.
İKİ MEKTUPLA MESAJ
Ülker ve Altan Çetin çiftinin ölmeden biri güvenlik birimlerine, diğeri otel çalışanlarına iki mektup bıraktığı ortaya çıktı. Bu mektuplardan güvenlik birimlerine yazılanda 'Hiç kimsenin etkisi ve müdahalesi olmadan hayatımızı sonlandırıyoruz. Bedenlerimizi 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne bağışlıyoruz. Lütfen gereğini yapınız. Çok mutlu bir yaşam sürdük. Kimseyi yormadan, kırmadan, muhtaç olmadan gidiyoruz', otel çalışanlarına yazılanlarda ise 'Yaşlılık ve hastalık sorunlarımızdan kurtulamıyoruz. Bu nedenle kimseye muhtaç olmadan gitmeyi seçtik. Yaptığımız şey için güzel otelinizden ve güler yüzlü personelinizden özür dileriz. Kalan paramızı personele dağıtın, diğer eşyalarımızı ihtiyaç sahibi olanlara paylaştırmanızı rica ederiz' ifadeleri yer aldı.
VEDA ŞARKILARI
Ülker ve Altan Çetin çiftinin el ele denize girip intihar etmeden öncesi son saatlerine dair de yeni bilgiler ortaya çıktı. Çiftin, intihardan önce oğluna WhatsApp üzerinden, intihar edeceklerini söyleyip 'Hoşça kal' mesajı gönderdiği, oğullarının da onlara, 'Canlınız yetmedi, kendinizi öldürerek de ağzıma sı.ın. Nefret ediyorum ikinizden' yanıtı verdiği belirlendi.
Çift o gece piyano ve kemanla çalınan 'Nasıl geçti habersiz' şarkısını dinledi. Ardından bunu sosyal medya hesaplarından takipçileriyle paylaşıp, '50 yıl birlikte mutlu yaşadıktan sonra, şimdi onurumuzla gitme zamanı. Sizi seviyoruz. Hoşça kalın' diye yazdı.
OĞULLARI KANADA'DA
Ülker ve Altan Çetin çiftinin cenazeleri İzmir Adli Tıp Kurumu'na getirilerek otopsi yapıldı. Bu arada çiftin tartıştıkları ileri sürülen oğullarının Kanada'da yaşadığı öğrenildi. Bu nedenle ilçedeki cenaze işlemleriyle yeğeni ilgilendi. Ancak Adli Tıp Kurumu'ndaki işlemleri tamamlanan çiftin cenazelerini almaya hiçbir yakınını gelmemesi dikkat çekti. Oğullarının da Kanada'dan gelip gelmeyeceğine yönelik polise de bilgi vermediği ifade edildi.
ÇİFTİN KANADA'DAKİ OĞLU AÇIKLAMA YAPTI
İzmir'in Çeşme İlçesi'nde el ele ölüme giden Ülker ve Altan Çetin çiftinin sorun yaşadıkları ileri sürülen oğulları Levent Noyan Çetin, kendisine yönelik eleştirilere sosyal medya hesabından sert yanıt verdi.
Levent Noyan Çetin, anne ve babasının ölümünden sonra ilk önce profilini kararttı ardından da anne ve babasıyla ilgili haberleri hesabından paylaştı. Bu haberlerin altına yapılan yorumlara kızan Çetin, hesabından 'Annemi ve babamı kaybettim. Aynı günde Bir sürü insan, beni yakın tanıyan, uzaktan görmüş, hatta tanımayan, anlamaya çalışan, empati kuran insanlar bana içten dileklerini sundular. Çok yakınım sandığım bir iki kişi ciddiye alıp selam bile vermedi. Bir kısmı da belki kendilerini çok önemli hissettiklerinden tenezzül bile etmedi mesaj atmaya. Olsun her şey insanlar için. Vicdansızlar olmasa bu güzel insanların değerini kim anlayacak' paylaşımında bulundu.
ECELİYLE ÖLENLERE İMRENİYORMUŞ
Anne ve babasının intihar etmelerine atıfta da bulunup ölümlerine ilginç bir yaklaşımda da bulunan Levent Noyan Çetin, 'Eceliyle ölenlere imreniyorum. Sansasyonellik yok, şov yok. Dört kolluya binip gidiyorlar. Sevdikleri ağlıyor, sevmedikleri ağlamıyor. Ne sade ne güzel. İşin şovuna kaçanlar da medyayı coşturuyor. Kimi methiye düzüyor kimi küfrediyor tanımadan. Oysa sırası gelen gidiyor abiler. Hepimiz öleceğiz. Ben de sen de o da. Ölümü kimse kendine yakıştırmıyor' paylaşımında bulundu.
Bir süre önce tutuklanan Barbaros Şansal'ın 'kendi b......da boğulun' sözlerini de hatırlatan Çetin, şu paylaşımda da bulundu:
'Barbaros Sansal'a 'ayıp etmiş' derken, ayıp etmişim. Zira bir haberin altına bırakılan yorumlara bakınca, Türkiye'nin b....da boğulmayı çoktan hak ettiğini de izlemiş oluyoruz. İçeriğini bilmedikleri ebeveyn- evlat ilişkisini, yaşamadıkları bir hayatı hoyratça eleştirebilen, cahil, yobaz, ahlaksız bir ülkenin insanları bunlar. Haberin doğruluğunu teyit ettin mi? Aradaki ilişki ne? Kimin umurunda. Çünkü herkesin hayatı doğru, herkes hayırlı evlat, herkes örnek vatandaş, herkes vatansever. Birinin bir hatasını (!) bulmaya görsün. Yerden yere vuracak ahlakçılar. Eleştirince kendileri rahatlayacaklar, cennete varacaklar. Terör sadece tüfekle bombayla olmuyor. Bu terör değil de nedir? Bütün gün işi gücü olmayan, boş insanların laflarıyla sağa sola ateş açması, ateşler saçması. B...da boğulun insancıklar.'
'YANIMA ÇAĞIRDIM UZAK DİYE GELMEDİLER'
Mersin'de yaşayan çiftin daha sonra Bartın'a gittiği ardından Balıkesir'in Akçay mahallesinden ev aldıkları İzmir'e hastalıklarını tedavi ettirmek için geldikleri öğrenilirken Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Altan Çetin'e akciğer kanseri teşhisi konduğu öğrenildi.
Kanada'da yaşayan Levent Noyan Çetin, DHA'ya yaptığı açıklamada anne ve babasıyla WhatsApp üzerinden yaptığı görüşmeyi de doğruladı. Anne ve babasının, intiharlarından önce kendisine gönderdiği 'Hoşça kal' mesajına 'Canlınız yetmedi, kendinizi öldürerek de ağzıma sı.ın. Nefret ediyorum ikinizden' yanıtı veren Levent Noyan Çetin, 'Bu yazışmaları polis neden verdi? Görüşmelerin üçüncü kişilerde bulunmaması lazım. Sanırım çoğu insan 'hadi ben gidiyorum' diye denize atlayan anne babaya acılı bir öfke duyar' dedi. Anne ve babasının vasiyetini de hatırlatan Levent Noyan Çetin, açıklamasını şöyle sürdürdü:
'Cenaze istemiyorlardı. O yüzden denizi seçmişler. Bir vasiyetleri varmış kadavra olmak için. Onu kuzenlerim araştırıyor. Eğer bu durum olursa kadavra olacaklar. Yoksa kuzenlerim teslim alıp defin işlemini yapacaklar. Anne ve babamı yanıma çağırdım, ancak uzak olduğu için gelmediler. Babam kanserdi ama annemin varis dışında bir hastalığı yoktu. Kimsenin eline düşmemek, muhtaç olmamak için intihar ettiler. Ötenazi bile düşünüyorlardı. Benimle siyasi görüşüm Facebook paylaşımlarım nedeniyle tartıştılar. Bana göre niyetleri kararlarından pişman olmamak için bağlarını koparmaktı.'
'AKÇAY'I SAKİN OLDUĞU İÇİN SEÇMİŞLERDİ'
İzmir'in Çeşme İlçesi'nde bir hafta otelde kaldıktan sonra el ele ölüme giden Altan ve Ülker Çetin çiftinin geçen Aralık ayında taşındıkları Balıkesir'in Edremit İlçesi Akçay Mahallesi Muhtarı Pınar Avcı, 'Buraya Bartın'dan geldiklerini ve Kanada'da yaşayan bir çocukları olduğunu biliyoruz. Pek dışarıya çıkmazlardı. Kendi hallerinde bir çiftti. Sadece bir komşuları ile görüştüklerini biliyorum. Alışveriş yapmak için sadece evden çıkarlardı. Sağlık durumları ile ilgili bilgimiz yoktu ama iyi görünüyorlardı' dedi.
Çiftin Akçay'da yakın olduğu tek komşuları Zeynep Aybar ise, 'Birkaç memleket değiştirmişler. Akçay'ı sakin ve huzurlu bir yer olduğu için tercih etmişler. Buradayken Altan Bey'e kanser teşhisi konulmuş. İzmir'e giderseniz daha iyi olur demişler. Kanser ile ilgili durumu kimseye söylememişlerdi. Ben İzmir'de hastaneye gittiklerini biliyorum. Kimseyle pek görüşmüyorlardı. Sadece bizimle görüşüyorlardı. Gerçekten çok üzgünüm' dedi.
Çetin Çifti'nin Akçay Mahallesi, 106 Sokak'taki evlerinin kapısında 2 Şubat tarihinde gelen bir posta tebligatı olduğu görüldü.