Tarih: 11.02.2017 10:38

Katliamın ardından 2 yıl geçti... Hayatı film oluyor!

Facebook Twitter Linked-in

Tarsus?ta 11 Şubat 2105 akşamı Mersin?deki evine dönmek için bindiği midibüsün sürücüsü Suphi Altındöken tarafından cinsel tacize uğrayan, daha sonra Suphi Altındöken?in babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe?nin de yardımıyla vahşice öldürülerek yakılan 20 yaşındaki Özgecan?ın katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti.

Tüm Türkiye?yi ayağa kaldıran bu vahşetle Özgecan, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin sembol ismi oldu. Özgecan'ın hayatı şimdi film oluyor.

Tepkiler çığı gibi büyürken, adına ülkenin dört bir yanında tesisler açılan, çok sayıda etkinlik düzenlenen ve halen kadın şiddetinde sembol isim olmaya devam eden Özgecan, Türkiye?deki herkesi derinden yaraladı ancak acısı en çok Aslan ailesini vurdu.


?İKİ YIL GEÇMİŞ OLMASINA RAĞMEN ÖZGECAN?I HİSSETMEDİĞİM BİR AN BİLE YOK?


Özgecan?ın babası Mehmet Aslan, kızlarının ölüm yıl dönümü öncesinde duygularını ve bu süreçte yaşadıklarını İHA?ya anlattı. Kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek amacıyla kurdukları Özgecanlar Derneğinde konuşan baba Aslan, ?İki yıl geçmiş olmasına rağmen dün gibi hala varlığı taptaze. Onu hissetmediğim, düşünmediğim bir gün, bir saat, bir an bile yok. Şehrin her tarafında onunla karşılaştığımız, birlikte oturduğumuz, konuştuğumuz her yer anılarla dolu? dedi.

 


Geçen iki yıllık süreçte yaşadıkları acının ve ıstırabın vermiş olduğu duygularla bu yangınla başa çıkabilmek için bir misyon üstlenmesi gerektiğine inandığını dile getiren Aslan, televizyonlarda sürekli şehitler, çocuklar ve kadınlar için ?Bizim başımıza geldi, başkalarının başına gelmesin?, ?Bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın? sözlerini duyduklarını söyledi. 

Türkiye?de herkesin artık mutlu olmak, sevgiyi iliklerine kadar hissetmek, yaşamak istediğini, acılar, ıstıraplar, yangınlar, savaşlar olmasın istediğini vurgulayan Aslan, ?Maalesef bunları temin edebilecek, ortaya koyabilecek, savaşacak gücü olmayan insanlar fazla. Ben bunlara karanlık diyorum. Ya bu karanlıklar aydınlığı her geçen gün daha fazla kaplıyor ya da vakti gelmiş bir doğum var ki, onun için karanlığa ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki barışı, güzelliği, mutluluğu şimdiye kadar temin etmiş olanlar sadece bir kişinin hayalinden, kalbinden, inancından çıkan bir kavram oluyor. Ben bunu yapmak istiyorum? diye konuştu.


Geçen süreçte bu misyonu yapabilmek, insanların istediği o güzelliği verebilmek adına Özgecanlar Derneğini faal hale getirmeye çalıştığını anlatan Aslan, ?Bu hayali, insanların istediği beklediği barışı, sevgiyi, mutluluğu, o bilinç düzeyine toplumu getirmek adına çevremde güzel insanlar oldu. Bu insanlardan biri de Özgecanlar Derneğinin yönetim kurulunda olan Hediye Dalğıç, Kunter Kurt ve diğer yönetimdeki arkadaşlarla, katkılarla bu ışık çoğaldı ve çığ gibi de büyüyecek? ifadelerini kullandı.


?AĞIRLAŞTIRILMIŞ BİR YASA GELMESİ GEREKİYOR?


Özgecan?dan sonra da kadına yönelik şiddetin durmamasını eğitimsizliğe bağlayan baba Aslan, o süreçte idamın gelmesiyle ilgili tartışmalar, ağırlaştırılmış yasalar, ?Özgecan yasası?nın gündeme geldiğini anımsattı. İnsanların düşünce ve inanç boyutunda gelecekte bir şeyleri elde etmek için bir araya gelmediklerinden yakınan Aslan şöyle konuştu:

?Birlik ve beraberlik sıkıntısı var. En ağır yasanın gelmesi gerektiğine inanıyorum. Ağırlaştırılmış bir yasa gelmesi gerekiyor. Şiddetin bitmemesinin nedeni ise eğitim, iyilik yapmak, birbirini sevmek gibi kavramların ya içi boş ya da o kavramlarla muhatap olan kişinin kendisi boş. Kavramın, bu değerlerin kendisi, sevgi, barış, mutluluk, huzur, çalışmak, eğitim bunlar evrensel değerler olduğuna göre muhatap olanın kendisi boş. Eğitim diyorum, eğitim diyorum, eğitim diyorum. Hazreti Muhammet Efendimizin bir hadisi şerifi var; ?Emanet ehil ellere verilmedikçe toplumsal kıyamete hazır olun? diyor. 

Emanet sahipsiz. Emanet sahipsiz olduğu için kimse kendine bir pay çıkartmıyor. ?Ben tek başıma dünyayı değiştirebilecek güçte değilim ki? Ben dünyayı değiştirebilecek güçteyim, çünkü dünya benim. Kendimi değiştirebilirsem bu acıların, kötülüklerin, şiddetin hepsi bitecek. Buna inanıyorum. Bunun kaynağı da evrensel değerler, İslam kültürü, rehberimiz, liderimizdir. Ya o yolda yürüyen insanlar yollarını yitirmişler, onun için savaş, acılar, ıstıraplar, şiddet bitmiyor veyahut da bir yerde bir yanlışlık var, onu da memleketimizin çok güzide yöneticileri, devlet adamları, bilim adamları, filozoflarımız buluversin? 

20 yaşındaki Özgecan, sinema filmiyle ölümsüzleşecek.


Yönetmen Ali Avcı ve Genel Koordinatör Levent Akay, filmin sözleşmesini Özgecan'ın 2'inci ölüm yıl dönümünde Özgecanlar Derneğinde düzenlenecek törenle imzalayacak.

İmza öncesinde Mersin'e gelen Yönetmen Avcı, Özgecanlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Dalğıç ve Özgecan'ın babası Mehmet Aslan ile buluştu. Buluşmada Avcı ve Dalğıç, ?Cennetin Kuşları' filmiyle ilgili açıklama yaptı.

 


FİLMİN SÖZLEŞMESİ ÖZGECAN?IN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE İMZALANIYOR


Önce derneğin amacıyla ilgili bilgi veren Özgecanlar Derneği Başkanı Dalğıç, derneğin öncelikle Özgecan'ın hayali olan Kadın Rehabilitasyon Merkezi'ni kurmayı hedeflediğini söyledi.

?Bu büyük bir hedef? diyen Dalğıç, bu hedefi gerçekleştirmek için çok büyük maddi imkanlara ihtiyaçları olduğunu belirtti.

Dalğıç, ?Bu hedefi gerçekleştirmek için Allah bize bir kapı açtı. Özgecan'ın ruhu da herhalde orada bizi izliyor. Ali Avcı bizi aradı dernek olarak, Özgecan'ın hayatını filme almak istediğini söyledi. Bu bizi çok mutlu etti. Biz işin Mersin'in tanıtımıyla ilgili olmasını da şart koştuk. Çünkü Mersinimizin yalnızca bu konuyla anılmasını istemiyoruz artık. Mersinimizin çok güzellikleri var. İnşallah biz Ali Bey ile yarın iyi bir anlaşma imzalayacağız ve film Mersin'de çekilecek. Gelirinin de bir kısmını derneğe aktaracaklar. Bizim için de bir temel olacak bu para bir rehabilitasyon merkezi açmak için. Bu konuda kendimizi çok şanslı görüyoruz. Zaten en büyük şansımız da Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın verdiği destekler. Mersin halkından destek alacağımızı ummuyoruz, biliyoruz, çünkü bu konuda çok duyarlı Mersin halkı? dedi.


?ÖZGECAN, TÜRKİYE?DE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN SEMBOLİK İSMİ HALİNE GELDİ?


Yönetmen Avcı ise, Özgecan Aslan'ın 2 yıl önce öldürülmesinden sonra Türkiye'de kadına şiddetin sembolik ismi haline geldiğini vurguladı.

Türkiye'de ve dünyada büyük bir sancı ve yara olan kadına şiddetin önüne nasıl geçebileceklerinden yola çıktıklarını anlatan Avcı, ?Aklımıza, artık Türkiye'de sembolleşen, hepimizin yüreğini dağlayan Özgecan Aslan geldi. Dernek yönetimi ve ailesi ile irtibata geçtik ve ?böyle bir şey yapmayı planlıyoruz' dedik. Onlar da hem sevindiler hem de olmasını istediler. Çünkü derneğin kuruluş gayesi de o zaten, başka canlar yanmasın, başka ruhlar ölmesin diye. Dolayısıyla bizim de bir ters algı oluşturmak adına yapacağımız filme çok sıcak baktılar? diye konuştu.

Yaklaşık 4 aydır filmin planlaması ve çalışması içerisinde olduklarını ifade eden Avcı, ?Şu an senaryoda neler yapabilirizin çok ciddi dertlerindeyiz. Türkiye'den acaba Oscar'a Cannes'e gidebilecek bir filmle dünyadaki bu algıya nasıl hizmet edebilirizi de dertleniyoruz. Bu işi dünyada nasıl bir algıya dönüştürebilirizin derdiyle hemhal olduk. Yarın da Özgecan'ın ölüm yıl dönümü dolayısıyla aile ile bir işbirliği, dernekle bir sözleşme imzalayacağız? şeklinde konuştu.

Filmin senaryosunun 15-20 güne kadar tüm detaylarıyla biteceği bilgisini veren Avcı, senaryoyu daha sonra Hollywood New York Film Akademisi'nde tanıştığı senaryo doktorları ile Türkiye'deki senaryo doktorlarına göndererek görüşler alacaklarını dile getirdi. Bu işin Türkiye ve dünyada danışmanlığını yapan psikologlarla da işbirliği yapacaklarını belirten Avcı, şöyle devam etti:


?Yaklaşık 1,5 ayın sonunda elimizde son haliyle çekilecek senaryomuz hazır olacak. Yaklaşık olarak 2 ay sonra da ?motor' deriz. Hedefimiz de Özgecan'ın doğum günü olan 22 Ekim'de büyük bir gala yapmak. Bu galada, onun doğum günü olarak belki en büyük hediyeyi armağan etmiş olacağız. 25 Ekim'de de Türkiye ve dünyada da vizyona koymak.?

 

                ?CENNETİN KUŞLARI' FİLMİNİN GALASI, ÖZGECAN'IN DOĞUM GÜNÜ OLAN 22 EKİM 2017'DE YAPILACAK. 

 

?FİLMİN ADI CENNETİN KUŞLARI?


Filmin adının Cennetin Kuşları olduğunu söyleyen Avcı, filmin konusuyla ilgili de şu bilgileri verdi:


?Özgecan'ın ruhunda şiddet görmüş veya görecek veya görmesi muhtemel olan tüm kadınlara bir temsiliyet ruhu addettik, böyle bir kahraman oluşturduk. Özgecan'ın gelgitleri var, çocukluğuna gidiyoruz, tekrar gençlik dönemine geliyor. Samimi bir arkadaşıyla beraber yaşadığı atmosferden, gidişinden sonra da ailenin dramıyla beraber arkadaşlarının üzerinde oluşturduğu çok ciddi psikolojik etkiler var. Kadın her ne şekilde olursa olsun şiddete maruz bırakılmamalı. Üç ana mottosu var filmin, bir tanesi Özgecan'ın da kendi cümlesi olan ?Ben insanları ruhumla severim', bir tanesi ?Suretler asıllarına döner', bir tanesi de ?Bir erkeğin kadına tekme atma hakkı sadece anne karnındadır'. Bu üç ana mottoyu işleyeceğiz.?


?AİLEYİ OYNATMAK İSTEDİK AMA SICAK BAKMADILAR?


Oyuncu kadrosuyla ilgili görüşmelerin devam ettiğini kaydeden Avcı, en iyisinin olacağına şüphesi olmadığının altını çizdi. Sanat camiasının da bu konuda çok duyarlı olduğunu vurgulayan Avcı, Özgecan'ın adı duyulduğunda bir duygu seli oluşmaya başladığını ifade etti. Herkesten, ?Bize ne düşüyorsa hazırız' cevabı aldıklarını belirten Avcı, filmde Özgecan'ın ailesinin rol alıp almayacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi:


?Benim isteğim ailenin oynamasıydı. Dünyada da bu bir ilk olacaktı. Gerçek Mehmet Aslan, Mehmet Aslan karakterini oynayacaktı. Aile kendi arasında istişare etmiş, böyle bir şeye sıcak bakmadıklarını söylediler. Bu belki de benim bir ütopik fikrimdi, güzel olabilirdi. Ama onun yerine o isimlere en yakın olan isimlere yoğunlaştık. Dört aydır aile ile içli-dışlıyız ve karakterleri tanıyoruz, sanat camiasında bu karakterlere en yakın isimleri de biliyoruz. Bu eşleştirmeleri de hem aileye hem dernek yönetimine sunacağız. İyi bir işbirliğiyle çıkar iyi işler. Her adımını biz hem dernekle hem aile ile paslaşıyoruz, paslaşmaya da devam edeceğiz. Oyunculara kadar soracağız, onlar soracaklar. Bu, oyuncuların da oynayıp oynayamayacağı bir rol. Birkaç arkadaşım, ?duygusal olarak dayanamam' dedi. Bunların hepsini değerlendirdiğinizde ortaya çok zorlu bir süreç çıkıyor ama önemli olan zoru başarmak ve millete, vatana hizmet etmek.?


Özgecan'ın katili Suphi Altındöken'i oynayacak oyuncu konusunda sıkıntı yaşayıp yaşamadıkları yönündeki soruya da Avcı, Erol Taş ve Nuri Alço'yu örnek vererek, ?Bu, oyuncunun profesyonel işi. Bu rol zor bir rol. Bu rolü oynayacak iyi bir oyuncuya ihtiyaç var. Sonuç itibariyle oynayacak birini bulmamız lazım. Zor mu? Zor. Burada Suphi rolünü oynayacak arkadaş memlekete hizmet etmiş olacak. Bu açıdan bakarsak oyuncu bulmak çok kolay olacak? diye konuştu.

Aslan ailesinin kızları eve dönmeyince kayıp başvurusunda bulunduğu Özgecan?ın yanmış bedeni, 13 Şubat tarihinde Tarsus?un Çamalan mevkii Cin Deresi?nde bulunmuş, 14 Şubat tarihinde de toprağa verilmişti.

Özgecan?ın katil zanlıları Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezana çarptırılmış, Suphi Altındöken 12 Nisan 2016?da kaldığı Adana F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda aynı cezaevinde kalan Gültekin Alan tarafından silahla vurularak öldürülmüştü.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —