Tarih: 12.02.2017 04:43

'Evet' diyen kafirmiş! Böyle bir zihniyet sahibi...

Facebook Twitter Linked-in


Sağduyusunu kaybetmiş, ölçü ile ilişkisini kesmiş, kilitlendiği hedef dışında başka bir dünyanın doğruluk, iyilik, güzellik taşımadığı konusunda kesin bir inanç sahibi olmuş insanların inanma biçimlerinin problemli, inançlı insanların imanlarına da zarar verecek ve onları kullanacak tarzda tehlikeli olduğunu görmemek mümkün değildir.

Bir refarandumda bile ?evet? ve ?hayır? meselesini kafirlik meselesi haline getiren bir zihniyetin Allah tasavvuru sakat, din anlayışı da son derece yanlıştır.

Böyle bir düşünme biçimi siyaseti din gibi görmekte ve siyasi kararların aynı zamanda dini kararlar olması gerektiğini ima etmektedir. Diğer taraftan dini de, bütün aşkınlığını yok edip ve metafizik gerçeklikten tamamen kopararak bir siyaset meselesi, hatta siyasetin emrinde bir araç olarak görebilecek sakat düşünme ve yorumlama biçimlerinden birisi olarak görülmelidir.

Böyle bir zihniyet sahibi; düşünme mahrumudur, hakikat düşmanıdır, iman sahibi insanların imanlarıyla alay eden birisidir.

Siyaset, din meselesi olmadığı gibi din de siyaset meselesi değildir. Siyasi tercihlerin insanları kafir ya da mümin kıldığına dair söylenen her söz, din meselesini ahlak meselesi olmaktan çıkarıp siyaset meselesi haline getirme girişimidir. Bu girişimin karşısında durmak, ahlak ve adalet sahibi herkesin görevidir.

Hakikat, doğruluk, iyilik, güzellik hiçkimsenin tekelinde değildir. Hiçbir tercih, hakikati bütünüyle temsil edemez. Her tercih, içinde eksiklikler barındıran bir görüş olduğu için evrensel, zorunlu ve son olarak kabul edilemez. Her tercih, zaman içerisinde tecrübelerle, bilgi birikimiyle, ufkumuzun genişlemesiyle değiştirilmeye, düzeltilmeye hatta ortadan kaldırılmaya adaydır.

Tarihin sonunda olmadığımız ve tarih daha hızlı bir biçimde yoluna devam ettiği için gelinen nokta ne tamamen varoluşumuzun garantisi ne de yok oluşumuzun belgesi olarak görülemez. Ne enseyi karatmak ne de dünya gezeni kurtuldu diye naralar atmak boşunadır. Çünkü insanlık henüz dünya işlerini düzene koymak, insanları en adil bir biçimde bir arada tutacak herhangi bir siyaset sistemi bulmuş değildir. 

Bu açıdan geçmiş, şimdi ve geleceğin bütün sorunlarını çözme iddiasında bulunan her söylem biçimi, içinde yanlış ve yalan barındırır; hakikati, oyun sahasına indirmek gibi bir durumu yaşatır. ?Hakikat oyunları? ise sadece ve sadece oynayanlara kazandırır, seyirciler ise sadece eğlenir. Bu eğlencenin sonunda kaybeden eğlenenler olur.

Evet ve Hayır tartışmalarında gördüğüm husus; tarafların geçmişleri, dünya görüşlerive ittifakları açısından yapılmaktadır. Oysa oylanacak olan, metindir. Metin üzerinden herhangi bir tartışma sürdürülmemesi oldukça gariptir.

Ara sıra metnin niyeti üzerinden tartışmalara rastlasak bile bu tartışmaların da; iddiaları temellendirmeye yönelik bilgi zemininden kaynaklanan mantıksal tutarlılığı olan tartışmalardan uzak olduklarını görmek son derece gariptir.

Tarafların kendilerini takdim etme biçimleri ve akıl yürütme tarzları arasında pek bir fark da yok gibi görünüyor. Zira bir taraf, evet kazanırsa bittik-tükendik, diğer taraf da hayır kazanırsa işin içinden çıkılmaz dertlerle boğuşacağız ve ülke üzerindeki tehditler daha da şiddetli hale gelip bizi bölecekler, devlet tehlikede, diyor. İki tavır arasında pek de bir fark yok gibi görünüyor. Önemli olan, artık inandırıcı olmaktır. İnandırıcı ve ikna edici olan kazanır. Bugüne kadar olduğu gibi...

Her evet, içinde bir hayır taşır. Her hayır da bir evet?e karşılık gelir. Hayır diyenlerin, evet dedikleri şeyin ne olduğu belli değildir. Bundan dolayı da onların hayır?ında tehlikeli bir taraf vardır: Hiçbir değeri olumlamayan bir hayır ya da mevcut değerler sistemini oladuğu gibi devam ettirmek isteyen bir hayır. Her iki durum da sıkıntılıdır.

Hayır cephesi, bu sıkıntısının ne kadar farkındadır? Bunu elbette bilemiyorum ama tahmin ediyorum ki, teklif ettiği bir ?evet? yoktur. Evet cephesi ise en azından şunu ifade etmektedir: Biz ?evet? derken aslında mevcut duruma ?hayır? diyoruz. Çünkü mevcut durum, hiç de kabul edilebilecek gibi değildir. 

Bu noktada da tartışma; yeni durumun mevcut durumdan daha kötü olduğu iddiasını gündeme getirmekte ancak daha iyi olması için hiçbir teklif öne sürülmemektedir. 

Gelinen nokta, siyasi kültür ve olgunluk bakımından olumlu gibi görünmemekte ve ?hakikat oyunu? oynayan oyuncular, onları izleyenlerden daha geride bulunmaktadırlar.

 

 

HDP'Lİ HÜDA KAYA NE DEMİŞTİ?

 

Şanlıurfa?da referandum çalışması kapsamında halkla buluşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, 'Evet' demenin İslam'a da ters düştüğünü savunarak 'İnancımıza göre 'evet' demenin karşılığı Allah'ı inkâr etmektir' dedi.

''HAYIR DİYECEĞİZ''

8 Şubat'ta Bozova ve Halfeti'de halkla buluşan partililer ve HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir, referandumda neden 'Hayır' diyeceklerini söyledi.

Kaya seçimin aydınlık ve karanlık günlere karar vermek için yapıldığını söyledi. Ülkede yaşananlardan AK Partili vekillerin de rahatsız olduğunu söyleyen Kaya, 'Kulağımıza geliyor. 'başkan olmak istedi, cumhurbaşkanı olmak istedi, oldu daha ne istiyor' diyorlar.

Biz kendisini eleştirene tahammülü kalmamış bir diktatörlük ile karşı karşıyayız. Ne yapmaya çalıştıklarının farkındayız. Halkı açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar. İnsanları köle, koyun sürüsü yapmak istiyorlar, yüz binlerce işsiz ordusuna yenilerini eklediler. Kürdün ya da ezilenin yanında olanı kapıya koyuyorlar, bu kadar pervasızca yaklaşılıyor.' diye konuştu. 

''EVET DEMENİN KARŞILIĞI ALLAH'I İNKAR ETMEKTİR''

'Evet' demenin İslam'a da ters düştüğünü söyleyen Kaya, şöyle devam etti:

İnancımıza göre 'evet' demenin karşılığı Allah'ı inkâr etmektir. Bunu size Kuran-ı Kerim'den iki sure ile açıklayacağım. ?Allahtan başka kim kendini teklikte dayatıyorsa, tevhide göre bu 'hayır' denilmesi gereken bir zalimdir.? Sadece Kelime-i Tevhid'in La'sını anlatsak neden Hayır demeleri gerektiği konusunda onları ikna edebiliriz.

''TEK BİR İLAH VARDIR''

La Arapça'da 'Hayır' demek. Neye 'Hayır?' Yaratan tek bir yaratıcı vardır. Tek bir ilah vardır. O tek dışında kim ki teklik iddia ediyor, aslında ilahlık iddia ediyordur. Kim ki Allah dışında teklikten bahsediyorsa, o Kuran?ın hakikatine savaş açıyor demektir. İlahlık taslamış demektir.

Kuran'a muhalif olmuş demektir, Kuran'da yeri ve karşılığı yoktur. Allahın bile kendine zulmeden kullarına yapmadığını, bu zalimler kendilerinde hak görüyor, Kuran' da böyle bir tekçilik yok, herkesin çeşitlilik içinde özgür olmasından bahsediliyor.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —