Tarih: 20.02.2017 01:23

'Evet çıktığında da, hayır çıktığında...'

Facebook Twitter Linked-in

 

Irak ve Suriye'den sonra Türkiye'yi de karıştırmak isteyenlerin olduğunu asla gözden ırak tutmamalıyız. Bunu defalarca denediler.

12 Eylül'de Maraş, Çorum olayları ile kardeşi kardeşe kırdırmak istediler. Alevi/Sunni farklılığından bir iç savaş çıkarmak istediler. Oysa bunların ikisi de büyük İslam çerçevesinin içinde iki renkti.

28 Şubat'ta laik, anti laik çelişkisi üzerinden toplum karıştırılmak istendi. Dikkatle incelendiğinde laik olanın da olmayanın da aslında benzer bir din/devlet hayatı istediği görülür. Çünkü irticacı ilan edilenler sanıldığı gibi bir din devleti değil, dinlerini rahatlıkla yaşayacak demokratik bir devlet istiyorlardı. Kışkırttılar,kışkırttılar ama bu millet oyuna gelmedi.

Gezi olayları da öyle bir tertipti. Başta masum bir çevre duyarlılığı ile motive olan kesimlerin bir tepkisi idi. Taraftar kazandığı görülünce içine Kızılından/Yeşiline terör örgütleri sızdı. Taksim meydanı KIZIL MEYDAN'a çevrildi. Öcalan posterleri meydanları doldurdu. Eş zamanlı olarak Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de olaylar çıkarıldı. Ancak milletin aklı selimi bu oyunu bozdu. Olayın çevre duyarlılığını aşarak bir iç savaş denemesine dönüştüğünü gördü ve halk desteğini bu meş'um gösterilerden çekti.

Şimdi referandumu bahane ederek iç savaş kışkırtıcılığı yapılıyor. Çıkacak neticeye göre toplumu geren analizler yapılıyor. Bunların hepsi yanlış. Evet diyen de, hayır diyen de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır.

Evet çıktığında da hayır çıktığında da bu millet kışkırtmalara kapılmaz. İç savaş ihtimali üzerinden toplum üzerinde baskı oluşturmaya çalışanların oyununa gelmez.

Özellikle 12 Eylül döneminde binlerce gencimiz teröre kurban verildi. Acılar,ıstıraplar,hayal kırıklıkları yaşandı. Ben, Türk Milletinin 12 Eylül'den de, 28 Şubat'tan da çok şeyler öğrendiği kanaatindeyim. Dahası etrafımızda meydana gelen gelişmeler Türkiye için bir erken uyarı sinyali oldu.

Her gün sabah işe giderken, akşam eve dönerken arabamızın önünü keserek dilenen, Suriyelilerin durumu hepimiz için birer ibret vesikası oluyor. Sabah, akşam onlara bakarak iç savaşın ne olduğunu öğreniyoruz. insanların nasıl zillete düştüğünü, nasıl ezildiklerini çıplak gözle görüyoruz. İç savaş böyle bir şey,açlık,sefalet,zillet,parçalanmış aileler ve sahipsiz,kimsesiz çocuklar...

Böyle bir şeye bu millet asla geçit vermez. Uyarı yapıyorum diyenlerin çoğu -temennilerini- dile getiriyor. Siyaseten başarısız olanlar çareyi ülkenin karışmasında görüyor.

Oysa demokrasilerde siyasi rekabet savaşla değil, politik mücadele ile olur. Herkes düşüncesini,fikirlerini söyler, toplum aralarından birini seçer. İç savaş temennisi siyasette kaybedenin yorganı yakması,milletten intikam almasıdır. lakin bunu diyenler bu milleti hiç tanımıyor. Türk Milletinin Sosyolojisinde kardeş kavgası yoktur. Aşiretleşme,meşrep farkı yüzünden kan dökme yoktur.Yaşadığımız olaylar da bu şuuru pekiştirmiştir.

Siyasetlerimiz,fikirlerimiz yarışacak ama asla kavga etmeyeceğiz. Kenarda köşede vatan çocuklarını birbirine kırdırmak için fırsat kollayanların oyununa gelmeyeceğiz. Her türlü hesaplaşmamız demokrasi ve hukuk çerçevesinde olacaktır. Biz Alevi/sunni, farklı renk ve desenlerimizle Türk Milletiyiz. Birbirimizle asla kavgamız yoktur,olmayacaktır.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —