Tarih: 28.02.2017 04:19

Ya istikrar ya kriz!

Facebook Twitter Linked-in


Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, ekonomide de yepyeni bir sayfa açacak.

Bu sistem istikrarın teminatı olacak, krizler tarihe gömülecek. SABAH'ın görüşüne başvurduğu akademisyenler, işadamları ve siyasiler Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizlerin temelinde, 'kısa ömürlü hükümetler, siyasi istikrarsızlıklar ve devletin zirvesindeki kavgaların' etkili olduğunu vurguladı.

Türkiye bugüne kadar 15 büyük ekonomik krizle sarsıldı ve ağır bedeller ödedi. Milleti fakirleştiren, gelecek umutlarını söndüren ekonomik krizleri, parlamenter sistemin handikapları, koalisyonların kısır tartışmaları, devlet yönetimindeki çok başlılıktan kaynaklanan istikrarsızlıklar tetikledi.

Türkiye ekonomisini her defasında en az 10-15 yıl geriye götüren çalkantıların başında 1980, 1994, 2001 krizleri geliyor. 1980'de servetinin neredeyse yarısını kaybeden Türk halkı, 1994'te yüksek enflasyona yenik düştü, 2001'de ise işini ve aşını kaybetti. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte, halka her defasında kaybettiren ekonomik krizler sayfası Türkiye için tamamen kapanırken, yeni bir istikrar sayfası açılacak.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin koalisyon dönemlerini tamamen ortadan kaldıracağını ve dolayısıyla siyasi istikrarsızlığın getirdiği ekonomik krizlerin sona ereceğini belirten uzmanların SABAH'a yaptığı değerlendirmeler şöyle:

 

PROJELER BÜROKRASİYE TAKILMAYACAK
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte mevcut hükümet sistemi ve koalisyon hükümetlerindeki çok başlılıktan kaynaklanan ekonomik krizler tekrar yaşanmayacak. Yeni sistem belirsizlikleri ortadan kaldırarak güven ortamının sağlanmasına yol açacak. 2002'den bu yana istikrar çizgisini yakalamış olan ekonomik ve siyasi atmosfer 2017'den sonraki süreç için de güvence altına alınacak. Ekonomi politikaları tek merkezden takip edilerek projeler bürokratik engellere takılmadan daha kısa sürede gerçekleştirilebilecek. Bürokratik etkinlik artacak, yürütme tek elde toplanacak, bürokrasideki tıkanıklık son bulacak.

 

1980 KRİZİ
BEŞ AY SEÇİM YAPILAMADI
6 Nisan 1973'te Cumhurbaşkanı seçilen Fahri Korutürk'ün 7 yıllık cumhurbaşkanlığı süresinin dolmasına yaklaşık bir ay kala Meclis'te oylama yapıldı. Tek aday üzerinde uzlaşılamadı, ülke 5 ay 6 gün Cumhurbaşkansız kaldı. Hükümet boşluğundan doğan siyasi istikrarsızlık ekonomiyi etkiledi. Asker 12 Eylül 1980'de darbe yaptı. 1979'da yüzde 79 olan enflasyon, 1980'de yüzde 93'e fırladı. Kişi başına düşen milli gelir 2 bin 83 dolardan bin 566 dolara düştü. Yüzde 1.5 olan büyüme oranı eksi 2'ye geriledi.

 

1994 KRİZİ
MİLLİ GELİR YÜZDE 30 AZALDI
1980'de başlayan iç borçlanmanın 90'lı yılların ortalarında taşınamaz hale gelmesi ve Merkez Bankası'nın ekonomiye müdahale edecek rezervinin olmaması krizin tüm ekonomiye yayılmasına sebep oldu. Tansu Çiller'in başbakanlığında kurulan koalisyon hükümeti döneminde yaklaşık 500 bin kişi işini kaybetti. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin 177'den 2 bin 200 dolara düştü. Yüzde 7 olan büyüme oranı eksi 5'e geriledi. Enflasyon yüzde 71'den 125'e fırladı. TL dolar karşısında yüzde 14 değer kaybetti.

 

2001 KRİZİ
GECELİK FAİZ %7.500'E ÇIKTI
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in MHP ve ANAP'la kurduğu koalisyon hükümeti, Şubat 2001'de toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda Türkiye tarihinin en ciddi krizlerinden birine imza attı. MGK'da dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlattığı gün borsa yüzde 15 düştü. Faiz yüzde 7.500'e çıktı. 14.500 şirket battı. İşsizlik yüzde 8.4'e, enflasyon yüzde 68.5'e çıktı. Milli gelir 4.200 dolardan 3.050 dolara düştü. Büyüme yüzde 6'dan eksi 5'e indi.

 

UZMANLAR NE DİYOR?

 Mehmet Büyükekşi (TİM Başkanı):1991-2002 döneminde 11 yılda 9 farklı hükümet kuruldu. Ortalama ömürleri 18 ay sürdü. 7 hükümet görevini yapmış, ikisi güvenoyu almadan bozulmuş. Bu süreyi kayıp yıllar olarak görüyoruz. Türkiye çok şey kaybetti. İhracatta da artış sınırlı oldu. Şu anda bürokrasiden şikâyet ediyoruz. Yeni sistemle bu engeller ortadan kalkacak. Artık dönem hız dönemi. O yüzden özellikle hızlı karar alabilmek, kurumlar arası uyum, destek paketlerinin hızlı çıkması koalisyonlara göre tek partili dönemde ekonomiye daha fazla fayda sağlayacak. Bunun için anayasa değişikliği önemli.

 Süreyya Sadi Bilgiç (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı): Yeni sistemde halk kendi kendini yönetmeyi seçecek. Yürütmeyi ve cumhurbaşkanını kendisi seçtiği için çatışmayı ortadan kaldıracak ve güven ortamını yaratacak. İstikrar, huzur ve güven ekonomik istikrarı da sağlayacak. 7 haziran sürecinde bunu gördük. Halkın nasıl bir güne uyanacağıyla alakalı bir dönemdi. Bu referandum her türlü vesayet sistemini de ortadan kaldırmak için son viraj.

 Prof. Dr. Erdal Karagöl (SETA Direktörü): Güçlü, istikrarlı hükümet ekonomik kararların öngörülebilirliği ve etkinliği bakımından mutlak gerekliliktir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi mutlak istikrarın teminatıdır.

 Şaban Dişli (AK Parti Ekonomi İşleri Genel Başkan Yardımcısı): Koalisyon dönemlerinin ekonomik büyüme performansları durumu ortaya koyuyor. Ne zaman tek parti dönemine geçtik o zaman kalkınmayı tekrar yakaladık. Büyüme ve iktidar sürekliliği arasında paralel bir ilişki var.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —