Toprak olarak bütünlüğünüzü korumanız,millet olarak bütünlüğünüzü korumanıza bağlıdır. Bunun yolu da siyaseti birleştirici,bütünleştirici bir dil ile yapmaktır.
Önümüzde bir referandum var. Toplumların en çok ayrıştığı/ayrıştırıldığı dönemler seçim dönemleridir. Maalesef bu referandumda da barıştırıcı bir dil kullanılmıyor,farklı düşünenler düşman ilan ediliyor. İnsanlar ?oy değeri- yahut -ideolojik değer- olarak tartılıyor. Benden değilsen, insan bile değilsin, muamelesi yapılıyor. Böyle bir dille bu milleti bütünleştirmek mümkün mü?
Evet?ten hayır?dan daha önemli olan milli bütünlüğümüzdür. Falan görüş kazanmış ama milli bütünlüğünüzü,bir arada yaşama iradenizi kaybetmişsiniz, değer mi? Millet asıl unsurdur, millet varsa siyasetçi vardır,millet yoksa siyasetçi de yoktur.
Onun için, neye inanırsak inanalım,hangi oyu kullanırsak kullanalım birinci hassasiyetimiz birlik ve beraberliğimizi sürdürmek olmalıdır.
Geçen gün bir siyasetçi iki ayrı millet gibiyiz dedi, hiç yadırgamadım, hepimiz toplum içindeyiz ve ne halde olduğumuzu bütün çıplaklığı ile görüyoruz. Tv ekranları kin ve nefret kusan konuşmacılarla dolu. Köşe yazarlarının kalemlerinden kan damlıyor.Kimsenin bu vatan coğrafyası dışında düşmanı yok,herkesin düşmanı bu avuç içi kadar vatan toprağı içinde.
Geçen gün bir arkadaşım,bir kilise bulsam gidip kaydolacağım dedi,dondum kaldım. İnsanları camiden,cemaatten,dinden,imandan soğutan bir siyaset ülkeye fayda getirir mi? Şunu herkes bilmeli; hiçbir siyaset, hiçbir parti, hiçbir cemaat, hiçbir siyasetçi milletten önemli değildir. Bir millet kendinden,vatan toprağından vaz geçiyor siyasi saplantılarından vaz geçemiyorsa, o millet zaten ölmüştür. İlla cenaze namazını kılmak gerekmez.
Bazıları başlığa bakarak evet mi hayır mı diyeceğimi bekliyor. Eminim değerimi de ona göre biçecekler. Çünkü, ideolojik saplantıların ön plana çıktığı yerde, insan sadece bir malzemedir. Kendi başına hiçbir değeri yoktur.
İçerisinde bulunduğumuz dönem,benim ne diyeceğimden de referandumun kendisinden de daha önemlidir. Ege?de adalarımız işgal edilmiş, Suriye?de sonuçları Türkiye?yi etkileyecek çok önemli gelişmeler oluyor.Bu şartlar altında kimin evetçi kimin hayırcı olduğuna bakmak, vatan elden giderken meleklerin cinsiyetini tartışmaktır. Eğer bir ülkede kimin başkan olacağı işgal edilen topraklarımızdan ve geleceğimizi ipotek altına alacak gelişmelerden önemliyse, vay o ülkenin haline?
Keşke bu karışık dönemde böyle bir referanduma gidilmeseydi.Bahçeli?nin kendi tabanından intikam almak için yaptığı teklifin üzerine atlanmasaydı.Arkasında artık hiç kimsenin kalmadığı,siyasi ömrünü tamamlamış, hayatı başarısızlıklarla dolu bir siyasetçinin neyine inanıldı anlayamadım. Sanıldı ki, MHP tabanı Bahçeli?nin peşine takılıp gelecek? Bugün Abdülkadir Selvi?nin ne kadar haklı olduğu anlaşılıyor. Bu satırların yazarı da ?bu dolmuşa binmeyin,yarı yolda kalırsınız- diye haftalar önce yazmıştı.Kendi davasına yar olamamış bir siyasetçi size niye yar olsun?
Referandumda hangi sonuç çıkar bilemem ama şunu biliyorum, evet verecek olan bile mutlu değil. Hangi sonuç çıkarsa çıksın bu ülkenin en az yarısı mutlu olmayacak.Üstelik her seçim içimizde yeni düşmanlıkların,kavgaların tohumunu bırakıyor.Milleti kaybettikten sonra seçim kazanmanın anlamı kalır mı? Sonuç ne olursa olsun kazanan için bunun bir Pirus zaferinden farkı olmayacak. Öyle bir zafer ki, kaybı kazancından daha büyük?