Avrupa Birliği'nin geleceğine ilişkin senaryoların tartışıldığı zirvede, birliğin önde gelin ülkeleri 'çok vitesli' bir yapıyı desteklerken, Doğu Avrupa ülkeleri buna, farklı gruplanmalar oluşturacağı gerekçesiyle karşı çıktı.
Avrupa ülkelerinin liderleri AB'nin geleceğine ilişkin senaryoları tartıştı. Zirvede, birliğin önde gelen ülkeleri 'çok vitesli' bir yapıyı desteklerken, bazı Doğu Avrupa ülkeleri buna karşı çıktı.
AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, iki günlük zirve için Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplandı. Zirvenin ikinci gününde, AB'den ayılma kararı alan İngiltere?nin katılmadığı bir oturumda birliğin geleceği ele alındı.
Zirve sonunda liderler düzenledikleri basın toplantılarında, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in hazırladığı AB'nin geleceğine dair 5 senaryodan hangisini tercih ettikleri hakkında açıklamalarda bulundu.
ALMANYA, FRANSA, BELÇİKA'DAN ÇOK VİTESLİ AB'YE DESTEK
Almanya Başbakanı Angela Merkel, bu senaryolardan daha fazlasını yapmak isteyen ülkelerin gruplar oluşturabileceği 'çok vitesli AB'ye' destek verdiğini açıkladı. Merkel, AB'nin mevcut işleyiş sisteminde Schengen Bölgesi, Euro Bölgesi gibi çeşitli alanlarda daha fazla işbirliği yapabildiğini ve bu şekilde ilerleme sağlanabildiğine dikkati çekerek, 'Bu durum farklı AB üyelik sınıfı anlamı taşımaz' dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da, AB ülkelerini uyumu kaybetmeden sadece bazı ülkelerin daha güçlü ve hızlı ilerlemeye çağırarak, 'Bu senaryonun farklı hızlarla alakası yok. Bu senaryo hiç kimseyi dışlamıyor' ifadesini kullandı.
Belçika Başbakanı Charles Michel, çok vitesli senaryoya destek verdiğini ve bazı AB ülkelerinin çok vitesli Avrupa senaryosundan kaygı duymalarını anladığını belirterek, 'Ben, AB'de birkaç önemli ülkenin diğerleri adına karar vermesine karşı dururum' ifadesini kullandı.
İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, ülkesinin söz konusu gelecek senaryolarından çok vitesli AB ile son tercih olarak listede yer alan bir AB federasyonu kurulmasını öngören planların karışımı bir tutumu benimsediğini açıkladı.
'TÜM AB ÜYESİ ÜLKELERE EŞİT ŞANS TANINMALI VE OYUNUN KURALLARI AYNI OLMALI'
Polonya Başbakanı Beata Szydlo, çok vitesli Avrupa senaryosunda Doğu Avrupa ülkelerinin geride kalacağını düşündüğüne dikkati çekerek buna karşı olduğunu söyledi.
Szydlo, çok vitesli Avrupa senaryosunu eleştirerek, 'Tüm AB üyesi ülkelere eşit şans tanınmalı ve oyunun kuralları aynı olmalı' dedi.
Szydlo, tüm itirazlarına rağmen rakip partiden Polonyalı Donald Tusk'In AB Konseyi Başkanlığı'na yeniden seçilmesine tepki göstermişti.
'DEMİR PERDE DEĞİL'
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, 'Bu çok vitesli Avrupa fikri, bazılarımız tarafından yeni bir doğu ile batı arasında bölünme hattı, demir perde olarak algılanıyor. Ancak burada niyet bu değil' ifadesini kullandı.
Juncker, mevcut AB anlaşmalarının değiştirilmeye çalışılmadığını daha fazla işbirliği yapmayı isteyenlerin bunu mevcut sistemde de yapabildiğini anımsattı.
BREXIT
İngiltere'nin AB'den ayrılış süreciyle ilgili Juncker, 'Brexit?ten hoşlanmıyorum. Çünkü İngilizlerle aynı botta olmayı istiyorum. Umarım, İngilizler bir gün bu bota tekrar biner. Ama Brexit AB?nin sonu değil' diye konuştu.
AB'NİN GELECEĞİ SENARYOLARI
Geçtiğimiz günlerde AB Komisyonu Başkanı Juncker, Brexit, sığınmacı krizi, terör tehdidi ve yeni ABD yönetiminin açıklamalarının gölgesinde, birliğin geleceğine ilişkin 5 senaryoyu içeren 'Beyaz Kitap' adlı bir belgeyi açıkladı.
AB'nin kuruluşunun 60. yıl dönümü olan 25 Mart'ta, Roma'da yapılacak zirvede liderlerin ele alacağı belgede bu senaryolar, 'aynen devam', 'sadece ortak pazar', 'daha fazlasını yapmak isteyenler', 'daha azını daha verimli yapmak' ve 'birlikte daha fazlasını yapmak' başlıkları altında sıralandı.
Liderlerin değerlendirmelerinde öne çıkan 'daha fazlasını yapmak isteyenler' senaryosu, bazı ülkelerin bir araya gelerek, savunma, iç güvenlik, vergilendirme veya sosyal konular gibi belirli politika alanlarında birlikte çalışmak için koalisyon kurmasına imkan sağlıyor.
'Çok vitesli' bir yapı öngören senaryoya göre, bazı ülkeler belirli alanlarda ilerleme kaydederken, diğerleri geride kalacak, AB içinde gruplar oluşacak ve zaten kördüğüm olan karar alma mekanizması daha karışık hale gelecek.