Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'nın Türk bakanlara yönelik skandal tavrına ilişkin, 'Nedir bu adamların derdi? Türkiye'deki seçimlerden onlara ne? Referandumdan 'evet' çıksa ne 'hayır' çıksa ne? Biz Hollanda'nın anayasasını değiştirmiyoruz, biz Türkiye'nin anayasasını değiştiriyoruz. Niye sizi ilgilendiriyor, telaşlandırıyor? Niye etekleriniz tutuşuyor? Bir izahı olması lazım.' dedi.
Kurtulmuş, Eğitim-Bir-Sen Sancaktepe Temsilciliği tarafından düzenlenen etkinlikte, öğretmenlerle bir araya geldi.
İstiklal Marşı'nın kabulünün 96. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, 'Merhum Mehmet Akif Ersoy'un 'Korkma' diye başlayan İstiklal Marşı'nı bu millet ne kadar iyi bir şekilde özümsediğini, bütün ruhuyla benimsediğini 15 Temmuz gecesi ispat etmiştir. Çanakkale Harbi'nde, Kurtuluş Savaşımızın bütün cephelerinde, Kafkaslar'dan Yemen'e kadar dünyanın farklı yerlerinde olduğu gibi aynen dedelerimizin gösterdiği cesareti, bu milletimiz 2016 yılının 15 Temmuz gecesinde de göstermiş, korkmadan yollara çıkmış, tankların karşısında durmuş, hatta ve hatta alçak pilotların alçak uçurduğu uçağa taş atabilecek kadar da cesaretli bir şekilde davranmıştır.' diye konuştu.
Kurtulmuş, anayasa değişikliği konusuna değinirken, anayasa değişikliklerinin toplumun talebiyle gerçekleştirildiğini belirtti. Türkiye'de 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi için toplumsal talep olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'Başkanlık sistemi ya da cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda hep talep olmuştur. Türkiye'nin önemli siyasetçileri, rahmetli Özal, rahmetli Erbakan, rahmetli Yazıcıoğlu, rahmetli Türkeş ve ölmeden az evvel Demirel de 'başkanlık sistemini yapamadık' diye, her birisi siyasi tecrübelerinin sonucunda Türkiye'nin bir başkanlık sistemine ihtiyacı olduğunu, yönetimin tek elde toplanması, işlerin daha düzgün yönetilmesi gerektiğini ve millet egemenliğinden başka hiçbir egemenliğe alan bırakmayacak olan doğrudan doğruya halkın seçtiği bir başkanla yönetilmesi gerektiğini hepsi söylemiştir. Güçleri yetmiştir, yetmemiştir ama bu talep hep Türkiye siyasetinde var olmuştur. 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi talebi de hep var olmuştur. Zaten öyle olduğu için mevcut anayasa 18 kez değiştirilmiş. Şimdi 19. kez inşallah 16 Nisan'da halk tarafından yeni anayasa değişikliği onaylanacak ve bir kez daha 1982 Anayasası değişmiş olacaktır. İnşallah Allah imkan verir, bu anayasayı büyük bir anayasa reformu zihniyetiyle tepeden tırnağa bütün eksiklerini düzelterek değiştirmek de bu millete nasip olur.'
Mevcut sistemin çalışmadığını anlatan Kurtulmuş, 'Anayasanın cumhurbaşkanının yetkilerini düzenleyen maddesi, cumhurbaşkanına çok büyük yetkiler ama sıfır sorumluluk vermiş. Öte tarafta başbakana ve hükümete büyük yetkiler vermiş, aynı şekilde ağır sorumluluklar vermiş. Şimdi bu ikisini kaldırıyoruz. Bütün yürütme yetkileri, kapalı kapılar ardında birileri tarafından değil... Şimdi 'Efendim bütün yetkiler bir yerde toplanıyor' diyorlar. İyi de kim karar veriyor kardeşim bütün yetkilerin bir yerde toplanmasına? Millet karar veriyor. Siz bu memlekette devlet başkanlığı, cumhurbaşkanlığı makamına seçilenlerin geçmiş dönemlerde nasıl seçildiğini, bu millete niye anlatmıyorsunuz? 5-10 kişinin belirlediği cumhurbaşkanı adayı tek adamcılık olmayacak, onlara büyük yetkiler vereceksiniz, halk doğrudan doğruya birini cumhurbaşkanı seçer ve 'bizi yönet' derse, buna 'tek adamcılık' diyeceksiniz. Bu kabul edilemez.' değerlendirmesinde bulundu.
'Birtakım güçler darbe tehdidi olmaya devam etsin istiyorlar'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bölgenin lime lime edilmiş haline karşı ayakta durabilecek, bölgede oynanan oyunları durdurabilecek yegane ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Hollanda'nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik skandal tavrına değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Niye Hollanda'da Rotterdam'da atlı polisleri ve azgın köpeklerini bizim kardeşlerimizin üzerine sürdüler? Niçin Türkiye'nin Bakanını, bir yerde bütün diplomatik teamüllere, insan haklarına, demokrasiye, ahlaka aykırı, rezil bir şekilde orada bekletip sonra Almanya'ya, tabiri caizse, sınır dışı ettiler? Çok açık. Ne oldu da bu adamların hepsi de sanki arkalarından düğmelerine basılmış robotlar gibi Avusturya başladı 'Tayyip Erdoğan'ı istemiyoruz, gelmesin', Almanlar 'Biz buraya Türk bakanları istemiyoruz' dedi? En son da Hollanda'da bu rezaleti, bu aşağılık tavrı gördük. Nedir bu adamların derdi? Türkiye'deki seçimlerden onlara ne? Referandumdan 'evet' çıksa ne 'hayır' çıksa ne? Biz Hollanda'nın anayasasını değiştirmiyoruz, biz Türkiye'nin anayasasını değiştiriyoruz. Niye sizi ilgilendiriyor, telaşlandırıyor? Niye etekleriniz tutuşuyor? Bir izahı olması lazım. Kaldı ki biz hiçbirimiz gidip orada 'Hollanda'da şu partiye, bu partiye oy verin' demiyoruz, Hollanda vatandaşlarıyla ilgili bir şey söylemiyoruz. Bizim kardeşlerimizin, Türklerin, referandumda nasıl oy vermeleri gerektiğine dair propaganda yapmak için oraya gidiyoruz. Bu oyunu bozacak tek ülke Türkiye olduğu için Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olarak yoluna devam etmesini istemiyorlar. İstiyorlar ki yönetimde çift başlılık devam etsin, istiyorlar ki ikide bir Türkiye demokrasisine müdahale edebilecek birtakım adamlar, birtakım güçler darbe tehdidi olmaya devam etsin.'
Bu arada, Kurtulmuş'un daha önceden yapılacağı duyurulan 'Genç Kürsü' Sancaktepe gençliği ile buluşma etkinliği iptal edildi.