ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), Güneş Sistemi'nde ve ötesinde su ile ilgili bulguları kamuoyuyla paylaştığı 'Okyanus Dünyaları' başlıklı basın toplantısında, Satürn keşif aracı Cassini'nin, gezegenin uydusu Enceladaus'daki gözlem faaliyeti sırasında canlı yaşamını destekleyecek bir kimyasal enerji reaksiyonu gözlediğini duyurdu.
Cassini'nin ilk kez 2005 yılında uydunun yüzeyinde keşfettiği gaz ve buz püskürten bir gayzeri, 28 Kasım 2015'te özel bir dalışla incelediği ve bu gayzerden fışkıran materyalin yüzde 98 oranında su, yüzde 1 oranında hidrojen ve geri kalanının karbondioksit, metan ve amonyaktan oluşan bir bileşke içerdiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Uydunun yüzeyine sürekli olarak fışkıran maddenin içinde hidrojen bulunmasının, yüzey okyanusundaki soğuk suyun derinlerdeki sıcak kayalarla karşılaşmasıyla oluşan hidro-termal aktivitenin varlığına işaret edebileceğini ifade eden bilim adamları, bu sıcak alanların mikrop ve bakteriler gibi küçük organizmaların yaşaması için ideal koşullar sunabileceğini vurguladı.
'Dünya'nın ötesinde yaşanabilir yerler bulma arayışında önemli bir mihenk taşı '
Organizmaların, hidrojeni suda çözünmüş halde bulunan karbondioksitle birleştirerek enerji üretebileceğine dikkati çeken NASA araştırmacıları, 'metanojenesis' denilen kimyasal tepkimenin, yeryüzünde canlı yaşamının temelini oluşturduğunu ve yaşamı meydana getiren süreçlerden biri olduğunun altını çizdi.
Yeryüzünde bildiğimiz haliyle canlı yaşamının üç temel koşulunun, sıvı haldeki suyun, metabolizma için gerekli bir enerji kaynağının ve karbon, hidrojen, nitrojen, oksijen, fosfor ve sülfür gibi bazı temel bileşenlerin varlığına bağlı olduğunu kaydeden bilim adamları, Cassini'nin bulgularıyla Enceladus'ta bunların hemen hepsinin var olduğunun anlaşıldığını vurguladı.
Her ne kadar Cassini, yüzey altı okyanusunda sülfür ve fosfor izine rastlamasa da gezegenin katı çekirdeğinin göktaşları gibi bu iki ana unsuru ihtiva ettiği tahmin ediliyor.
Cassini proje sorumlusu Linda Spilker, bulgunun Dünya'nın ötesinde yaşanabilir yerler bulma arayışında önemli bir mihenk taşı olacağını kaydetti.
AA