Özdağ, ?Kemal Tahir Türkiye?nin ruhunu anlayan bir aydındı?

Özdağ, ?Kemal Tahir Türkiye?nin ruhunu anlayan bir aydındı?

AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ Türk edebiyatının önemli yazarlarından Kemal Tahir?i vefatının 44. Yılında yaptığı açıklamayla andı.

 

Kemal Tahir?in yaşamının 12 yılını 1938?deki Bahriye Davası sebebiyle hapiste geçirdiğini ve bu süreci okuyarak, yazarak geçirdiğini kaydeden Özdağ, ?Yazarın kendine has özgün bir duruşu vardı ve bu duruşu yüzünden anlaşılamadı. Anlaşılamadığı için de eleştirildi. Ancak her şeyden önce kesin olan bir gerçek vardı ki Kemal Tahir bu ülkeyi ve bu halkı seven bir aydındı. Namuslu bir solcu olarak kendini herhangi bir sistemle kamufle etmedi. Bilakis başta emperyalizm olmak üzere tüm izmlerle ve sistemle yaşamı boyunca sürekli mücadele etti. Bu duruşundan da ne pahasına olursa olsun asla taviz vermedi. Kemal Tahir tüm duruş, söylem ve yazılarıyla Türkiye?nin ruhunu anlayan gerçek bir aydındı? dedi.

 

  

 

Türk edebiyatında Cumhuriyet Dönemi?ni konu edinen romanlar ve yazarlar arasında ilk akla gelen yazarların başında Kemal Tâhir?in geldiğini belirten AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ ünlü yazarı vefatının 44. Yılında andı. Kemal Tahir?in toplumcu gerçekçilik akımını en keskin ve çarpıcı örnekleriyle eserlerine yansıtabilme yeteneğine de sahip bir yazar olduğunu kaydeden Özdağ, ?Kemal Tahir, kendi deyimiyle, ?Gerçeklerin kabuklarıyla yetinmekten utanmaya başladıktan itibaren, gerçekten gerçekçi olmuştur. Yazar, eserlerinde, görünmeyenin araştırılmasını ve adeta okuyucunun beynini gıdıklamayı tercih ederdi. Kemal Tâhir, tarihe bir teknisyen zanaatkâr gibi bakmamış; tarihi, makro planda düşünerek toplumun ve ülkenin tüm sorunları ekseninde bir sanatkâr olarak değerlendirmiştir. Tarihi sosyoloji ile izah ve anlamlandırma çabası, ilk olarak onda ortaya çıkmıştır. Onun tarihçi ve sosyolog kimliği, başından beri istikrarını korumuştur. Kemal Tâhir?e göre, tarihsel gerçekliklerin saptırıldığı ve sosyolojik tahlillerin ihmâl edildiği bir toplumda romancının, tarihçi ve sosyolog olma zorunluluğu vardır. Kemal Tâhir, kendisinin tarihçilik ve sosyologluk yaptığını ifade etmiştir. Bunun yanı sıra romanı da ciddiye aldığını ve gün yirmi dört saat roman düşündüğünü belirtmiştir? diye konuştu.

 

 

KEMAL TAHİR OKUYUCUNU DÜŞÜNMEYE VE ARAŞTIRMAYA SEVKETMİŞTİR

Kemal Tahir?de özgün bir roman yazma ideali, yani batı romanının üzerine Türk dehasını koyarak Türk romanı yazma gayesi olduğunu belirten Özdağ sözlerine şöyle devam etti, ?Türk toplumunun gelişimini kendi tarih ve sosyoloji perspektifiyle açıklamaya ve değerlendirmeye çalışan Kemal Tahir, roman ve toplum üzerinde derinlemesine düşünmüştür. Eksik olan ise sonraki kuşağın bu kimliğin farkına varamaması olmuştur. Eserlerindeki toplumcu gerçekçilikten hareketle ve Anadolu?daki yerli unsurlara ve değerlere yaptığı vurgu, bazı araştırmacıların Kemal Tahir?in sağcı olduğu yönündeki bir çıkarımda bulunmalarına neden olmuştur. Kemal Tahir, ilk gençlik yıllarında Kemalizm?den etkilenmiş; sonra da sosyalizme evrilen bir siyasi ideolojiye sahip olmuştur. Her şeyden önce Kemal Tâhir, Marksizm?e gönül vermiş bir aydındır. Kemal Tâhir, ?1938 Bahriye Olayı? üzerine tutuklanmış ve Nazım Hikmet?le birlikte 1950 genel affına kadar cezaevinde kalmıştır. Zaman içerisinde Kemal Tahir?in, önce Kemalizm?i, sonra da sosyalizmi Türkiye?deki anlaşılış ve uygulanış biçimleri itibariyle eleştirdiği bir gerçektir. Kemal Tahir, çağdaşı Yaşar Kemal gibi yazarlardan dönemin politik ve sosyal özellikleri ve olgularına gösterdiği duyarlılık tepkisi anlamında bir farklılık göstermiştir. ?Onlar dönemin önemli tarihçilerinin ve sosyologlarının meseleleri gördüklerini ve çözümlerini bildiklerini; kendileri ise problemleri somutlaştırmakla yükümlü olduklarını düşünmüşlerdir. Kemal Tahir ise ülkenin sosyal gerçeklerini ve tarihsel evrimini doğru açıklamaya çalışan tezler, genellemeler üretmeye erken sayılabilecek bir dönemde, sanatsal metinlerini yazmaya başladığı bir dönemde girişmiştir. Kemal Tâhir konusundaki temel aykırı düşünce eğilimi de bu durumu ayan beyan anlaşılır kılmaktadır. Çoğu yazar, dönemin bir siyasal figürünün peşinden gitmektedir. Bunun bilinmesi ve özellikle bu hususun dikkatlice tespit edilmesi gerekmektedir.?

 

 

KEMAL TAHİR GERÇEK BİR TÜRK AYDINIDIR

?Türkiye?de kimi sağ ve sol ideolojik cenahların Kemal Tâhir?in duruşu ve ideolojisi hakkındaki zaman zaman yaptıkları tespitler, bir aydının fikrî tekâmül serüvenini ve bu yolda yetkinleşme çabasını, yani kendi teorisini oluşturma gayretini hakkıyla kavrayamadıkları gerçeğini de ortaya koymaktadır? diyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Bu kapsamda Fatih Çalmaz?ın tespitinde ifade ettiği gibi, Her düşünce kliğinin etinden bir parça dişlediği adamdır Kemal Tâhir. Hakkındaki değer yargılarının sıralanması bile meselenin hezeyan boyutunu gözler önüne serer. Kimi feministlerin gözünde ataerkil; sol liberallerin gözünde milliyetçi-devletçi-faşist; pür Marksistler için teoride sapkın; İslâmcılar için dinsiz,; romancılar için ?sanatını fikrinin altında ezdirmiş bir ideolog?; ?tarihçiler için sadece bir romancı?, kimi sosyologlar için ?zikrinin sonu ancak Doğu-Batı meselesine kadar gidebilecek kadar çaresiz bir Doğulu?; kimisine göre Ebu Cehil kimisine göre antipatik. Kemal Tâhir, bu ülke halkı hesabına çalışmış bir aydındır. Belki de yaşadıklarının romanına en az yansıdığı romancı Kemal Tahir?dir. 1955?te o zor şartlar altında kimilerinin ?ceberrut devlet? ya da ?faşist devlet? vurgusu yaptıkları bir ortamda Kemal Tâhir, ?kerim devlet? tabirini kullanmıştır. Kemal Tahir, on iki yıllık hapis hayatı ve 6-7 Eylül sürecinde yaşadığı sıkıntıları eserlerine yansıtmadan tespitlerini yapmış ve romanlarını yaşadıklarından soyutlayarak kaleme almıştır. Kemal Tahir?in memleket meselelerini kendisini soyutlayarak değerlendirme denemesi, sadece roman anlayışının farklılığından değil, aynı zamanda tarihçi ve sosyolog kimliğinden de kaynaklanmaktaydı. Yazar, Osmanlı?dan Cumhuriyet?e geçişle birlikte tarih algısının yeniden şekillendiği bir ortamda kendi teorisini üretmiş ve Türk toplumuna faydalı olma emelini gerçekleştirmek için kaybolan ?merkez fikri yeniden inşa etmeye? çabalamış bir aydındır. Dahası Kemal Tâhir, ?Türk Düşüncesi? diye bir şeyden bahsedilebilmesini mümkün kılan bir düşünürdür. Yazar, Batılıların, oryantalistlerin Osmanlı tarihini göz ardı etme gayretlerini eleştirir. Kemal Tâhir?e göre ?Osmanlı aydınları, bu yalanlara Cumhuriyet döneminin tarihi inkâr anlayışının egemen olduğu dönemlerde yetişen aydınları kadar aldanmamışlardır. Bu öldürücü akıma kendileri de gönüllü olarak koşulmamışlardır? ifadesinde bulundu.