Sansasyonel haberler kralı ve Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı bugünkü yazısında, ne matematiksel mantığa ne de sözel mantığa uyan mesnetsiz bir yazı kaleme aldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi ile Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu başkanı olan AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek'in 'havaalanında donup kaldığı an' olarak iddia edilen yazıyı yazarken usta gazeteci Ataklı'nın gözünden çok önemli iki şey kaçmış.
Ataklı, yazısında iddia ettiği olayı şöyle anlattı:
? YENİ ÖĞRENDİM
Reşat Petek?in yabancı havaalanında donup kaldığı an
Reşat Petek yıllarca Fethullah Gülen cemaatinin kirli oyunlarını ekranlarda ?aslanlar gibi? savunduktan sonra kapağı AKP sıralarından Meclis?e atan bir eski savcı biliyorsunuz. Onca yıl cemaati destekledikten sonra bir anda saf değiştirdiği gibi bir de üstüne Meclis?te kurulan darbeyi araştırma komisyonuna başkanlık etmişti.
Reşat Petek referandum öncesi evet propagandası yapmak üzere bir Avrupa ülkesine gitmiş. Havaalanında kendisiyle birlikte olan diğer kişileri bagaj bölümünde beklerken yanına aynı uçakla gelen bir Türk işadamı sokularak yanağını okşamış ve ?Sana bir büyük olarak nasihat vereyim? demiş. Petek ?Ben 62 yaşındayım? deyince ?Ben 67 yaşındayım, fark etmez? demiş işadamı ve konuşmaya başlamış; ?Sene 1964. Elimde pasaportum altımda araba ile yola çıktım. Sovyet blokunda olan Bulgaristan?a vize vardı. Ondan sonra Yugoslavya?dan geçtim, vize yok, Avusturya?ya girdim, vize yok, Almanya?ya geçtim, vize yok, oradan Fransa, yine vize yok, İtalya, Yunanistan üzerinden döndüm yine vize yok. Peki, siz ülkeyi şimdi ne hale getirdiniz.?
Reşat Petek donmuş kalmış. Bir şey diyememiş. İşadamı ?sıra nasihatte? dedikten sonra ?Bunu sana aklında bilgi kulağında küpe olsun diye anlattım. Haydi git şimdi hükümetine söyle bunu.?
Ve yürüyüp gitmiş.?
Vize meselesinin 1960'lı yıllarla alâkasını kuramadığımız bir yana daha garip bir durum dikkatimiz çekti.
Yazıda bahsi geçen işadamı şimdi 67 yaşındaysa 1950 doğumlu demektir. Bu durumda 1964 yılında 14 yaşında olması gerekir. Hadi pasaportu anladık da 14 yaşında bir çocuğun nasıl ehliyet aldığı, nasıl arabaya atlayarak Avrupa?yı gezdiğini anlayamadık. Topladık, çıkardık, çarptık, böldük olmadı. Bu problemi çözmeye bizim matemetiğimiz yetmedi. Belki de Can Ataklı bu problemi çözer.