24 Nisan 1915'de bütün vilâyetlere gönderilen bir yazıyla Ermeni komitelerinin kapatılması ve tehlikeli görülen Ermenilerin tutuklanması istenmiştir. Bu esnâda çatışma olmadığı gibi Ermenilerin öldürülmesi de söz konusu değildir.
24 Nisan 1915?de İstanbul'da 235 Ermeni komiteci tutuklandı. 610 komitecinin çoğu adreslerinde bulunamadı. Tutuklananların bir kısmı Ayaş'a; bir kısmı da Çankırı'ya gönderildi. Amerika ve Avusturya tebaasından olduğu anlaşılan Ermeniler ise sınır dışı edildi. Sürgüne gidenlerden suçsuzluğu anlaşılanlar, serbest bırakıldı. Tutuklamalar az gibi görünse de tesiri çok büyük oldu. Özellikle lider kadrolar tutuklandığı için muhtemel bir genel isyan lidersiz kaldı.
Şimdi o günün şartlarına bir göz atalım.
Millet-i sâdıka olarak adlandırılan Ermeniler, Batılı devletlerin kışkırtmasıyla 93 Harbi?nden itibaren Osmanlı Devleti?ne isyan edip terör faaliyetlerine başladılar. Banka bastılar; Osmanlı Sultanına suikast düzenlediler. Bunlar içindeki teröristler, İkinci Meşrutiyet Meclisi?nde vekil olup maaş bile aldılar. Fakat devlete ihânetten asla geri durmadılar. Devlet dört bir yanda savaşırken kırka yakın isyan çıkardılar. Cihan Harbi?nde Ruslarla iş tutup Türk ordusuna zarar verdiler.
24 Nisan 1915?de komiteci teröristlerin tutuklanma kararı alındığında Van?daki isyanda Ermeniler Müslümanları katlediyorlardı.
Ermeni komitecilerin tutuklanmasıyla büyük bir oyun bozuldu. Çünkü Ermenilerin başsız kaldığı 24 Nisan?ın ertesi günü Çanakkale Kara Savaşları başladı. 18 Mart?da Çanakkale?yi geçemeyen İtilaf devletleri için tam çıkarmalar sırasında başlayacak büyük bir Ermeni isyanının ne anlama geldiğini düşünebiliyor musunuz? Devlet isyanla mı uğraşsın yoksa dört bir yandan saldıran Haçlılarla mı?
Dün ABD Başkanı Trump, geleneği bozmadı ve bir açıklama yaparak Ermeni tehciri için ?büyük felâket? ifâdesini kullandı.
Oysa asıl büyük felâket, 25 Nisan 1915?de yüz binlerce Haçlı askerinin Çanakkale?ye çullanmasıdır. Eğer 24 Nisan kararı olmasaydı kim bilir daha ne büyük felâketler yaşayacaktık.
Dikkatinizi çok daha mühim bir konuya çekmek istiyorum. Anadolu?da, ?Bilmem ne içeriden olursa kapı kilit tutmaz.? derler.
Yıllardır özellikle Taraf gazetesinde yuvalanmış olan bir grup kripto, her 24 Nisan?da ısrarla soykırım edebiyatı yaptılar. O kadar ileri gittiler ki Ermenilere hâcet kalmadı. Bu kriptoların en büyük özelliği ise ne 18 Mart?da ne 25 Nisan?da asla ve kat?a Çanakkale destanı hakkında kalem oynatmamalarıdır.
Ermenilere ağlayan inleyen kalemleri, Çanakkale şehidlerimizi yazmadı; yazamadı.
Yazmasın da! Kirli kalemleri şehîdlerimizden uzak dursun!
Onlar kim diye merak ediyorsanız söyleyeyim. Onlara göre, bir gül bahçesine girer gibi ölüme koşan şehîdlerimizin hepsi akılsızdır. Öyle twitterda yazdıklarına aldanmayın. Mavi Marmara şehîdlerine hakâret edenlerin, 15 Temmuz şehîdlerini kutsamasına inanmayın. Onlar için ne Malazgird ne Kosova ne Mohaç ne Plevne ne Çanakkale ne de İstiklâl Harbi vardır. Esâsında yok etmek istedikleri, şehîdlik kavramıdır. Bunların, bayrak, vatan, millet, devlet kavramları yoktur. Bu kavramlar, sofralarındaki meze veya kuruyemiş gibidir.
Bu topraklarda asırlardır bu oyunlar oynanıyor. Başaramayacaklar!
24 Nisan 1915?de Ermenilere karşı alınan tedbir, 25 Nisan?da başlayan Çanakkale kara savaşlarının kaderini belirledi. Bugünlerde Ermeni güzellemeleri yapanların esas hıncı Çanakkale?dir.
Her kim ki Çanakkale şehidleri vaktinde Ermeni ağıtı yakıyorsa bu milletin düşmanıdır!
Bu konuya yarın devam edeceğiz.
Kerime YILDIZ