İstanbul'da darbe girişimiyle ilgili ana davanın ilk duruşması Silivri'de görüldü. Davanın en yüksek rütbeli subayı olan eski 3. Kolordu Komutanı Erdal Öztürk, savunmasında emniyeti arayıp 'sıkıyönetim komutanıyım emrime itaat edin'
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, 6 general ve 17 subayın yargılandığı İstanbul'daki ara darbe davasının ilk duruşması yapıldı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşında yapılan binadaki salonda görülen duruşmaya 12 tutuklu sanık katıldı.
İddianamede 'suçtan zarar gören' olarak yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 89 kişi ile bazı kurumların adına avukatların hazır bulunduğu duruşmaya, darbe girişimi sırasında şehit olanların yakınları da geldi.
Duruşmada, sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. Duruşmada daha sonra avukatların müdahillik talepleri alındı.
ERDOĞAN'IN MÜDAHİLLİK TALEBİ KABUL EDİLDİ
Mahkeme; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde şehit düşen İlhan Varank, Çengelköy'de şehit olan Murat Akdemir, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit edilen Erol Olçok, oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında olduğu müdahillik taleplerini kabul etti.
'DARBECİ DEĞİLİM'
İlk savunmayı yapan, 15 Temmuz'da 3. Kolordu Komutanı olan eski korgeneral Erdal Öztürk, öz geçmişini anlatarak, 12 yılı general olmak üzere 43 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasını taşıdığını söyledi.
Hain darbe girişimi olmasaydı ilk YAŞ'ta terfi ederek orgeneralliğe yükseleceğini belirten Öztürk, 'Ben darbeci değilim, darbe girişimine hiçbir şekilde iştirak etmedim, Darbe girişimini öğrendiğim andan itibaren Side'de izinde olmama rağmen darbe girişimini başarısız kılmak için var gücümle çalıştım' dedi.
'FETÖ İLE İRTİBATIM YOK'
Adını 15 Temmuz darbe girişimine karıştıran başta firari sanık Uzay Şahin olmak üzere, herkesi lanetlediğini dile getiren Öztürk, FETÖ ve hiçbir terör örgütüyle irtibatının olmadığını savundu.
Öztürk, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, savunmasını sadece mahkeme nezdinde değil, aynı zamanda Türk milletinin vicdanına, ismini temize çıkarmak ve tarihe not düşmek amacıyla da yaptığını söyledi.
'KIŞLAYA DÖNME EMRİ VERDİM'
Öztürk, darbe girişimi sırasında Antalya'da tatilde olduğunu anlatarak, bu girişimi başarısız kılmak için var gücüyle çalıştığını, darbenin başarısız olmasında büyük katkı sağladığını iddia etti.
Sıkıyönetim direktifi ve emirlerinin kanunsuz olduğunu ve buna uyulmayacağını söylediğini aktaran Öztürk, 'Askerlerin kışlaya dönmeleri için ilk yazılı emir yayınlattım. Ulusal kanallara bağlanıp bunun suç olduğunu söyleyip birliklerin kışlaya dönmelerini emrettim, aksi halde yasal işlem yapılacağını beyan ettim' dedi.
YıIlık izin planlamasının 2015'te 1. Ordu Komutanı tarafından onaylandığını belirten Öztürk, 'Terfi ve atama sırasındaki generaller, YAŞ sonrasında yeni görev yerine katıldıkları için Temmuz ayında izin kullanırlar. Senelik izinde olacağım çok önceden bilinmekteydi. Buna uygun olarak izne ayrıldım. Bu nedenle 3. Kolordu Komutanlığındaki yetkilerimi, Yavuz Türkgenci ve Kemal Başak'a devrettim' diye konuştu.
Öztürk, darbe girişimi için yapılan hazırlık toplantılarına iştirak etmediğini ve sanıklarla hiçbir irtibatının olmadığını öne sürerek, darbe girişiminden haberdar olduğu saat 22.25'ten ertesi güne kadar darbeyi engellemeye yönelik 100'den fazla telefon görüşmesi yaptığını anlattı.
'ADIMI VE RÜTBEMİ KULLANDILAR'
Kendisine vekalet eden Yavuz Türkgenci'ye telefon görüşmesinde köprüye çıkan askerlerin yanına gidip megafonla onlara yaptıkları eylemin kanunsuz olduğunu bildirmesini istediğini savunan Öztürk, sıkıyönetim direktif ve atama listesinden ise saat 23.59'da haberdar olduğunu söyledi.
Atama listesine adının İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olarak yazıldığını hatırlatan Öztürk, 'Adımı ve rütbemi kendi emelleri için kullanmışlar. Haberdar olduktan sonra Ümit Dündar'ı arayıp darbe girişimiyle ilişkimin olmadığını, askerlerle temasta olduğumu, kışlaya dönmeleri emrini verdiğimi söyledim' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünürü Özdemir Bayraktar'ın olay gecesi saat 00.56'da kendisini aradığını ve onunla bir süre görüştüğünü iddia eden Öztürk, şunları kaydetti:
'Bana durumun kritik olduğunu söyleyerek basın açıklaması yapıp yapamayacağını sordu. Darbeci hainlerin kurduğu komploya bir basın açıklaması cevap olabilirdi. Bayraktar, Cumhurbaşkanının direktifini de iletiyor olabilirdi, soramadım. Basın açıklaması yapma yetkim yoktu ve izinliydim ama olağanüstü durum var. Özdemir Bayraktar Bey'e 'konuyu değerlendireceğim' dedim.'
Öztürk, saat 00.59'da MİT üst düzey görevlisinin arayarak darbe girişimi aleyhine konuşması için kendisini teşvik edip desteklediğini ifade ederek, 'Basınla iletişim için için yardım talep ettim. 01.04'te MİT'ten aradılar TV kanallarından birinin arayacağını bildirdiler. 01.05'te TGRT'den aradılar. İrticalen değerlendirme yaptık' iddialarında bulundu.
'DARBE KARŞIYI AÇIKLAMA YAPAN İLK GENERALİM'
Darbe karşıtı açıklamayı yapan ilk general olduğunu savunan Öztürk, 'Benim adımla ve rütbemle İstanbul'da bazı emniyet müdürleri aranmış teslim olmalarını istemişler. O ben değildim benim rolümü yapan firari Albay Uzay Şahin'dir. Bu ses kayıtlarının bana ait olmadığı Adli Tıp Kurumu tarafından belgelendi' dedi.
Öztürk, adını sıkıyönetim atama listesine yazanlardan şikayetçi olduğunu söyledi.
ŞEHİT YAKINLARINDAN TEPKİ
Bu arada, duruşmayı izlemeye gelen şehit yakınları da sanıklara tepki gösterdi. Sultanbeyli şehitlerinden İhsan Yıldız'ın eşi Fatma Yıldız, 'Duruşma salonu içerisinde takım elbiseli geldiklerini gördük. Bizim yüzlerimize bakarak mahkemeye çıkmalarını isterdik. Ama arka taraflarında oturuyorduk. Onların yüzlerine, karşılarına geçip bakmak istiyorum. İçeride bir avukat sorun çıkardı olay çıkarmak istedi. Kendisinden şikayetçi olacağız. Onların karşısında bizler dimdik ayaktayız. Allah'ın izni ile bunları üstesinden geleceğiz inşallah.'' dedi.
Şehit Muhammed Fazlı Demir'in eşi annesi Saliha Demir ise 'Vatan hainlerini affetmiyorum. Devletim de affetmeyecek. Avukatları gelip onları savunurken, bizler arka tarafta oturuyorduk. Bunu kabul etmiyoruz. Dört tane evladım var. Vatanımın için canım feda olsun. Vatan olmazsa hiç bir şeyimiz olmazdı.'' diye konuştu.
Sanık Öztürk'ün savunmasını tamamlamasının ardından, mahkeme heyeti duruşmayı çarşamba gününe erteledi.
SUÇTAN ZARAR GÖRENLER VE SANIKLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, İstanbul genelinde şehit edilen 89 isim ''maktul'' sıfatıyla, olay tarihinde kaçırılmaya teşebbüs edilen 15 Temmuz'da 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Harp Okulu Komutanı olan Mesut Özel, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tayyar Ertem ve eşi Emel Ertem ile Harp Akademileri Komutanı Tahir Bekircioğlu müşteki, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 89 kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, Doğan Şirketler Grubu Holding, Digitürk Genel Müdürlüğü, Casper Bilgisayarlar Sistemi Anonim Şirketi de ''suçtan zarar görenler'' sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede davanın bir numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yanı sıra, eski askerler Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Albay Ahmet Zeki Gerehan, Kurmay Albay Onur Özden, Kurmay Albay Rıfkı Keser, Kurmay Albay Uzay Şahin, Kurmay Yarbay İrfan Arat, Kurmay Yarbay Engin Durmaz ve Kurmay Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu, hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık olarak geçiyor.
Davada, suç tarihinde 3. Kolordu Komutanı olan Korgeneral Erdal Öztürk, Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Yüksel Durak, Kurmay Albay Ahmet Gümüş, Kurmay Albay Mehmet Kapan, Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, Kurmay Albay Müslüm Kaya, Kurmay Albay Nebi Gazneli, Kurmay Albay Ömer Faruk Özköse, Kurmay Albay Sadık Cebeci, Kurmay Yarbay Şakir Çınar, Kurmay Yarbay Fatih Karakaya ve Kurmay Binbaşı Murat Yanık, tutuklu olarak bulunuyor.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen hakkında, 'Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'tasarlayarak bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme', 'cebir kullanarak, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs etme, 'cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme', 'silahlı terör örgütü kurmak', 'kara ulaşım araçlarının alıkonulması', 'hava ulaşım araçlarının alıkonulması', 'gece vakti, cebir kullanmak suretiyle, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal', 'haberleşmenin engellenmesi', 'iş yeri dokunulmazlığını ihlal', 'silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi' ile 'silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi'' suçlarından 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıklar Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık'ın da aynı suçlardan ayrı ayrı 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Engin Durmaz, Mehmet Kapan ve Fatih Karakaya hakkında 47 kez, Sadık Cebeci hakkında 17 kez, Nebi Gazneli, Müslüm Kaya hakkında 6 kez, Şakir Çınar, Rıfkı Keser, İrfan Arat, Ömer Faruk Özköse, Ahmet Gümüş, Erdal Öztürk ve Yüksel Durak hakkında ise üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
'YURTTA SULH KONSEYİ' İSTANBUL YAPILANMASI
İddianamede, İstanbul'daki darbe girişimi faaliyetlerini, öncesinde yaptığı toplantılarla planlayan, görev dağılımı yapan, kontrol altına alınacak bölgeleri belirleyen veya girişim günü icrasında yönlendirici ve azmettirici vasıfta olup darbe girişimi kapsamında hakimiyet sağlanması için işlenen muhtelif suçlardan doğrudan veya dolaylı fail sıfatıyla sorumlu olan 'Yurtta Sulh Konseyi'' İstanbul yapılanmasının, Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık isimli sanıklardan oluştuğu vurgulanıyor.
İSTANBUL'DA 89 KİS?İ HAYATINI KAYBETTİ
İstanbul'daki darbe girişimiyle ilgili istatistiki bilgilerin de yer aldığı iddianamede, askerlerin eylemleri sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil vatandas? olmak üzere toplam 89 kis?inin hayatını kaybettig?i, kolluk görevlileri dahil 719 kis?iye kars?ı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ates? açılarak öldürülmelerine tes?ebbüs edildig?i, eylemlerin yöneldig?i mag?durlardan 685'inin yaralandıg?ı, 34'ünün yara almadan kurtuldug?u, 155 kişinin yaralama kastıyla gerçekles?tirilen eylemlerin mag?duru oldug?u, kolluk görevlileri dahil 148 kişiye kars?ı yag?ma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekles?tig?i, 214 özel s?ahsa ait mal ile askeri kurumlara ait olanlar hariç 25 kamu malının zarar gördüg?ünün tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, olay tarihinde 1. Ordu Komutanlığı görevini yürüten müşteki Orgeneral Ümit Dündar'ın darbeci askeri kanat tarafından hazırlanan sözde atama listesine göre mevcut görevine son verilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevlendirildiği belirtildi.
Darbeci unsurların ele geçirdiği 1. Ordu Komutanlığı Harekat Merkezi'nde bulunan Eyyüp Gürler ve Ahmet Zeki Gerehan'dan alınan talimatla Harp Akademileri Komutanlığında öğrenci subay olan Muammer Karaman, Batur Alp Çakır, Murat İlhan ve Mehmet Akif Aslan'ın silahlı ve teçhizatlı şekilde saat 22.30 sıralarında müşteki Ümit Dündar'ın Fenerbahçe Orduevi sahasında bulunan konutuna gittikleri anlatılan iddianamede, ev içerisinde dolaşarak ve sorarak müştekiyi aradıkları ancak bulamayınca ayrılarak görevli oldukları 1. Ordu Harekat Merkezine döndükleri anlatıldı.
'VATANA İHANET ETTİLER'
Bu arada, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında yakınları şehit ve gazi olan vatandaşlar da duruşma salonunun önüne ellerinde Türk bayraklarıyla geldi.
Şehit yakınlarından Elyasa Cantürk, gazetecilere yaptığı açıklamada,''Vatan hainleriyle bugün burada karşılaşmaya geldik. Vatana ihanet ettiler. Bizim yetiştirdiğimiz insanları arkasından vurdular' dedi.
Ayrıca duruşmanın yapıldığı binanın girişinde, aralarında Özel Harekat Timlerinin de bulunduğu güvenlik güçleri görev yapıyor.