Umutlarını ve maddi varlıklarını sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için harcayan ancak sonuç elde edemeyen çiftler günümüzün en önemli sorunlarındandır. Rutin bir süreç gibi gözüken tüp bebek tedavisinde, her çiftin kendine özel du
Umutlarını ve maddi varlıklarını sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için harcayan ancak sonuç elde edemeyen çiftler günümüzün en önemli sorunlarındandır. Rutin bir süreç gibi gözüken tüp bebek tedavisinde, her çiftin kendine özel durumunun göz önünde bulundurulması gerekir. Ayrıca teknolojik gelişmelere paralel uygulamalar sayesinde başarı elde etmek mümkündür. Memorial Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Merkezi?nden Op. Dr. Nurettin Türktekin, tüp bebek tedavisinde merak edilenlerle ilgili bilgi verdi.
Tüp bebek tedavisinde ilk deneme başarısız olabilir
Tüp bebek konusundaki bazı temel gerçekler henüz tedaviye başlamadan açığa kavuşturulmalıdır. Muayene, tetkik ve tedavi sürecinde, çifte özel durumlarının tedavideki başarıyı ne ölçüde etkileyeceği çok iyi anlatılmalıdır. Çünkü hiçbir sorunu tespit edilemeyen çiftler dahi bazen çocuk sahibi olamamaktadır. Belli bir bekleme sürecinin olacağı akılda bulundurulmalıdır. Tüp bebek tedavisindeki ilk denemenin başarısızlıkla sonuçlanması son derece doğaldır. Bu süreçte doğru olan, zamanı iyi kullanmaktır. Sonraki denemeyi geciktirmek de çiftin aleyhine bir durumdur.
Sonuca odaklı ilave test ve tahliller şansı artırıyor
Başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek tedavisinin ardından yapılan rutin muayene tetkik ve tahliller, klinik araştırmalara yön vermektedir. Mesela, yaş faktörü sayesinde yumurta genetiğinin bozulduğu ve yumurtalık fonksiyonlarının sekteye uğradığı yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Tüp bebek tedavisi başarısızlıkla sonuçlanan çiftlerin mevcut tahlillerinin yanı sıra, sonuca odaklı ilave test ve tahliller yaptırması başarı şansını artıracaktır.
Başarısızlığın nedeni olabilecek faktörler nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde başarısızlığın nedeni olabilecek faktörleri ise şöyle sıralayabiliriz:
? Üreme organı anatomik bozuklukları.
? Rahim içinde myom ya da polip veya yapışıklık varlığı.
? Embriyo genetiği ile ilgili problemler.
? Endometriosis veya halk arasında çikolata kisti diye bilinen endometriomalar.
? Tüpte sıvı birikimi veya enfeksiyonlar.
? Embriyo kabuğundaki kalınlık neticesi döllenme problemleri.
? Laboratuvarın yetersizliği.
Kullanılan tedavi protokolü hastaya uyumlu olmalı
Tedavi sürecinin en önemli ayaklarından biri tedavi protokolüdür. Kullanılan tedavi protokolündeki hastaya uyumsuz olabilecek faktörler iyi irdelenmeli ve uygun tedbirler alınmalıdır. Bunun içinde teknolojinin ve güncel tıbbın tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu konuda HSG (rahim filmi), histeroskopi ve genetik araştırmalı tüp bebek (PGT) ilk anda hastaya sunulan alternatiflerdir. Histeroskopi yani rahim içinin kamera ile gözlenmesiyle kavite içindeki yapışıklık, miyom veya polip gibi yer kaplayan lezyonları görmek mümkündür. PGT ile ailede varlığı bilinen, nesilden nesile geçen tek gen hastalıklarının varlığı ile doğacak anormal bebeklerin elenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca ailede bir problem olmasa da kromozom sayı ve yapısal bozuklukları ile Down Sendromu gibi anomalili (kusur, sakatlık) bebeklerin doğması engellenmiş olur.
Kişiye özel tedavi başarı şansını arttırmaktadır
Kromozomdaki yapısal bozukluk, herhangi bir sakatlık ya da anomaliye neden olmasa da tutunma problemine zemin hazırlayabilir. PGT, son dönemde 24 kromozom tarama yöntemi CGH ile daha kapsamlı ve güvenli bir şekilde teşhis ve tedavide kullanılmaktadır. Tüp bebek tedavisinde birden fazla tedavi protokolü bulunmaktadır. Kişinin yaşı, vücut kitle indeksi, yumurtalık rezervi, hormonal durumu gibi pek çok faktör değerlendirilip, kişiye özel protokol uygulanması tedavideki başarı şansını yükseltir. Tekrarlayan başarısız tedavilerin ardından hastada kullanılan medyum değişimi, özel katkılı medyum kullanımı, Ca ionofor kullanımı, embriyoskop, mikroakışkan çip teknolojisi, ERA testi gibi pek çok alternatifte kişi özel sunulabilecek tedavi opsiyonlarıdır.