Krizin hedefinde İran olsa Katar değil Birleşik Arap Emirlikleri cezalandırılırdı. Çünkü İran?la en fazla ticari ve siyasi ilişkiye sahip olan Körfez İşbirliği Konseyi üyesi onlar. Yıllık 20 milyar dolarlık ticaretleri var.
Hedefte İran da olsaydı bu krizde Hamas ile birlikte İslami Cihat da listeye eklenirdi. Hamas kara listeye alınırken Gazze?deki bir diğer büyük direniş hareketi İslami Cihat neden es geçildi? İkisi arasındaki en büyük fark İslami Cihat?ın İran?ın kontrolünde olması, Hamas ise Tahran?dan yönetilmiyor.
Hedefte İran da olsaydı, Hizbullah?a Hizbuşşeytan diyen Yusuf el Kardavi?nin bu kadar üstüne gidilmezdi. Bir yıl önce Kral Selman, Riyad?a davet ettiği Dünya Müslüman Alimler Birliğinin başkanı Kardavi?yi nasıl olur da terörist ilan etti?
Yemen?de yani Suudi Arabistan?ın burnunun dibinde İran ve onların desteklediği Husiler var. Peki İran?ı Yemen?e kim soktu? Cevap, Birleşik Arap Emirlikleri, Riyad yönetimi Yemen konusunda Katar?ı suçluyor ama Yemen?de İran?la işbirliği yapan asıl güç Birleşik Arap Emirlikleriydi.
Kral Abdullah ölmeden önce Yemen?de iktidar İhvan ekolünden gelen Islah partisiydi. Suudilere, ?Müslüman kardeşler burnunuzun dibine kadar girdi, müdahale edin, yoksa onlar sizi yok eder? diye ihvan korkusu pompalandı. Bu korkuyu yayan de Birleşik Arap Emirlikleri ve onların Riyad?daki uzantılarıydı. Suudi Arabistan, ihvan korkusuyla, Yemen?deki Islah Partisini indirmek uğruna İran?a göz yumdu.
Kral Abdullah?ın ölümü ile başa geçen Kral Selman, İran tehlikesinin farkındaydı. Bunu başına saran Birleşik Arap Emirliklerinin de. Hamas?a, İhvan?a yönelik sıcak adımlar attı, Sisi?yle arasına mesafe koydu. Türkiye ile ilişkileri en yükseğe çıkardı. Ancak gelinen noktada iki veliaht arasındaki taht kavgası ve Trump?ın vaatleri, Katar krizini bu noktaya getirdi.
Görünen o ki Suudi Arabistan, suni ve içi boş gerekçelerle başlatılan Katar krizinde başaktör gibi dursa da aslında değil. Körfezin en büyük ülkesi olarak krizde direksiyona geçirilmiş durumda ancak krize yön verenler başkaları.
Bu kriz kimlerin işine yarıyor. Bir de ona bakalım. İsrail için bulunmaz bir nimet sayılabilir, ABD için avantajlarla dolu bir kriz, İngilizler ve Avrupalılar için de öyle, istedikleri an daha çok silah satıp, petrol alabilirler.
Krizde hedefmiş gibi gösterilen İran ise bu denklemde kaybeden taraf değil. Yani öncelikli hedef konumunda değil. Kriz senaryosunu yazanlar silahın bir gün İran?a doğrultulacağını da yazmışlar ama Körfez ülkeleri bu süreçte zayıflatılırken, İran?ın elindeki güçler duruyor.
Öncelikli hedef İran değil, hedef Katar üzerinden Müslüman Kardeşler ve Hamas ve onlara destek veren ülkeler. İhvan?ın İran?la da arası iyiydi ama şu bir gerçekli İhvan ne zaman İran?la ilişki kursa denklemde zarar gören taraf hep kendisi oldu. Mursi?nin Tahran ziyaretini unutmamak lazım.
kaynak: haber7