Uzmanlardan oluşan özel ekip, 850 teröristin ailesini ziyaret edip PKK?nın gerçek yüzünü anlattı.
Güvenlik güçleri bir yandan terör örgütü PKK ile mücadeleyi sürdürürken bir yandan da dağdaki teröristlerin teslim olması için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda 'Evine dön artık yavrum' projesiyle aralarında terörle mücadele uzmanı ile üniversitelerde görevli profesör, tarihçi, psikolog ile Arapça, Kürtçe ve Zazaca bilen tercümanların da bulunduğu 8 kişilik özel ekip, istihbarat birimlerince adları ve adresleri bilinen 850 teröristin ailelerini ziyaret etti.
SIRADA 750 AİLE DAHA VAR
Ellerinde çikolata ve çiçeklerle aileleri ziyaret eden özel ekip, örgütün gerçek yüzünü ve örgütte bulunan çocukların kaçınılmaz sonlarını anlatıp, ailelerden çocuklarını ikna etmelerini istedi.
Ekip, örgütün gerçek yüzünü göstermek için dağdaki yaşam koşulları, teslim olan teröristlerin görüntüleri, çatışma sonrası çekilen görüntülerden oluşan bir saatlik videoyu da ailelere izletti. Ailelere, Türk Ceza Kanunu'nun 221'inci maddesi de anlatılarak, 'Evladınızın silah bırakmasını sağlayın. Silahlı eylem içinde olmamışsa ceza almayacak. Eylemi varsa da, kendi teslim olduğu için mahkemede lehine değerlendirilecek' denildi. 850 aileyi ziyaret edip yüz yüze görüşen özel ekibin çalışması sayesinde, 3 yılda ailelerin çağrısına uyan 227'si kadın 638 terörist örgütten kaçarak teslim oldu.
Ayrıca 3 yılda 324 terörist örgütte gördüğü fiziksel şiddet ve cinsel tacizden, 585 terörist de örgütün fiziksel ve lojistik gücü kalmadığı gerekçesiyle teslim oldu. Projenin meyvesini vermesiyle birlikte yetkililer, çocukları örgütte olan 750 ailenin daha kapısını çalmaya hazırlanıyor.
HAYATIMIN EN KARANLIK DÖNEMİ
Batmanlı K.A. (21): Sonunda ölmeden döndüm. PKK'nın Kürtlerin hakları için dağda olduğunu düşünüyordum. Kandil'e gidince fikrim değişti. Çok yanıldığımı anladım ama kapana kısılmıştım. Ailemin de iknası örgütten kaçmamı hızlandırdı. Orada geçirdiğim 19 ay hayatımın en karanlık noktası.
KAPANMAYACAK İZLER BIRAKTI
Şırnaklı S.B. (22): İstanbul'da okurken örgüte katıldım. Kendimi Kuzey Irak'ta mağarada buldum. Hayatımda sevmediğim çorbaya muhtaç oldum. 12 yaşında küçük kız çocuklarını görünce, ne kadar aptal, bir o kadar da çaresizlik içinde olduğumu anladım. Beynimde kapanmayacak izler kaldı. Ailem bana haber yolladığından itibaren kendim için değil ama belki bir başka ana kuzusunun çıkmasına engel olurum diye döndüm.
TECAVÜZE UĞRAYAN ARKADAŞIM DÖNEMEDİ
Malatyalı D.M. (19): Annem 'Dön, devletin şefkatine sığın. Başınızdakiler yaşıyor siz ölüyorsunuz. Onların nasıl birer vampir olduğunu videolarda izledim' deyince dünyalar benim oldu. Ölmeden döndüm. Keşke benimle giden İzmirli S. de dönebilseydi. Ama o uğradığı tecavüz sonunda, 'Böyle yaşamaktansa ölmek daha iyi' diyerek kendini kayalıklardan attı.
KANDİL'DEN GENÇLERİN KEMİKLERİ FIŞKIRIR
Adanalı Z.C. (30): Kandil'i kazsalar, her karışında Kürt gençlerinin kemikleri fışkırır. Yaz mevsiminde 'suya kapıldı, kayadan düştü', kışın ise 'çığ düştü, yıldırım çarptı' yalanlarıyla infaz ve intiharları sistem haline getirmişler. Ben dağdayken aileme zorluk çıkarıldığını düşünürdüm. Kardeşimin geçen yıl tıp fakültesini dereceyle kazandığı öğrendiğimde inanamadım. Devlet onu okutmaz sanıyordum. Meğerse devlet yurdunda kalıyormuş, her türlü imkânı varmış. Kardeşim bana ders notlarını ve yurt odasının fotoğraflarını yolladı. O gün menüde pilav, fırında tavuk, cacık ve tatlısı vardı. Ben onların tadını unutmuştum. 7 ay boyunca bulgur lapası yedim. Fotoğrafları görünce, annem de 'Dön' deyince devletime sığındım. 48 ay dağda kaldım, şimdi 48 ay bir okulda hizmetli olarak devletime hizmet edeceğim.
KAYNAKSABAH