Amsterdam Biyografi Okumaları?nın, yaz tatili öncesi 30 Haziran Cuma günü yapılan programında Şairler Sultanı Necip Fazıl Kısakürek?in en yakın talebelerinden Hilmi Oflaz yâd edildi. Amsterdam Türkevi Topluluğu lokalinde düzenlenen programda, Oflaz?ın başta renkli hayatı olmak üzere, idealleri ve hatıraları katılımcılarla paylaşıldı.
Amsterdam Türkevi Topluluğu?nun düzenli olarak organize ettiği Biyografi Okumaları ile kültür tarihimiz, düşünce tarihimiz ve son yüzyılın manevi mimarlarıyla tanışma, onları hayırla yad etmeyi hedeflediği hatırlatıldıldı. Bir insanın hayatı, fikirleri ve mücadelesinin anlatılmasıyla; yetmiş, seksen yıllık bir tecrüberinin özetlendiği, onlarca kitapla tanışıldığı, tarihte bir döneme şahit olunduğunun ifade edildiği toplantıda Biyografi Okumalarıyla bireysel gelişmeye de katkıda bulunulduğu belirtildi.
İlk konuşmacı Veyis Güngör, Hilmi Oflaz?a tanışmasına dikkat çekerek başladığı konuşmasında ?Hilmi Oflaz ağabeyi İstanbul?a yaptığı bir ziyaret esnasında tarihi Çorlulu Alipaşa Medresin?de Bursa Uluslararası İlişkiler?de okuyan bir öğrenci arkadaşı vasıtasıyla tanıdığını ve sonraki yıllarda da İstanbul?a her gittiğinde ziyaret ettiğini?söyledi. Güngör Hilmi Oflaz?la ilgili hatıralarıyla ilgili şunları söyledi: ?Amsterdam Öğretmen Okulu öğrencileri bir Türkiye gezisi organize etmişlerdi. Interculturel Eğitim Çalışma Grubundan dostum Ad Voorbij de bu grubun organizasyonunu yapmıştı. Öğretmen adayları, İstanbul'dan başlayıp, Ankara, Ürgüp, Konya, Beyşehir ve Alanya gezisiyle Türkiye ve Türkler hakkında bilgi edineceklerdi. Bu grupla gittiğimiz Türkiye gezimizin ilk durağı İstanbul oldu. Yirmialtı kişiden oluşan grubu, sabah ve öğleden sonra tarihi ve turistik merkezleri ziyaret ettirdikten sonra Çorlulu AliPaşa Medresesine götürdüm. Hilmi abi her zaman olduğu gibi, etrafındaki gençlere sohbet ediyordu. Hollandalı grubu görünce çok sevindi. Hepsiyle tek tek tanıştı. Ben, Hollandalı gençlere Hilmi abiyi Erenler?de ?filozof? olarak hitap ederler, diye anlattım. Gençler Hilmi abiyi hemen sevdiler. Ertesi gün, program bitince, haydi filozof?a gidelim diye tutturdular. İkindi saatlerinde Çorlulu Alipaşa?ya vardığımızda, Hilmi abi sanki bizim geleceğimizi biliyormuş gibi, hazırlık yapmış ve bir poşet dolusu ?kuru ve simit? almış. Gençlere çaylarla birlikte ikram etti. Gençler o gün de Hilmi abiyle sohbet etme imkanı buldular.?
Veyis Güngör sonraki yıllarda da Hollanda Türk Akademisyenler Birliği olarak organize ettikleri İstanbul kültür gezilerinde, Hollandalı Türk gençleriyle Hilmi Oflaz?ı ziyaret ettiklerini, Oflaz?ın gençlere kitaplar hediye ettiğini belirtti.
İkinci konuşmacı Ali Yağcı ise, tarihi yarımada ya da sur içi olarak bilinin ve bünyesinde bir çok ilim, sanat, fikir ve düşünce faaliyetinin yapıldığı İstanbul?un bu tarifi zor olan mekanları hakkında bilgi verdi. Yağcı, özellikle Sultanahmet, Divanyolu, Çemberlitaş, Beyazıt hattında yer alan Türk Edebiyatı Vakfı, Yazarlar Birliği, İlesam ve Türk Ocağı İstanbul şubeleri, Kubbealtı Vakfı, Birlik Vakfı, Çorlulu Alipaşa Medresesi ve karşısındaki Yahya Kemal Beyatlı Enstitüsü faaliyetlerine dikkat çekerek, buraların günümüzde de birer ilim ve irfan yuvaları olduğunu söyledi.
Ali Yağcı, Ali İhsan Yurt, Erol Güngör ve Emin Işık hocaların bu mekanlardaki hatıralarından örnekler sunarak Erol Günler?le çay ocağındaki garson arasındaki diyaloga dikkat çekerek, bu merkezlerdeki garsonun bile ne kadar ilim ve kültür sahibi olduğuna vurgu yaptı.
Veyis Güngör program sonunda Hilmi Oflaz?ı neden anlattıklarını, günümüz için ve hasseten Avrupa?daki insanımız için anlamı nedir? Ne olmalıdır sorusunu sorarak şu cevabı verdi: ?Hilmi Oflaz,
Derviş kişiliği ve sevdiği, beğendiği, inandığı insana bize garip gelen bir sadakat. Tam bir görev taliplisi;
Himmet ehli, veren el, yardım eden kişi, fakir olduğu halde gençlerin öğrencilerin ihtiyaçlarına koşan kişi;
Yarın?ı düşünmeyen, hesap kitap yapmayan, inandığı yolda tereddütsüz yürüyen bir iman ehli;
Millete hizmet eden, öncü kabul ettiği kişiye kol kanat geren, o kişiye asla zarar gelmesini istemeyen ve bu yolda her türlü zorluğa talip olan kişi;
Malını, mülkünü, tütün tarlalarını, oturduğu köşkü dava yolunda harcayan kişi;
İlahi emir?i yani ?Oku? emrini, çok zor şartlarda bile yerine getiren ve vefat ettiğinde evinde 30 bin kitap çıkan kişi?olarak bize, Avrupalı Türklere örnek olmalıdır. Hilmi Oflaz bizim kültürümüzün bir ürünüdür. Bu kültür bir çok Hilmi Oflaz çıkarmıştır. Yetiştirmeye de devam edecektir. Örneklerinin çoğalması gerekir.?
Programında sonunda konuşmacılar, dinleyicilerin sorularına da cevap verdiler. Toplantıda Abdurrahman Ünal merhum Hilmi Oflaz ruhu için Kur?an-ı Kerim?den Bakara Suresinin son iki ayetini okudu ve dua edildi.
Toplantının ilerleyen bölümünde Hilmi Oflaz?ın kısa hayatı ve bazı hatıraları hazırlanan slayt gösterileriyle katılımcılara sunuldu. Seçilen slayt başlıklarından bazı örnekler: Küllük, Çınaraltı ve Marmara Kıraathanesi, Üstad Necip Fazıl ve Hilmi Oflaz: Büyük Doğu Mecmuası, Necip Fazıl, Cinnet Mustatili kitabı, Bir Vefa Abidesi, Dostlarım, kitaplarım ve sigaram, Hilmi Oflaz, tarihi yarımada ve gençler, Hilmi Oflaz pasaportsuz Hacca gider, Sağcılar sanattan anlamazlar mı?
Hilmi Oflaz Kimdir?
1926 yılında Düzce?de doğdu. Mahmutpaşa?da işportacılık yaparak geçimini sağladı. Necip Fazıl?la tanıştıktan sonra onun yanından ayrılmadı. Sohbetlerinde, konferanslarında yakınında bulundu. Büyük Doğu gazete, dergi ve yayınevinde gönüllü olarak çalıştı. Tiyatro gruplarının dekorculuğunu yaptı. Necip Fazıl onu 'metafizik evladı' olarak nitelendirdi. Marmara Kıraathanesi, Türk Ocağı ve İlesam'da gençlerle sohbet etti. Polemikleri, şakaları ve sigarasıyla hatırlandı. Kendisine has sofrası herkese açıktı. 15 Mayıs 1998 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Eyüp Sultan Mezarlığı?nda üstadı Necip Fazıl?ın yanında yatıyor.