Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiev, heyetlerin Suriye konusunda prensipte anlaştığı 7 belge olduğunu, bunların çalışma grubunun onayından sonra imzalanacağını bildirdi.
Lavrentiev, Kazakistan'da düzenlenen Suriye konulu 5. toplantının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
Görüşmelerde, 'çatışmasızlık bölgeleri' içinde, garantör ülkelerin etkili olduğu bölgelere öncelik verdiklerini belirten Lavrentiev, 'Bildiğiniz gibi İdlib, Humus ve Doğu Guta bölgelerinde Türkiye ve İran'ın etkisi var. Güney bölgesindeki muhalif gruplara Ürdün ve ABD'nin etkisi olduğunu hem Tahran hem de Ankara kabul ediyor. Onların (Ürdün, ABD) katılımı olmadan bu bölgenin oluşturulması söz konusu değil' diye konuştu.
Lavrentiev, 'çatışmasızlık bölgeleri'nde nizami ordunun değil, 'savunma amaçlı hafif silah taşıyan askeri polisin' konuşlandırılacağını söyledi.
Rus diplomat, 'Tam olarak üzerinde çalıştığımız 7 belgemiz var. Çatışmasızlık bölgelerinde gözetim yapacak koordinasyon merkezinin kurulması, askeri güçlerin yerleştirilmesi gibi konularla ilgili belgeler. Bunların üzerinde mutabakata varıldı ancak üzerinde biraz daha çalışılması gerekiyor. Ortak Çalışma Grubu'nun onayını aldıktan sonra, belgeleri imzalayacağız' ifadesini kullandı.
'CENEVRE'YE OLUMLU ETKİ YAPACAK'
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da 'Son 3 günde taraflar arasındaki ikili görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini anlıyoruz ancak daha çok zamana ihtiyaç var' dedi.
Mistura, 'çatışmasızlık bölgeleri' olarak kararlaştırılan alanlarda, şiddetin büyük ölçüde azalmış olmasının ve bu turda sağlanan ilerlemenin, gelecek hafta başlayacak Cenevre 7 görüşmelerini olumlu etkileyeceğini dile getirdi.
'ABD, MUHALEFETİ BÖLDÜ'
Toplantıya katılan askeri muhalefetin sözcüsü Ahmed Bırri de 'Tutukluların serbest bırakılması bizim ana hedefimizdi. Bu konu gelecek günlerde ele alınacak. Bir sonraki Astana toplantısına hazır olacağına inanıyorum' diye konuştu.
Bırri, bir gazetecinin 'İdlib ve çevresinde kurulacak çatışmasızlık bölgesine Türk güvenlik güçlerinin konuşlanıp konuşlanmayacağına' ilişkin sorusuna ise 'Baştan beri Suriye'ye girmesini istedik. Şimdi de girecek olan Türk güvenlik güçlerinin çatışan taraf olarak değil, iki taraf arasındaki tampon güç olarak girmesi söz konusu'cevabını verdi.
Bırri, İran'ın garantörlüğünü kabul etmediklerini vurguladı.
Muhalefet sözcülerinden Eymen el Asmi, ABD ve Ürdün'ün, güney cephesinden muhalefet temsilcilerinin toplantıya katılımını engellediğini, muhalefetin bölünmesinin toplantıdan sonuç çıkmamasının temel sebebi olduğunu belirtti.
ABD'nin İsrail sınırını korumak istediğini ifade eden Asmi, 'ABD'nin bu toplantıyı engellememesi gerekiyordu. Bu toplantı muhaliflerin birliğini gerektiriyor' dedi.
Beşşar Esed rejiminin BM temsilcisi Beşşar Caferi de rejimin, 'çatışmasızlık bölgeleri' içindeki yerleşimlere saldırılarının sürmesinin toplantıdan sonuç alınmasının önüne geçtiğine ilişkin bir soru üzerine, Türk heyetini suçladı.
Caferi, toplantıdan mütevazı kararlar çıkmasının nedeninin Türk heyetinin olumsuz tavrı olduğunu iddia etti.
4-5 Temmuz'da düzenlenen Astana 5 toplantısında taraflar, önceki turda kararlaştırılan 'çatışmasızlık bölgeleri'nin ayrıntılarını görüşmek için Ortak Çalışma Grubu oluşturma ve gelecek ay yeniden bir araya gelme kararı aldı.
kaynak:ntv