Başbakan Binali Yıldırım, Kolombiya gazetelerinden El Tiempo'nun internet sitesinde yayınlanan yazısında çarpıcı ifadeler kullandı.
Başbakan Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişimin ardından, kapsamlı idari, cezai ve hukuki tahkikatlar yürütüldüğünü belirterek, alınan tedbirlerle örgütün Türkiye'deki ana omurgasını çökertildiğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Kolombiya gazetelerinden El Tiempo'nun internet sitesinde yayınlanan 'Büyük demokrasi zaferimizin birinci yıl dönümü' başlıklı yazısında, Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihindeki en kanlı terör saldırısı olan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden geçen 1 yılda 'dayanıklılığını, nekahet yeteneğini, gücünü' kanıtladığını belirterek, bu bir yılın muhasebesini yapmanın ve ileriye bakmanın önemine işaret etti.
'O gece yaşadıklarımız Türk ordusu içine sızmış, kendisini 'kainat imamı' olarak gören bir meczuba bağlı hainlerin, Türk devletine karşı saldırısıydı.' ifadelerini kullanan Yıldırım, darbecilerin Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM) ve 'terörle mücadelede ön cephede uğraş veren' Polis Özel Harekat (PÖH) karargahını vurduklarını hatırlattı. Yıldırım, şöyle devam etti:
'Silahsız sivillerin üzerine tanklar süren, savaş uçakları ve saldırı helikopterlerinden ateş açan canilerle karşı karşıya kaldık. Tarihimizde böyle bir vahşet yaşamamıştık. Bu terör şebekesi 250 vatandaşımızı öldürdü, 2 binden fazla vatandaşımızı yaraladı. Geriye baktığımızda bu çok acı deneyimden iki gurur vesilesi ortaya çıktı. Birincisi, Türk halkının cesaret ve kararlılığıdır. Toplumun ve siyasi yelpazenin her kesiminden vatandaşlarımız darbecilere karşı sokağa döküldüler. Televizyon kanallarımız darbecilerin tehditlerine, baskınlarına rağmen yayınlarına devam etti. Türk milleti bir bütün oldu. İkincisi, Türk milleti tüm dünyaya demokrasiye sahip çıktığını ve çıkacağını gösterdi. Halkım, Türkiye'ye silahlı grupların değil, sadece demokratik yoldan işbaşına gelen hükümetlerin ve milli iradenin hakim olabileceğini ortaya koydu. En güçlü meşruiyet demokratik meşruiyettir. Bu zorlu demokrasi sınavından ülke olarak yüzümüzün akıyla çıktık.'
Teoloji profesöründen emir alan subaylar
Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi, torununun kendisine yönelttiği, 'Dede, bunlar bizim askerlerimiz değil mi?' sorusunun zihinlerden silinmeyeceğini vurguladı.
Yazısında, 'Gerçekten de nasıl bir zihniyet bir insanın kendi insanına, kendi kurumlarına, kendi sembollerine, kendi liderlerine bu şekilde hunharca saldırmasına imkan verir?' ifadelerini kullanan Yıldırım, darbecilerin, 15 Temmuz'un en önemli firarisi Adil Öksüz'den gelen emirleri körü körüne uyguladığını anımsatarak, şunları belirtti:
'O gece, bir teoloji profesörü aracılığıyla elebaşı Fetullah Gülen'den gelen emirleri körü körüne uygulayan bir suç şebekesi ile karşı karşıyaydık. Merkez olarak kullandıkları askeri üste FETÖ'ye ait bir şirketin yöneticisi ile örgütün işlettiği bir okulun görünürdeki sahibinin karşısında asker selamı veren, Türk askerinin bin yıllık şanlı geçmişinden nasibini almamış bir ihanet çetesinden bahsediyoruz.'
FETÖ'ye dair geniş bulgulara ulaşıldı
Darbe girişimi gecesi, FETÖ elebaşının devleti ele geçirmek için kurduğu kumpasın büyüklüğünün belli olduğunu kaleme alan Yıldırım, şunları kaydetti:
'FETÖ mensupları Fetullah Gülen'in talimatı doğrultusunda, 'kimseye varlıklarını hissettirmeden sistemin kılcal damarları içinde hareket etmişlerdi' ve aşama aşama vücudun hayati organlarını ele geçiren bir virüsün yol açtığı enfeksiyon gibi neredeyse 'tüm güç merkezlerine' erişmişlerdi. 15 Temmuz'u takip eden bir yıl boyunca kapsamlı idari, cezai ve hukuki tahkikatlar yürütüldü. Darbe teşebbüsünü tezgahlayan ve uygulayan bu yapıya dair çok geniş bulgulara ulaşıldı. Elimizdeki bulgular şunu gösteriyor; başında Fetullah Gülen'in bulunduğu sapkın, ezoterik bir inanç sistemi oluşturmuş yapıyla karşı karşıyayız. Örgütün okulları ve yurtları beyin yıkama ve militan devşirme merkezleri işlevi görmüştür. Buralardan yetişen ve 'Mesih' olarak gördükleri elebaşına sadakatle bağlı olan örgüt üyelerinin devlet kurumlarına sızmaları sağlanmıştır.'
'Devleti ele geçirmeye çalıştılar'
Yıldırım, 'yeni nesil terör örgütü' olarak tanımladığı FETÖ'nün, kendilerinden olmayanları yok etmek için her türlü yöntemi kullandığını ve sadece iktidarı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de ele geçirmeye çalıştığını kaydetti.
'Türk milletinin 15 Temmuz günü hezimete uğrattığı işte bu sapkın ve tehlikeli emeldir. Aldığımız tedbirlerle örgütün Türkiye'deki ana omurgasını çökerttiğimizi söyleyebilirim.' satırlarıyla yazısına devam eden Yıldırım, örgütün sadece Türkiye'de değil, birçok ülkede benzer yapılar kurduğunu ve bu ülkelerde de ihanet çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.
FETÖ'nün, hayatta kalmak için artık daha da faal şekilde küresel planda iktisadi ve siyasi nüfuz peşinde olduğunun altını çizen Yıldırım, Türkiye'nin tüm dostlarını uyardığı yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
'Türk milleti, demokrasinin kolay kazanılmayan ancak uğruna yaşamını dahi verecek kadar değerli bir varlık olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Bize düşen ilk görev bir daha asla benzer bir tehditle karşı karşıya kalmayacak şekilde gerekli önlemleri almaktır. Bu zorlu süreci anayasal düzen içerisinde yürütmek için azami çaba gösteriyoruz. Son tahlilde Türk demokrasisine kastedilmiş ve demokrasimiz kazanmıştır. Dolayısıyla amacımız da çabamız da demokrasiyi bundan sonra en güvenli zirvelere, en örnek noktalara taşımak için gerekli adımları zamanla atmak olacaktır.'