Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye yaptığı tehdide Türkiye'den cevap gecikmedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, düzenlediği basın toplantısında Almanya'ya çok sert bir şekilde cevap vererek, 'Almanlar akıl
İbrahim Kalın şunları söyledi;
'Bu talihsiz açıklamaların Almanya'daki yaklaşan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı. Türkiye karşıtlığının alman siyasetinde prim yaptığını görenler bu vagona atlayarak bir akıl tutulması yaşıyorlar. Buradaki yargı kararına saygı duyuyoruz. Açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Almanya bizim için önemli bir ticaret ortağıdır. Bugüne kadar herhangi bir Alman firmasına haksızlık yapılmış mı? Yani küçük siyasi hesaplarla bu ekonomik ilişkileri gölgelemeye çalışmak kabul edilebilir değil. Siyasi saiklerle yapılan açıklamaları kabul etmemiz mümkün değil. Burada yargı sürecine dahil olan kişiler, bir takım illegal faaliyetler içinde olan kişilerdir. Bu siyasi bir sorumsuzluktur, kimse Türkiye'ye parmak sallayamaz, hizaya getirmeye kalkmasın. Bizim kendi güvenlik kurallarımız var.'
İşte o konuşmadan satır başları
'15 Temmuz'un seneyi devriyesinde milletimizin gücü bağımsızlığı hukukun üstünlüğünü tanımasını bir kez daha görmüş olduk. Milletimiz bu gecede tekrar sokağa döküldü ve bütün dünyaya, bağımsızlıklarına sahip çıkacaklarını tekrar göstermiş oldular. Bu vesileyle bütün milletimize teşekkür ediyorum.15 Temmuz'un seneyi devriyesi münasebetiyle; Güvenlik güçlerimizin temizlenmesi için operasyonlar sürüyor. Türkiye'nin güvenlik noktasında zaaf yaşadığı gibi bir takım spekülatif haberler var. Ancak 15 Temmuz'dan bir yıl sonra FETÖ'cü hainlerin temizlenmesiyle güvenlik güçlerimizin daha güçlü olduğunu gördük.
BATI PKK'YI GÖRMEZDEN GELİYOR
Malesef Batı, PKK terörünü görmezden gelmeye devam ediyor. Son olarak genç öğretmenimizin şehit edilmesiyle hüzne bozulduk. Demokrasi konusunda nutuk atan Batı, PKK terörü karşısında yine utanç verici bir şekilde sessizlik içerisinde. Türk milleti bunu unutmuyor Kimin nerede Türkiye'nin yanında olduğunu görüyor.
KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 43. YILI
Hem Kıbrıs barış harekatının 43. yılı olması nedeniyle önem verdiğimiz bir gün. Aynı zamanda Kıbrıs halkının yanında olduğumuzu da göstermek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bir ilke vardı: Biz Kıbrıs görüşmelerinde hep bir adım önde olacağız dedik. Ancak Rum tarafı nedeniyle arzu edilen netice elde edilemedi. Ama bu Kıbrıs konusunun kapandığı anlamına gelmiyor. Biz Kıbrıs halkının yanında olmaya devam edeceğiz.Kıbrıs Türk tarafına yönelik yaptırımlar devam ediyor. Kıbrıs Türk tarafı son derece yapıcı bir tutum içerisindedir. Bu gerçekler ışığında uluslararası topluma çağrımızı yeniliyoruz. Yaptırımlar kalkmalı.
MUSUL OPERASYONU
Syın Ibadi'nin de ifade ettiği gibi Musul'un yeniden inşası için ciddi bir uluslararası iş birliğine ihtiyaç var. Biz Türkiye olarak yardıma hazırız. Bir diğer önemli durak Telafer. Biz orada Irak ulusal güçlerinin önemini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
IKYB'NİN REFERANDUM KARARI
Bir diğer konu da IKYB'nin referandum kararı. Biz bu referandum kararının yanlış olduğunu tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bu referandumun bir netice hasıl etmesi mümkün değil.
KATAR KRİZİ
Bu hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanımızın bir körfez turu olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Suudi Arabistan'a gidecek ardından Kuveyt'e sonra da Katar'a geçecek. Krizin başından beri Türkiye yapıcı bir tutum içinde. Bunun neticelerini görmeye başladık. Türk Üssü'nün kapatılması şartı listeden çıkarıldı. Çalışmalarımız devam edecek. Cumhurbaşkanımız Suud Kralı'nın rolüne önem veriyor. Kuveyt Emiri'nin de rolü önemli. Cumhurbaşkanımız, Körfez turunda bölgesel konuları bölge liderleri ile ele alacak.
MESCİD-İ AKSA'DA YAŞANANLAR
Güvenlik gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın sarılması, engellenmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değil. Mescid-i Aksa'nın statüsünün değişmesi için bir adım olarak görüyoruz ve bundan endişe duyuyoruz. Filistin halkı ve Mescid-i Aksa yalnız değildir. Harem-i Şerif'te kısıtlamalara gidilmesi kabul edilebilir bir şey değil.Dolayısıyla ABD ve AB'nin sessizliğini bozması gerektiğini düşünüyoruz. Yarın Cuma günü münasebetiyle yeni çatışmaların yaşanmasını istemiyoruz. Çağrımız bütün tarafların seslerini yükseltmesi ve İsrail'in bu politikasından vazgeçmesidir.