ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, '2002 yılında sadece 3,9 milyar tutarındaki Ar-Ge çalışmaları geçen yıl itibarıyla 17,6 milyar tutarına kadar çıktı. Dolayısıyla, gayrisafi milli hasılaya oran itibarıyla da yüzde 0,5 yüzde 1'e çıkmış olduk. Önümüzdeki dönemde inşallah yüzde 3'e bunu çıkarmayı hedefliyoruz' dedi.
Davutoğlu, Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun Türkiye'de bilim politikalarını belirleyen, yönlendiren en yüksek kurul mahiyetini taşıdığını ifade etti.
1983 yılında başlayan süreç kapsamında kurulun bugüne kadar 29 kez toplandığını anlatan Davutoğlu, 2002 yılında AK Parti iktidara gelinceye kadar sadece 9 kez, son 13 yılda ise 20 kez toplandığını belirtti.
Başbakan Davutoğlu, hiç eksik olmadan her sene bir araya gelerek bilim ve teknoloji alanındaki düşünceleri, kanaatleri, stratejileri paylaşarak ve geleceğe dönük planlarla ilgili bilim kurul ve kurumlarını ilgilendiren kararlar aldıklarını vurguladı.
Toplantının geçen ay yapılacağını ancak İstanbul'daki terör saldırısı nedeniyle ertelendiğini aktaran Başbakan Davutoğlu, 'Bir kez daha İstanbul'daki, Türkiye'deki bütün terör olaylarını lanetliyorum' diye konuştu.
Bugün akşama kadar devam edecek olan toplantıda, hem siyasi bakımdan geleceğe dönük planları ortaya koyacaklarını hem de salondaki bilim adamlarıyla bilimsel bir ortamda istişare etme, konuşma, konuları ele alma imkanına sahip olacaklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bilimsel gelişmelere baktığınızda tarih boyu 3 asgari unsurun mutlaka olmazsa olmaz şart olarak bilimsel gelişmenin önünü açtığını ve bunların olmayışının bilimsel gelişmeyi engellediğini görüyoruz. Birincisi istikrar, bir düzen, bir kamu düzeni, istikrarın olduğu yerlerde bilim hayatı gelişebilir, çünkü nihayet kargaşanın, kaosun, istikrarsızlığın, terörün, şiddetin olduğu bir alanda her şeyden önce güvenlik konuları bilimsel gelişmenin önünde gelmeye başlar. İkincisi ise fikir özgürlüğü. Fikir özgürlüğünün olmadığı, düşünce özgürlüğünün olmadığı toplumlarda istikrar olsa da bilimsel gelişme olmaz. Çünkü lokomotif düşünceler tartışmaya açılmayan, eleştirilmesi mümkün olmayan varsayımlara dayalı yaklaşımlar, bilimsel gelişmenin önündeki en büyük engellerdir. Üçüncüsü de bilimsel gelişmeleri ve bilimsel paradigmayı sosyal hayata yöneltecek ekonomik kalkınma ve gelişmişlik düzeyi. Bunlardan herhangi birisi eksik olduğunda o ülkede bilimsel gelişmenin sağlanabilmesi mümkün olmaz. '
Başbakan Davutoğlu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
'Aslında bu bizim için çok önemli bir ön şart mahiyetindedir. Çünkü Türkiye bugün çok kritik bir coğrafyada kendi istikrarını koruyarak, demokrasisini yaşatarak ve ekonomik kalkınmasıyla birlikte bilimsel gelişmenin önünü açmayı hedefliyor. Biz bu çerçevede son 13 yılda istikrarlı bir dönem yaşamış olmamız, istikrarlı siyasi bir seyir takip etmiş olmamız, aldığımız kararları uygulayabilme kabiliyetine sahip olmamız dolayısıyla ve aynı dönemde büyük bir ekonomik kalkınma sergilemiş olmamız dolayısıyla, Ar-Ge çalışmalarında büyük bir ivme kazandık.'
- Ar-Ge çalışmaları
2002 yılında Ar-Ge faaliyetleri ile bugünkü Ar-Ge çalışmaları karşılaştırıldığında aradaki büyük bir fark olduğuna işaret eden Davutoğlu, '2002 yılında sadece 3,9 milyar tutarındaki Ar-Ge çalışmaları geçen yıl itibarıyla 17, 6 milyar tutarına kadar çıktı. Dolayısıyla gayrisafi milli hasılaya oran itibarıyla da yüzde 0,5 yüzde 1'e çıkmış olduk. Önümüzdeki dönemde inşallah yüzde 3'e bunu çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün alacağımız kararla da bu doğrultuda önemli mesafeler alacağımıza inanıyorum' diye konuştu.
Tarihte de bilim insanlarının bilim alanında atılan adımları değerlendirerek adım attıklarını, buna göre gidecekleri ülkeleri seçtiklerini kaydeden Başbakan Davutoğlu, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettikten sonra İstanbul'u yeniden inşa etmek, bir ekonomik merkez haline dönüştürmek adına bilim insanlarını buraya çekecek teşvikler verdiğini anımsattı.
(Sürecek)