Cihat-matematik denklemini kim çözer?

Cihat-matematik denklemini kim çözer?

Cihat' konusunun 9?uncu sınıflara verilecek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi müfredat taslağına girmesini değerlendiren TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nun AK Partili üyesi Ahmet Hamdi Çamlı, 'Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin fayd

 

 

Kendisini, ?Dersaadet mebusu? olarak tanımlayan bir vekil, cihadı bilmeyene matematiğin lâzım olmadığını buyurdu.

Belli ki matematikle bir sorunu var. Olmasa bu sözü söylemezdi. (Övünmek gibi olmasın, çarpım cetvelini ezbere sayamayacak adamı şrraakk diye tanırım.)

Vekilimiz İstanbul yerine Dersadet dediğine göre, Osmanlıyı çok seviyor. Ama matematik bilmediği gibi, Osmanlıyı da bilmiyor. Bilse kadıların medrese de eğitim alırken hendese okuduklarını da bilirdi. (Dikkat lütfen! Kadılar diyorum; askerler değil.)

Peki, kadılar niçin hendese okurlardı? Çünkü matematik hem muhâkemeyi hem muhâsebeyi kuvvetlendirir. Kadılar hüküm verecekleri için muhâkemeleri kuvvetli olmalıydı.

Sonrası ma?lûm.. Büyük (!) Reşid Paşa, ?Din adamına fen lâzım değildir.? diyerek medreselerden müsbet bilimleri kaldırttı. Ortalık muhâkemeden mahrûm, câhil din adamlarına kaldı.

İzninizle gündemdeki bir konu üzerinden matematiksel bir analiz yapacağım. İzninizle dememin sebebi şu:

Asla ve kat?a Asr-ı Saadet?de yaşanan hâdiseleri ve kişileri şimdikilerle kıyaslamam. Necip Fâzıl, Mehmed Âkif?in, ?Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi? mısrâını, çok sert eleştirmiştir. Seçim dönemlerinde Uhud üzerinden mesaj veren Necip Fazıl hayranları, Necip Fazıl?ın hayatta olmadığına şükretsinler. Mehmed Âkif?e merhamet etmeyen üstad,  kim bilir şimdikilere neler derdi?

Hasan-ı Basrî diyor ki, ?Siz Sahâbe-i kirâmı görseydiniz deli derdiniz; onlar da sizi görse sizin dininiz imanınız yok derdi.?

Biz kimiz, Uhud?dakiler kim? Onların tek yaptığı, bir anlık yanılma ile yerlerini terk etmeleriydi. 

Fakat o bir anlık yanılma üzerine neler neler yazılır. Dediğim gibi böyle bir kıyaslamaya asla girmem ama mâdem bu kıyas yapıldı onun üzerinden gideceğim.

Uhud o kadar ilginç bir savaştı ki Efendimizin ifâde ettiği küçük cihadla büyük cihad bir aradaydı. Düşmanın kaçtığını ve yağmanın başladığını gören okçular, Peygamberimizin tenbîhine rağmen yerlerini terk ettiler. Küçük cihadı kazanmışken büyük cihadı kaybettiler. Yâni nefislerine uydular. Eğer matematik bilselerdi, yâni muhâkeme yapsalardı, bir kenarda fırsat bekleyen düşman atlılarını hesâb ederlerdi. Onlar bu hesâbı yapamaz iken, o zamanlar İslâm?a karşı savaşan Hâlid bin Velid, sırasını bekledi. Niye? Matematik biliyordu da o yüzden. (Matematik deyince trigonometri, türev,  logaritma vs. anlayanlar bu yazıyı okumasınlar)

Seçim zamanlarında çok kullanılan bir söylem var.  Demokrasi nöbetlerinde de kullanıldı. ?Okçular Tepesi?ni terk etmeyelim.?

?Cihadı bilmeyene matematik lâzım değil? diyen vekile ve onun gibi düşünenlere sormak istiyorum:

Okçular Tepesi?ni terk edenler, temiz bir şekilde iktidara gelip daha sonra dünya malına dalanlar mı yoksa seçimlerde istenilen oyu vermeyenler ve demokrasi nöbetlerinden kaytaranlar mı?

Eğer yola çıktıkları gibi kalmayanlar matematik bilselerdi bugünleri, darbeyi ve yüzde 51.4?ü hesâb ederlerdi. Bu hesapsızlık yüzünden az kalsın ülke elden gidiyordu.

Ne yapalım, sahâbe bile dünya malını görünce Peygamber tenbîhi olan ?büyük cihadı? unutabiliyorsa şimdikileri hoş görmek lâzım.

Dilerim bu kadar cihad taraftarı bir vekil, 15 Temmuz gecesi dışarı çıkmış ve Meclis?e gitmiştir. Twitterda ve demokrasi nöbetlerinde boy göstermeyi cihad kabul etmiyoruz. Bastırılan darbenin cihadçısı çok olur.

Son söz olarak, büyük cihad-küçük cihad eleştirim, sâdece Ak Parti için değil, aklımın erdiği bütün muhâfazakâr iktidarlar için geçerli. ANAP, DYP, REFAH-YOL, MHP? Yaşımın yettiği bütün iktidarlarda aynı şeyi gördüm: MATEMATİKLE ARAMIZ İYİ DEĞİL!

 

BİR FIKRA

Trabzon?da matematikten sınıfta kalan bir talebenin babası, her yerde, ?Öğretmen oğluma haksızlık etti.? demiş. Bunu haber alan öğretmen küplere binmiş. Zîrâ çocuk, iki kere ikinin kaç ettiğini bile bilmiyormuş. Öğretmen, ?Trabzon halkı stadyumda toplansın. Herkesin önünde çocuğu imtihan edeceğim.? diye haber göndermiş.

Halk, stadyumda toplanmış. Öğretmen, stadyumun ortasında çocuğu karşısına almış:

?İki iki daha kaç yapar??

Çocuk hazırlıklıymış:

?Dört?

Bütün stadyum -ve tabi çocuğun babası- hep bir ağızdan haykırmış:

?Bi hak daha tanu! Bi hak daha tanu!?

Eğer ben matematik biliyorsam cihadçı vekilimiz bu yazıya i?tiraz etmeyecektir. Ederse endişem o ki kendisi doğruyu ikrar etse bile ?Bi hak daha tanu!? diye bağıranlar çok olacaktır.