Güvenlik güçleri Terör örgütü PKK/PYD'ye hem sınır içinde hem de sınır ötesinde göz açtırmıyor. Terörle mücadelede savunmadan taarruza geçilmesiyle beraber ağır darbeler alan ve köşeye sıkışan terör örgütü ise yani hain planlar peşinde.
PKK?yla mücadelede ezberlerin bozulduğu bir süreçten geçiyoruz.
İçeride, hendek kalkışmasından itibaren geçilen, son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar amansız mücadele konsepti temel sebep.
Dağda, şehirde, sınırda teröristlere aman vermeme kararlılığı.
Asimetrik her türlü saldırı girişimine karşı hazırlıklı olunması.
Güvenlik bürokrasisindeki motivasyonun doruğa çıkması.
Sınır hattında alınan olağanüstü önlemler.
Doğu ve Güneydoğu?daki katı idari tedbirler.
PKK?nın eylem kapasitesinin büyük ölçüde ortadan kalkmış olmasının ikinci sebebi ise örgütün gücünü ve dikkatini daha çok kuzey Suriye?ye yönlendirmesi.
HEDEFLER
İçerideki mücadeleye bakalım.
Kuşkusuz, asker, polis, sivil şehit haberleri gelmeye, bunlar yüreğimizi dağlamaya devam ediyor.
Buna rağmen terörle mücadelede elde edilen başarının hakkını da vermek gerekiyor.
Bahar başından bu yana yaşanan tabloyu güvenlik kaynaklarından aldığım bilgiler ışığında şöyle özetleyebilirim:
- Örgüt yönetimi, mensuplarının motivasyonunu artırmak için bilinen eylem yöntemlerine alternatif yeni yöntemlerin geliştirilmesi talimatını verdi.
- Yaz boyunca ve önümüzdeki süreçte, eylemlerinin hedefi olarak belirlediği yer ve kişiler istihbarat birimlerince şöyle saptandı: Yol kontrol ve arama noktaları, güvenlik güçlerinin geçiş güzergâhları, kamu kurumlarına ait bina, araç ve noktalar, AVM?ler, yüksek gerilim hakları, tüneller ve köprüler gibi stratejik tesisler, turistik tesisler, ekonomik öneme sahip noktalar, spor tesisleri, havaalanları ile hava araçları. Belediyelere atanan kayyumlar, adli personel (hâkim, savcı), Ak Parti, MHP ve HÜDAPAR temsilcileri, mülki amirler.
- Düne kadar, bombalı araç, canlı bomba, silahlı-roketli saldırı, kaçırma-rehin alma, yol kesme ve sabotaj eylem türlerini kullanan örgüt, devletin yeni mücadele konseptine karşılık verebilmek için yöntem çeşitliliğine gitme kararı aldı ve bunu uygulamaya başladı.
YENİ EYLEM TARZLARI
- İstihbarat birimleri örgütün yeni eylem tarzlarını şöyle tespit ederek bütün birimleri uyardı: Örnekleri taze olan tünel kazarak patlayıcı madde yerleştirme, kanalizasyon altlarına patlayıcı madde yerleştirme, drone, model uçak gibi hava araçlarıyla saldırı, yeni nesil füze ve karadan havaya atılan füzeyle saldırı, bina-tesis ele geçirilmesi, dinamit türü patlayıcılarla eylem yapılması, kozmetik materyal kutularına patlayıcı yerleştirerek eylem yapılması, kırsal alanda görüntü almak için kullanılan fotokapanların patlayıcıyla tuzaklanarak eylem gerçekleştirilmesi.
- Örgütün hâlâ diri olduğunu göstermek amacıyla, şu yeni nesil eylem türlerine de yönelebileceğini saptadı ve önlemlerini aldı: Farklı yerlerde aynı anda gerçekleştirilecek ikiz ya da üçüz eylemlerle sansasyon yaratılması, aynı anda birkaç yere baskın tarzı eylemler, devlet büyüklerinin fotoğrafları ve Türk bayraklı kıyafetlerle eylem yapılması, Avrupa?dan gelen yabancı plakalı araçların eylemlerde kullanılması, asker, polis gibi kamu kurum ve kuruluşlarına çalışan ya da belediyelerde taşeron olarak görevli kişilerin resmi kıyafetleri giyilerek eylem yapılması.
BOMBALI EYLEMLERE DARBE
Yukarıdaki özet gösteriyor ki eylem kapasitesi büyük ölçüde çöken PKK, yeni çıkış yolları ararken, devlet her türlü alternatifi saptamış ve teyakkuzda.
Dün konuştuğum bir yetkili, Güneydoğu?da şehit olan güvenlik güçlerinin büyük çoğunluğunun yakalanma aşamasına gelen teröristlerin kaçarken girdiği çatışmalar nedeniyle hayatını kaybettiğini, örgütün gruplar halinde eylem kapasitesini tamamen kaybettiğini söyledi.
Lice ve Cizre başta olmak üzere bomba kamplarının ortadan kaldırıldığını, böylece bombalı araç eylemlerine darbe indirildiğini, sınırdan eleman-lojistik geçiş kapasitesinin minimuma düşürüldüğünü vurguladı.
İçeride PKK?yla mücadelede çok önemli mesafe alındı. Ancak örgütü besleyen ana damar sınırın ötesinde. Asıl mesele artık daha çok bu.
Bilgileri Milliyet yazarı Serpil Çevikcan köşesinden paylaştı
