'Emanete ihanet edenlere adaletten başka borcumuz yok'

Yargıtay Başkanı Cirit, FETÖ yargılamalarına ilişkin, 'Emanete ihanet ederek, kamu görevini ve özellikle yargı yetkisini belli bir örgütün amaçları doğrultusunda kullananlara adaletten başka bir borcumuz bulunmamaktadır.' dedi.

 

Adli yılın başlaması dolayısıyla Yargıtay Konferans Salonu'nda tören düzenlendi.

Törene, Başbakan Binali Yıldırım, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz ile yüksek yargı üyeleri katıldı. 

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, törende, vicdan kavramının, günümüzde iyi bilindiği ve uygulandığını söylemenin güç olduğunu, yakın çevre ve dünyada yaşanan sonu gelmeyen çatışmaların, savaşların, yüzlerce göçmenin batan tekneleriyle kıyıya vuran cesetlerinin, açlık, yoksulluk ve çocuk yaştaki askerlerin görüntülerinin bu yüzyılda vicdandan ne kadar uzaklaşıldığını gösterdiğini söyledi. 

'Önlem almamak, teröre destek vermekle eş değerdir'
Cirit, demokrasinin önündeki en büyük engellerden birinin terör olduğunu vurgulayarak, Türkiye ve dünyada süren terör olgusunun, insan hakları ve demokrasiler için tehdit oluşturduğunu dile getirdi. 

Terör örgütlerinin kullandıkları araç, gereç, silah ve mühimmatın devletlerin tekel ve denetiminde olduğunun saklanamaz bir gerçek olduğuna dikkati çeken Cirit, şöyle konuştu:

'Terörle mücadelede bütün devletlere görev düşmekte olup, devletler özellikle silah ve mühimmatın terör örgütlerinin eline geçmesini önleyici tedbirler almak zorundadır. Bu önlemleri almamak, teröre açıkça destek vermekle eş değerdir. Ancak teröre destek veren ülkeler, bu silahların bir gün kendilerine çevrileceğini bilmelidir. Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren ülkelerin, uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz.'

Yurt dışına kaçan FETÖ mensupları 
Yargıtay Başkanı Cirit, FETÖ mensuplarının yurt dışına kaçmaları ve bulundukları devletlerin, bu örgüt üyelerini, suçluların iadesine ilişkin kuralları hiçe sayarak iade etmemelerinin, meselenin oldukça farklı ve derin boyutlarını da ortaya koyduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: 

'Firari FETÖ/PDY mensuplarının iade edilmemesi, soruşturmalarda gerçeğin ortaya çıkması konusunda bazı engeller oluşturmaktadır. Adil yargılanmadan söz eden uluslararası kuruluşların ve devletlerin öncelikle Türk adaletine yardımcı olmaları gerekir. Bir yandan şüphelileri iade etmeyerek adil yargılamaya engel olurken, diğer yandan adalet ve hukuk nutukları atanların samimiyetleri son derede sorunlu görünmektedir. Bu nedenle, kanun kaçaklarını iade etmeyen, aksine onları himaye eden devletlerin, öncelikle kendilerinin hukuka saygı duyması gerektiğinini vurgulamak istiyorum.' 

'Görevimiz delillere göre karar vermektir'
Türk yargısının 15 Temmuz darbe girişimine karşı en etkili ve cesur adımları atarak yüce Türk milletinden aldığı kutsal emaneti, sadece ve sadece yüce Türk milletinin üstün yararına kullanılabileceğini gösterdiğini belirten Cirit, şunları kaydetti:

'Emanete ihanet ederek, kamu görevini ve özellikle yargı yetkisini belli bir örgütün amaçları doğrultusunda kullananlara ise adaletten başka bir borcumuz bulunmamaktadır. Bu kişilerin adil bir şekilde yargılanması, hukukumuzda öngörülen cezalara çarptırılması ve sarsılan kamu düzeninin yeniden tesisi kuşkusuz sağlanacaktır. Bizim görevimiz, duyuyla, coşkuyla, ön yargı ile davranmak değil, Türk hukuk sisteminin son yıllarda büyük bir başarısı ile yükselttiği insan haklarına ilişkin standartlardan taviz vermeden objektif delillere göre karar vermektir.'

Terör örgütüne üye hakim ve savcıların meslekten uzaklaştırılmalarına da değinen Cirit, bunun son derece önemli bir başarı olmasına karşın, tamamen bir 'güven mesleği' olan hakimlik ve savcılık mesleğini icra edenlerin yaklaşık üçte birinin terörist faaliyetlerin odağında yer almasının, halkın gözünde yargıya olan güveni sarstığını, toplumun en çok güven duyması gereken meslek mensuplarının bir terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket etme ihtimalinin dahi, tek başına bir toplumun şaşkınlık ve sarsıntı yaşamasına yeterli olduğunu belirtti.