Tarih: 11.09.2017 22:14

'FETÖ'nün görmek istediği hesaba ABD yargısı alet edilmiştir'

Facebook Twitter Linked-in

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bir gazetecinin, 'CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, 'Demokrasi mücadelesi için yürümek varsa yürümek, kavga varsa sonuna kadar kavga edeceğiz' sözü var. Bir de eğer iktidara gelirlerse 'Terörü 4 yılda bitiremezsem siyaseti bırakırım' açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusunu üzerine, 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Önce işe bakmak lazım, lafa bakmamak lazım. Sayın Kılıçdaroğlu eğer terörü 4 yıl içinde bitirecekse önce koluna takıp yürüdüğü kişilerden başlaması lazım. Ben tavsiye ediyorum, koluna giren kişilere 'Artık benden uzak dur' demesi lazım.' diye konuştu. 

HDP'nin PKK terör örgütünün siyasal uzantısı olduğunun artık herkes tarafından bilindiğini ifade eden Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a yaptığı yürüyüşte ve daha birçok konuda HDP ile arasında nasıl bir dayanışma olduğunun açıkça görüldüğünü söyledi.

Bozdağ, CHP'nin terör örgütleriyle arasına mesafe koyması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: 

'Ben terörü destekleyenlerle, teröre destek çıkanlarla, terör örgütüne terör örgütü, teröriste terörist demeyenlerle hiçbir ortak noktada bir araya gelmem' demesi lazım. Önce bu konuda bir mesafe koyması lazım. Bildiğiniz gibi daha önce hendek terörü vardı, şehirlerin ele geçirme projesi kapsamında PKK, değişik yerleşim yerlerinde hendekler kazdı, barikatlar kurdu, bombalar tuzaklamalar yaptı. Sayın Kılıçdaroğlu da Diyarbakır ziyaretinde hendeğin ötesindeki teröristlere 'arkadaşlar' diye hitap etti. Önce bu teröristlere 'arkadaşlar' diye hitap eden dili değiştirmesi lazım. Oradan başlaması lazım.'

'Hukuka aykırı bir iş yok'
'Amerikan yargısından son dönemde üst üste kararlar geldi. Önce Cumhurbaşkanı'nın korumaları hakkında gözaltı kararı, ardından eski bakan Zafer Çağlayan'la ilgili verdikleri karar var. Rıza Sarraf'la ilgili olarak bugün birçok farklı haber çıktı, tahliye edildiğine dair haberler var. Edindiğiniz net bir bilgi var mı?' şeklinde soru üzerine Bozdağ, Türkiye ile İran arasındaki ticari ilişkilerin hepsinin hem Türkiye'nin ulusal hukukuna hem de uluslararası hukuka uygun olduğunu vurguladı. 

Bozdağ, şöyle konuştu:

'Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı hiçbir ticari işlem yapılmamıştır. Yoktur böyle bir işlem. Konusu suç olan bir işlem yapılması ise asla mümkün değildir. Türkiye'nin bankalarının ve Türkiye'nin yaptığı bütün ticari işlemler, uluslararası hukuk çerçevesinde ve bütün denetimler altında yapılmaktadır. O nedene hukuka aykırı bir iş yok, suç olan bir iş de kesinlikle yoktur. Bunun altını özellikle çizmek isterim. ABD'de Rıza Sarraf üzerinden yapılmak istenen şimdi de Sayın Bakanımızın ismini karıştırıldığı hadise nedir derseniz işin Türkçesi ve özü şudur; Bu 17-25 Aralık sürecinde Fetullahçı Terör Örgütü'nün yargı yoluyla yapmak istediği ama başaramadığı darbe teşebbüsünün aynen Amerika'da, Amerikan yargısını kullanmak suretiyle tekrarından başka hiçbir şey değildir bu.' 

'ABD yargısı alet edilmiştir'
FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralık'ta bir kumpas kurduğunu, sahte delillerle Türkiye'nin iktidarına karşı yargı ve emniyet içerisinde yuvalanmış örgüt mensupları eliyle bir hukuk darbesine teşebbüs ettiğini dile getiren Bozdağ, bu darbenin akim kaldığını söyledi. 

Daha sonra savcılığın soruşturmasını yaptığını ve hukuka aykırı olan bütün bu işlemleri değerlendirdiğini ve sonunda takipsizlik kararı verdiğini anlatan Bozdağ, bunun da kesinleştiğini aktardı. 

Bozdağ, TBMM Araştırma Komisyonu kurulduğunu, konunun enine boyuna değerlendirildiğini, Yüce Divan'a sevk etmeme kararı verildiğini ve Genel Kurul'un da bu kararı onayladığını hatırlattı. 

Türkiye'nin bunları iftira, kumpas olmasına rağmen es geçmediğini ve bunları hem Türk yargısının değerlendirdiğini hem de TBMM'nin değerlendirdiğini aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Aradan geçen zaman bu 17-25 Aralık'ın Fetullahçı Terör Örgütü ve ortaklarının Türkiye içindeki bir kumpası olduğunu gün gibi ortaya çıkarmıştır. Bugün hiç kimse de 17-25 Aralık'ın bir kumpas ve bir terör örgütünün meşru iktidarı devirme planının bir parçası olduğu konusunda tereddüt sahibi değildir. Çok net ve New York Bölge Eyalet Başsavcısı daha önceki savcı Buhara, elinde olan bütün o belgeler, belge değil de kağıt parçaları, öyle diyelim, o kumpasın şeyleri, Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri tarafından kendilerine iletilmiştir.

'Biz FBI bilmem neyine sorduk da oradan aldık.' Peki ben soruyorum? Türkiye'deki FBI yetkilisi doğruladı onu, FBI yetkilisi bu bilgileri kimden aldı, nasıl doğruladı? Yok. Onun için burada çok net bir şekilde Rıza Sarraf üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü'nün görmek istediği hesaba bugün ABD yargısı alet edilmiştir ve bu davanın hakimliğini yapacak olan Richard Berman, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 17-25 Aralık hukuk darbesi kumpasından sonraki süreçte kendi haklılığını uluslararası topluma anlatmak için Türkiye'de düzenlediği bir uluslararası konferansa katılmış, burada moderatörlük yapmış ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün argümanlarıyla Türkiye'yi ve Türk Hükümeti'ni eleştirmişti. Şimdi işin garibi Fetullahçı Terör Örgütü'nün Türkiye'de ağırladığı, moderatör yaptırdığı ve Türk Hükümeti ve Türkiye aleyhine FETÖ'nün 17-25 Aralık sürecindeki argümanlarını dillendirttiği kişi, Rıza Sarraf dosyası, dolayısıyla sayın bakanımızla ilgili ve Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı ile ilgili dosyada yargılama yapıp karar verecek hakim. Buyurun bunun kararını siz verin. Bunun izahını da siz yapın.'

ABD'li yetkililere bu konudaki düşüncelerini çok net bir şekilde ifade ettiklerini aktaran Bozdağ, 'Sayın Zafer Çağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ekonomi Bakanı olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarını korumakla görevlidir, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarının gereğini yapmakla da görevlidir. Sayın bakan bu dönemde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarını korumuştur. Bunu yaparken de hem Türkiyemizin hem de uluslararası hukukun yasalarına uygun bir şekilde görevini yapmıştır. Burada çok farklı bir şey var. Bunu hep beraber görüyoruz, hep beraber takip ediyoruz ve kirli bir oyunun bir parçası bu. Ortada delil yok, uydurma şeyler var ve onun üzerinden giden bir hadise var. ' diye konuştu. 

'Mesnetsiz, yanlı ve haksız bir iddianame var ortada'
Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarına ilişkin konuyla ilgili şunları kaydetti:

'Washington savcılığı bir iddianame düzenledi. 19 kişiyi kapsıyor iddianame, onlardan dördü sivil Türk vatandaşı, 15?i ise Sayın Cumhurbaşkanımızın korumaları. Ama işin garibi, bu 15 korumadan 4'ü olay yerinde orada değil. Görüntüleri siz de izlemişsinizdir. Sayın Muhsin Köse, Sayın Cumhurbaşkanımızın yakın koruması, olayın başından sonuna kadar Cumhurbaşkanımızın yanı başında. Ama o da işin içerisine dahil. Olay yerinde olmayan 4 kişiyi dahil ediyorlar ve hiç heyette olmayan bir kişiyi de davaya dahil ediyorlar. Ve çok ilginçtir, mesnetsiz, yanlı ve haksız bir iddianame var ortada. Açıkça ifade etmek isteriz ki bu iddianame, PKK/PYD terör örgütünün destekçilerinin o gün orada yaptıkları eylem sonrası yaşanan olaylardan sonra verdikleri ifadeler esas alınmak suretiyle hazırlanmış bir iddianamedir. Peki, diğer koruma görevlilerinin ifadeleri nerede? Onlar yok. Onlara hiç itibar edilmemiş ve çalakalem bir iddianame hazırlanmıştır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı?nın yurt dışı seyahatlerinde güvenliğini sağlamak, seyahatte bulunduğu ülkenin de en önemli görevidir. Hem diplomatik teamüller gereği hem nezaket gereği hem de uluslararası hukuk gereği bunun yapılması lazım. '

'Hesaplarına izin vermemek gerekir'
Türkiye Cumhuriyeti devleti Cumhurbaşkanı'na bir eylem yapıldığında bunu engellemesi gerekenin, aynı zamanda ABD'nin güvenlik görevlileri olduğunun altını çizen Bozdağ, hem Cumhurbaşkanı hem de Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bir eylem yapıldığını söyledi. 

Eylemi engellemesi gerekenlerin bunu yapmadığını vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

'Ondan sonra da olan hadiselerden kendilerini hiç sorumlu tutmadan Türk güvenlik görevlilerini sorumlu tutuyorlar. Bu büyük bir haksızlık, hukuksuzluk, yanlı bir iddianamedir. Türkiye ABD ilişkilerine bu iddianameler yoluyla büyük zararlar verilmektedir. Buradan ABD yetkililerine seslenmek istiyorum, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri iki dost ve müttefik ülkedir. İki ülke ilişkilerinin olumlu, uyumlu olması iki ülkenin de çıkarlarınadır. Türkiye, ABD ilişkilerini bozmak isteyen çevrelerin pek çok yönden bu ilişkilere zarar vermek için önemli gayretler içerisinde olduğunu biliyoruz. Daha fazla bu ilişkilerin yıpranmasına, bozulmasına, bu ilişkileri bozmak isteyen çevrelerin hesaplarına izin vermemek gerekir. Ben umuyorum ki ABD hem korumalarla ilgili hem de diğer konuyla ilgili değerlendirmelerini daha sağlıklı bir şekilde yapar ve bu konularda olumlu bir gelişme olur.' diye konuştu. 

'Kamu yararına adım atmaya devam edeceğiz'
Bozdağ, ODTÜ arazisinde başlayan yol yapım çalışmalarına yönelik eleştirilere dair soruya, 'Biz kamu yararına olan adımları atmaya, milletimizin yararına olan eserleri yapmaya, Türkiye'de taş üzerine taş koymaya devam edeceğiz. Buna karşı çıkanlar da bağırmaya devam edecek, başka çaremiz yok.' yanıtını verdi.

'IKBY'de referandum iptal edilmeli'
IKBY'deki referandum tartışmalarını değerlendiren Bozdağ, şöyle devam etti:

'Bu referandumun Barzani'ye bir faydası yoktur, bölgede yaşayan Kürtlere de bir faydası yoktur, bölge ülkelerine de bölge halklarına da bir faydası yoktur. Sayın Barzani'ye benim çağırım, bu referandumu iptal etmeleridir. Bu referandumun kimseye faydası yok. Vakit gelmeden, yeniden gözden geçirip referandum iptal etmelidir.'

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —