Ertelenmesini değil iptalini istiyoruz

Ertelenmesini değil iptalini istiyoruz

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, IKBY'nin yarın yapmayı planladığı referanduma ilişkin, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti referandumun iptalini istemektedir, ertelenmesini değil.' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat?ta partisinin Çayıralan ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) aldığı referandum kararının Türkiye'yi de doğrudan ilgilendirdiğini söyledi.

Kararın, milletin ve devletin milli güvenliğine karşı doğrudan tehdit olduğunu ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Sadece Türkiye?nin milli güvenliğine karşı değil aynı zamanda Irak?ın toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenliğine ve milli güvenliğine karış da doğrudan bir tehdittir. İran?ın milli güvenliğine de doğrudan bir tehdittir. Pek çok ülkenin savunmasını, ülke bütünlüğünü ve milli güvenliğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir hadiseyi kimse Türkiye?den görmemesini, duymamasını bekleyemez. Türkiye, böylesi gelişme karşısında asla kayıtsız kalamaz. Onun için de Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, hükümetimiz ve devletimizin ilgili görevlilerinin tamamı bu referandumunun engellenmesi için konunun gündeme geldiği günden beri büyük bir gayretin, çabanı içerisindedir.'

'Dünya karşı'
Referanduma İsrail hariç bütün dünyanın karşı olduğunu vurgulayan Bozdağ, 'Birleşmiş Milletler karşı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karşı. Irak karşı, İran karşı, Türkiye karşı ve diğer ülkeler de onlar da karşı. Sadece onlar değil Irak?ın kuzeyindeki bölgesel yönetim altında yaşayan insanların büyük bir kısmı da karşı. Türkmenler tamamen karşı, Araplar karşı, bölgede yaşayan Kürtlerin önemli bir kısmı da karşı. Meclis karar aldı, karara vekillerin büyük bir kısmı katılmadı. Katılanların da yarıya yakını ?hayır? oyu verdi. O nedenle bu karar meşru bir karar değildir, gayrimeşru bir karardır.' diye konuştu. 

Kararın, Türkiye ile Irak arasında ve uluslararası çoklu anlaşmalar çerçevesinde akdedilmiş pek çok uluslararası anlaşmaya da aykırı olduğuna dikkati çeken Bozdağ, 'Türkiye?nin Lozan Antlaşması'ndan, Ankara Antlaşması'ndan Irak ile Türkiye arasında ikili pek çok anlaşmalardan doğan hakları vardır. Biz hükümet olarak bu haklarımızı mahfuz tuttuğumuzun altını özellikle çizdim. Bu anlaşmaların Türkiye'ye verdiği birtakım yetkiler var, birtakım haklar var. Biz bunları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gözetmeye devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı.

'Ertelenmesini değil iptalini istiyoruz' 
Referandumun iptal edilmesi gerekliliğini yineleyen Bozdağ, 'Türkiye Cumhuriyeti devleti referandumun iptalini istemektedir, ertelenmesini değil. Ertelemek demek ilerki bir tarihte yeniden yapılmasına rıza demektir. Bizim bu referandumun ilerki bir tarihe yapılmasına da rızamız yoktur. Referandumun tekrarlanmamak kaydıyla iptalini talep ediyoruz çünkü böylesi bir referandum, bugün de yarın da ilerki bir tarihte de bölgede çok büyük sıkıntılara, önü alınmaz yangınlara, felaketlere sebep olacak bir referandumdur.' dedi. 

Herkesi aklıselimle hareket etme çağıran Bozdağ, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, olabilecek her türlü gelişmeyi Milli Güvenlik Kurulunda ve Bakanlar Kurulunda müzakere ettiğini vurguladı.

Hangi ihtimal gerçekleşirse bunun karşısında ne tür adımların atılacağının bir bir kararlaştırıldığına dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:

'Bunların gerçekleşmesi, takvimlendirilmesi, öncelik ve sonralık durumu, gelişmelerin seyrine göre hükümetimiz tarafından belirlenecektir. Herkes müsterih olsun, hükümetimiz görevinin başındadır, milletimizin ve devletimizin hukukunu ve üstün yararını her şeye, herkese ve her kesime rağmen korumakta kararlıdır. Herkes bunu bilmeli ve adımlarını ona göre atamalıdır. Umarız ki bu konuda henüz bana gelen bilgi yok ama vakit dolmuş değil, geri adım, aklıselimle hareket eden bir yönetim tarafından atılabilir. Barzani?yi aklıselime davet ediyorum. Elindeki ateşi bırakmaya, bu ateşle oynamamaya davet ediyorum. Çözüm, referandumun iptalidir. Başka bir çözüm yoktur, bunun dışındaki bir çözümü Türkiye?nin kabul etmesi de mümkün değildir.