At sırtında bugünkü Irak ve Suriye?yi boydan boya geçerek incelemelerini sürdürür. Aşiretleri, nüfus gruplarını, kervan yollarını, su kuyularını, yer altı ve yer üstü zenginliklerini tespit eder; haritalarına işler. İşte, Osmanlı
DİŞİ İNDİANA JONES
Londra?nın seçkin bir âilesine mensub olan Gertrude Bell, 1868?de doğdu. Oxford Târih Bölümü'nü iki senede, birincilikle bitirdi.
Bağlasan yerinde durmayan bir tabiatı olan Bell, defalarca dünya turuna çıktı. Alpler?den çöllere, korkmadan dolaştı. Ortadoğu?yu, at sırtında, karış karış gezdi. Batı Anadolu?dan başlayıp Doğu Anadolu?ya kadar seyahat etti. Aşiretleri, nüfus gruplarını, kervan yollarını, su kuyularını, yer altı ve yer üstü zenginliklerini tespit edip haritalarını çıkardı. Arkeolojik kazı adı altında yaptığı çalışmaları İngiliz istihbaratının hizmetine sundu.
Birçok Avrupa ve Ortadoğu dillerini bildiği için her gittiği yerde, kolay iletişim kurdu. Yerli aşiretlerin nasıl birbirine düşürüleceğini tespit etti. ?Ma?nevî oğlum? dediği Lawrens?in yetişmesinde tesirli oldu ama, Lawrens gibi değildi. Müslüman kimliğine girmeden Arap dünyasında kabul gördü. 'Irak'ın Taçsız Kraliçesi', 'Çöl Kraliçesi' ya da 'el-Hatun' gibi ünvânlarla anıldı.
Irak?ın sınırlarını belirlerken günlüğüne, 'Bu sabah, tüm vaktimi Bağdat'taki ofisimde Irak'ın güney sınırlarını belirleyerek geçirdim. Çok güzel bir sabahtı.? notunu düşen Bell, Faysal?ı kral seçtirdikten sonra ise şöyle yazıyordu: 'Bir daha kral yaratma işine katiyen bulaşmayacağım. Sinirleri çok yıpratan bir iş.?
Ülkelerin kaderini belirleyecek kadar güçlü ve hadsiz olan Bell, kendisinde tanrısal bir vasıf görüyor olmalıydı.
Ömrünü İngiltere?nin sömürge dâvâsına adayan Gertrud Bell?in sinirleri, daha fazla dayanmadı.1926 yılında, 'Burada çok yalnızım. Bu yalnızlıkla çok fazla devam edemem.?? notunu bırakarak sınırlarını çizdiği Irak?ın başkenti Bağdat?da, intihar etti. 58 yaşındaydı ve hiç evlenmemişti. Yüksek dozda uyku hapı içtiği söylendi. Kim bilir, belki de ortadan kaldırılması gerekti.
EMİR FAYSAL?I IRAK KRALI YAPAN KADIN
Târih, 23 Ağustos 1921. Halk oylaması ile Irak Kralı seçilen Emir Faysal tacını giyerken İngiliz askerî bandosu, ?Tanrı Kralı Korusun? marşını çalmaktaydı.
18-26 Nisan 1920?de yapılan San Remo konferansı, Arap toprakları üzerinde asırlardır süren Osmanlı hâkimiyetine son verdi. Onun yerine, Fransız ve İngiliz mandası altındaki yeni devletlerin ortaya çıkmasını karara bağladı. Aslında San Remo, 1916 târihli Sykes-Picot Antlaşması?nın kararlarını onayladı. Yeni devletlerin sınırları, orada yaşayanlara sorulmadan çizildi. Bu sınırlar, sosyal, ekonomik ve coğrafî gerçekliklerden uzaktı.
İngiltere?nin payına düşen Irak?da, hem demografik hem de topografik açıdan bir bütünlük söz konusu değildi. Dinî ve ırkî farklılıklar kadar sosyolojik çeşitlilik de sosyal ayrışmaya neden oluyordu. Araplar, Kürtler, Asurîler, Türkmenler, Sünnîler, Şiiler, Yezidîler, Yahudiler, köylüler, kentliler ve göçebeler olmak üzere geniş bir yelpâze söz konusuydu.
Osmanlı Devleti, tüm merkezîleştirme çabalarına rağmen, Irak?daki güçlü aşiret yapısını kırmayı başaramamıştı. İngiltere Irak?ı işgâl edince, vilâyetlerin geçici yönetimini, Hindistan?dan getirttiği Yüzbaşı Arnold Wilson?a verdi. Yardımcılığına da Ortadoğu uzmanı Gertrude Bell?i tâyin etti.
1918-1920 târihleri arasında görev yapan Wilson?a göre Irak, yönetilemeyecek kadar parçalanmış durumdaydı. Kürtler, asla Araplar tarafından yönetilmeyi kabul etmeyeceklerdi. Gertrude Bell ise Irak?da, birleşik bir yönetim peşindeydi. Wilson, Hindistan?daki yönetimi Irak?a tatbik etti. Hindistan Rupisi bile Irak?ın para birimi oldu. Ancak yerli hakkın dışlandığı bu merkeziyetçi yapı, işe yaramadı. San Remo konferansı ile Irak?ın İngiltere mandasına bırakılması iyi karşılanmadı. İsyân için bir bahâne lâzımdı. Bir şeyhin hükûmete borcundan dolayı hapsedilmesi ile 30 Haziran 1920?de İngiliz karşıtı bir isyân başladı. Şiîler, Sünnîler ve Kürtler birleşti.
İngilizler, isyânı, sert bir şekilde bastırdı. Mâliyeti ağır oldu. Hindistan modelinin işe yaramadığı ortaya çıkınca, Londra basını hükûmeti eleştirdi. Çözüm için 1921?in Mart ayında, Kahire?de bir toplantı yapıldı. Toplantıya, 40 Ortadoğu uzmanı İngiliz katıldı. Wilson?un yerine gelen Irak Yüksek Komiseri Percy Cox, Gertrude Bell ve Lawrens?in gayretleri ile Şam?daki tahtını kaybeden Mekke Emiri Hüseyin?in oğlu Faysal?ın kral olmasına karar verildi. Bell ve Lawrens, Faysal?ı daha önceden tanıyorlardı.
Faysal?ın kral olmasının bir dayatma değil de bir seçimle olduğu algısı için kollar sıvandı. Bell, Faysal?ın yol hazırlıklarına kadar her ayrıntıyı planladı. Faysal?a yapılacak muhâlefet ortadan kaldırıldı. 23 Ağustos?da yapılan seçimlerde, oyların yüzde 96?sını alan Faysal, kral oldu. Gertrud Bell ise kralın sağ kolu.
ÇÖL KRALİÇESİ
Gertrude Bell?in hayatını anlatan Çöl Kraliçesi filmi, 2016?da, yâni Sykes- Picot Antlaşması?nın yüzüncü yılında gösterime girdi. Elinde kamçısı eksik İndiana Jones gibi yaşayan Bell?in, Arap ders kitaplarında ?kahraman kadın? olarak anlatıldığı rivâyet ediliyor. Bu filmle de Ortadoğu halkına yaptığı kötülükler, büyük bir kahramanlık olarak anlatıldı.