Seta, Washington'da IKBY Referandumu konulu panel düzenledi

Seta, Washington

Washington'da SETA DC tarafından düzenlenen panelin konuşmacıları, bölgesel ve uluslararası aktörlerin rızası dışında atılmış bir adım olarak niteledikleri IKBY'deki gayrimeşru referandumun bir bağımsızlık ilanına dönüşmesinin ç

 Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Washington Ofisi (SETA DC) tarafından düzenlenen panele katılan konuşmacılar, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) gayrimeşru referandumunun bölgesel ve uluslararası aktörlere rağmen yapıldığı ve bir bağımsızlık ilanına dönüşmesinin çok zor olduğu görüşünde birleşti.

Washington'da gerçekleştirilen 'IKBY'nin Bağımsızlık Referandumu' başlıklı panele SETA DC Direktörü Kadir Üstün, Ulusal Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Denise Natali, Johns Hopkins Üniversitesi Öğretim Üyesi Daniel Serwer ve SETA DC araştırmacısı Lesley Dudden konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat üstlendi.

Kadir Üstün, ABD için bölgede terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin ana mesele olduğunu, birçok planlamanın buna göre yapıldığını söyledi.

'ABD, IKBY'deki referanduma karşı olduğunu birçok kez dile getirdi ancak içeride çok fazla meşgul olan Trump yönetiminin IKBY'deki referanduma çok fazla kafa yorduğuna emin değiliz.' diyen Üstün, ABD'nin hem Bağdat hem de IKBY ile sıkı ilişkileri olduğunu ve bunların bir anda kopmayacağını dile getirdi.

Üstün, şu değerlendirmeyi yaptı:

'ABD'nin prensipte bağımsız bir Kürdistan fikrine karşı çıktığını söylemek zor ancak şu anda ABD, DEAŞ ile mücadeleye zarar vereceği gerekçesiyle aslında referandumun zamanlamasına karşı çıktı. Referandum yapmakla bağımsızlık ilan etmek arasında fark var. Bence Barzani bu referandumla içeride kendi pozisyonunu güçlendirmiş oldu, yoksa o da bugünden yarına hemen bağımsızlık ilan edemeyeceğini biliyor. ABD de ani bir bağımsızlık ilanına karşı çıkacaktır.'

Kerkük ve Türkmenlerin durumu

Üstün, Washington yönetiminin, Irak ve IKBY politikasında da Suriye konusundaki gibi bazı kafa karışıklıklarının olduğunu belirtti.

ABD'nin şu anda önceliğinin Irak'ta istikrarı bozacak adımlar atılmamasını sağlamak olduğuna işaret eden Üstün, ABD'nin bu anlamda Türkiye ile uyuştuğunu anlattı.

Üstün ayrıca, IKBY'nin acele edip bu gayrimeşru referandumu hemen bir bağımsızlığa dönüştürmek istemesi durumunda sadece ABD ve Türkiye'yi değil, diğer bölgesel güçleri de karşısında bulacağına dikkati çekti.

Özellikle Kerkük konusunun Türkiye için hayati önemi haiz olduğuna da değinen Üstün, 'Eğer oradaki Türkmenlerle ilgili ciddi bir tehdit ortaya çıkarsa Türkiye ona göre adım atmak durumunda olacaktır.' ifadesini kullandı.

Son olarak Üstün, Türkiye'nin izleyeceği yolun Barzani yönetimini zayıflatma amacını güdeceğini, bununla birlikte bölgede insani bir krize neden olacak adımlar atmayacağını vurguladı.

'İsrailli yetkililerin açıklamaları ABD politikasına tahvil edilmemeli'

Denise Natali ise ABD'nin 'referandum ertelensin' şeklindeki ilk söyleminin daha diplomatik ve kibar bir ikaz olduğunu ancak Barzani'nin vazgeçmemesi üzerine son günlerde bunun 'iptal edilsin' biçimine dönüştüğünü bildirdi.

Natali, 'Bazı kişiler İsrail bir şeyi destekliyorsa ABD de aslında destekliyordur fikrini öne sürüyor. Açıkçası bunu gülünç buluyorum. ABD ile İsrail'in çok iyi ilişkileri olabilir ancak İsrailli yetkililerin açıklamalarını ABD politikasına tahvil etmek hiç doğru değil.' değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu referandumun tek başına bağımsızlığı sağlayamayacağını kaydeden Natali, ancak Erbil'in elini Bağdat'a karşı güçlendireceğini ifade etti.

Bu süreçte Şii ve Sünni Kürtlerin referandumda bir araya geldiğini anımsatan Natali, bu momentumun ne kadar süreceğinin belli olmadığı görüşünü aktardı.

Sünni Arapların pozisyonu

Natali, 'Sünni Arapların güçlü olduğu birçok yer var ve onlar bu referandumu desteklemedi, onların muhalefeti IKBY'nin başını ağrıtacaktır. Bölgesel aktörlerin kabulü ve desteği olmadan IKBY'nin bağımsızlık halinde ne kadar yaşayabileceği sorusu da halen ortadadır.' diye konuştu.

ABD'nin bölgedeki çıkarlarını ve İran'ın etki alanını önemsediğini anlatan Natali, bu noktada özellikle Kerkük ve Sincar'ın çatışma nedeni olabileceğini dile getirdi.

 'Bağdat ve Türkiye bunu reddedecektir'

Daniel Serwer de Erbil'in başta Bağdat olmak üzere ilgili aktörlerle birçok alanda müzakere etmesi gerektiğini vurgulayarak, 'Bağımsızlık ilan etmekle bağımsız olmak başka şeyler.' yorumunu yaptı.

ABD'nin söz konusu gayrimeşru referanduma 'ilkesel' değil 'zamanlamadan' dolayı karşı çıktığını belirten Serwer konuşmasında, 'IKBY ancak Bağdat, bölgesel güçler ve ABD ile yapacağı ciddi müzakereler sonucunda gerçekten bağımsız bir devlet olabilir ama bunlar çok zor olacak. Bağdat ve Türkiye bunu reddedecektir.' sözlerine yer verdi.

Serwer, ABD'nin bölgedeki ulusal çıkarlarına bakacağını, dolayısıyla bundan sonra da Erbil ile Bağdat arasında bir ara bulucu görevi üstlenmeye çalışacağını savundu.

Türkiye ile IKBY arasındaki ekonomik ilişkiler

Lesley Dudden ise Türkiye ile IKBY arasındaki ekonomik ilişkilerin gayrimeşru referandumdan ciddi şekilde etkilenebileceğini anlattı.

Türkiye'nin Erbil üzerinde öncelikle ekonomik yaptırım gücünü kullanacağını söyleyen Dudden, 'IKBY petrol ihracatında çok büyük oranda Türkiye'ye bağlıydı, dolayısıyla bu referandum onları epey zorlayacak.' değerlendirmesini aktardı.

Terör örgütü PKK'nın Sincar'daki varlığının da Türkiye için bir endişe kaynağı olduğuna değinen Dudden, ayrıca Kerkük'teki gelişmelerin Ankara için son derece belirleyici olacağını sözlerine ekledi.