15 Temmuz şehidi Erol Olçok'un eşi ve Abdullah Tayyip Olçok'un annesi Nihal Olçok, 'Abdullah'ın kanı yere düştü, ben bu davalardan vazgeçmem. Biz geçmeyiz, inşallah Türkiye vazgeçmez.' dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit olan Erol Olçok'un eşi ve Abdullah Tayyip Olçok'un annesi Nihal Olçok, 'Allah beni bir davadan mahrum bıraktı, başörtüsü davasından. 1998 yılında üniversiteyi kazanmıştım. Ama o davadan çekilmemin sebebi Abdullah'a gebe olmamdı. O zaman Abdullah karnıma düştü, o davalardan çekildim. Şimdi Abdullah'ın kanı yere düştü, ben bu davalardan vazgeçmem. Biz geçmeyiz, inşallah Türkiye vazgeçmez.' dedi.
Olçok, sanıklarının ilk kez hakim karşısına çıktığı FETÖ'nün darbe girişiminde 34 kişinin şehit edilmesine ilişkin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasını izlemek üzere geldiği Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde basın mensuplarına açıklama yaptı.
Davaları önemli ve önemsiz olarak ayırmadıklarını, 15 Temmuz'un her zerresinin çok önemli olduğunu ifade eden Olçok, köprü ne kadar önemliyse havaalanı o kadar, havaalanı ne kadar önemliyse köprünün o kadar önemli olduğunu vurguladı.
'Şehit olması bir şeref'
Buradaki şehit yakınlarının, eşlerinin ve annelerinin hepsinin köprüdeki şehitlerin yakınları olmadığını ama bir bütün olduklarını dile getiren Olçok, şöyle devam etti:
'Bu bir bütün. Bunu ayrıştırırsak veya ayırmaya kalkarsak hiçbir şey elde edemeyiz. Bunu kendi bütününde değerlendirmemiz lazım. Bizim için burada olmak da zor olayı bütüncül değerlendirmek de zor. Ama biz başından beri davaların takipçisiydik. Bugün ilk defa gelişimiz değil. Sitem gibi algılasanız da basın her seferinde burada olmayabiliyor ama biz her seferinde buradayız. Bugün bizim için daha hüzünlü değil. Sadece biraz daha yoğun duygular var. Çünkü nihayetinde içerideki birinin, Abdullah'ın katili olması potansiyeli çok yüksek. Bu benim için çok zor bir durum. Ama sanıklar kendini tanıtmaya başladığı zaman birkaç Abdullah isimli genç vardı ve benim için çok önemliydi o. Bir anda Abdullah'ı orada hayal ettim ve çok zor bir durumdu. Şehit olması bir şeref.'