Köy okullarında okuyan çocuklar, kitap okumak için çoğu zaman kütüphane bulamayabiliyor. İşte tam da bu noktada onlar kütüphaneye gidemiyorsa kütüphaneyi onlara götüren Üniversiteli gençlerin sosyal sorumluluk projeleri imdada yetişiyor
Köy okullarında okuyan çocuklar, kitap okumak için çoğu zaman kütüphane bulamayabiliyor. İşte tam da bu noktada onlar kütüphaneye gidemiyorsa kütüphaneyi onlara götüren üniversiteli gençlerin sosyal sorumluluk projeleri imdada yetişiyor: KİTAP BANKOSU?
Serdar Yetkin ve arkadaşları tarafından yürütülen projede, her şey çocuklar için düşünülmüş. 85 model eski otobüsü 6-7 ay kadar sanayide yenileyip modernize ederek başlıyorlar işe. Otobüsün içinde çocuklara öğretici filmler izletilmesi için ses sistemi, projeksiyon perdesi var. Masa ve tabureler, koltuklar da minik öğrencilerin boyama ve ayraç türünden faaliyetler yapması için tasarlanmış.
Nedir bu Kitapbankosu?
Kitap Bankosu 2012 yılında Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü öğrencileri tarafından ?Okuyan Türkiye İçin? atılmış bir adımdır. AB Bakanlığı Türk Ulusal Ajansı?na yapılan başvuru hibe almaya değer görülmüştür. Akabinde üniversitemiz tarafında da desteklenen projemiz bugüne değin 120 gönüllüsü ile Ankara?nın 9 ilçesinde, 13 ayrı okulda 3 bini aşkın öğrencinin 6 binden fazla kitap okumasını sağlamıştır. ?Rafta Tozlanmasın Gönder Okuyalım? kitap toplama kampanyamız ile yardımseverlerden topladığımız 8 bin civarındaki kitaplarla ihtiyaç sahibi okul ve hastanelerde kütüphaneler oluşturulmuştur. Bunların yanı sıra toplu kitap okuma faaliyetleri, söyleşi ve imza günleri, kitap fuarı ziyaretleri, kütüphaneler haftası etkinlikleri de çocuk ve gençlerin yanı sıra tüm kamuda kitap üzerine farkındalık oluşturmak için gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerdir.
Gazi Üniversitesi?nin destek verdiği bu proje, aslında gezici kütüphane mantığıyla hayata geçiriliyor. Kullanılmayan bir otobüsü kütüphaneye çevirerek imkânı olmayan köy okullarına gidilerek, hem kitap götürülüyor hem de çocuklarla oyunlar oynayan gönüllü üniversite öğrencileri çocuklarla güzel vakit geçiriyor.
Projenin fikir sahibi ve topluluk başkanı Serdar Yetkin bu gönüllü hizmeti anlattı.
Kitap Bankosu deyince aklınıza ilk ne geliyor?
S.Y: Benim için Kitap Bankosu mücadele demek. Cehalete, umutsuzluğa karşı bir mücadele. Gelecek karanlıksa aydınlatmak için, aydınlıksa daha aydınlık olsun diye mücadele. Kandan ve kaostan beslenmeyen her fikri akım okumayı öğütler. ?Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah: Kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak savaş yok.? demiş Cemil Meriç. Her fikir, savunucularının dilini ve zekasını iyi kullananlar olmasını ister. Lakin her zaman karşımıza bu fikri olgunlukta kişiler çıkmıyor. Bizi, yapmak istediğimizi, ne için çabaladığımızı anlamayan/anlamak istemeyenlere tosluyoruz bazen. Böyle zamanlarda Akif?in ?Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak... Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. ? dizeleri gelir aklıma. Ki, ne zaman biri çıkıp şevkimizi, kalbimizi kırsa bizi ye?se sürüklese, bazen bir çocuk, bazen kalbi çocuk bir büyük çıkar ve bir tebessümle yahut bir güzel söz ile elimizden tutup çıkarır bizi ümitsizlik çukurundan. Anlarız ki daha çok çalışmak lazım ki, iyilikler çoğalsın. Mücadele. Mücadele.
Neden Kitap Bankosu ismi?
S.Y: Kitap severlerin bir araya geleceği bir platform olsun istedik, banko?nun manası danışma masası, danışma noktası olduğu için ve internet adresi kullanıma uygun olduğu için Kitap Bankosu ismini seçtik.
Peki hiç etkinliklerde ilginç bir anınız oldu mu? Olduysa nedir?
S.Y: Gerek faaliyetlere hazırlık aşamalarında gerekse faaliyet süresince birçok fevkalade olay yaşıyoruz. Aklıma ilkin gelen yaparken en çok eğlendiklerimden ve en çok yorulduklarımdan bir tanesi. Kütüphane Haftası münasebetiyle gerçekleştirdiğimiz Kitap Domino faaliyeti. Kitap Domino uygulaması yurt dışında daha önce yapılmış lakin sanıyorum Türkiye?de ilk olarak Kitap Bankosu 2014 yılında biz yaptık. Haftalar önce denemelerine başladığımız Kitap Domino için esas faaliyetten önceki gece 24 Saat açık olan Gazi Üniversitesi Merkez Kütüphanesi?nde hiç uyumadan sabaha kadar 2300 tane kitabı dizdik ve nitekim sabah Rektör Yardımcısı gelip ilk kitabı yıktıktan yaklaşık 2 dakika kadar sonra her şey sona erdi.
Yine bir sabahlama hikayemiz de gezici kütüphanemizin dış tasarımını bilgisayar ortamında çalıştığımız geceye ait. O gece tasarımcı arkadaşımız ve kurucu gönüllülerimizden Cihan ile işlem kapasitesi çok düşük bilgisayarımızda bir işlem için her tıklamamızın akabinde birkaç dakika bilgisayarın işlemi gerçekleştirmesini bekliyorduk. Nihayet sabah olduğunda tasarım ancak tamam olmuştu. Hasılı bu işler için çok uykusuz kaldık.
Çocukların en ilginç tepkisi geri dönüşü ne oldu?
S.Y: Çocukların tepkileri hem komik hem trajikomik oluyor. Erkekler genellikle gezici kütüphanenin kaç yaptığıyla, kimin sürdüğüyle ilgili sorular soruyorlar. Limuzin gibi olduğunu söyleyenler oldu, ev gibi olduğunu söyleyenler oldu. Bazıları ben olsam burada yaşarım diyor. Şimdiye kadar duyduğumuz en güzel yorumlardan biri cennet gibi olduğu yönündeydi.
En ilginç olanı da ben projeyi ve yaptıklarımızı anlattıktan sonra bir minik kardeşimiz bana ?Abi siz başbakan mısınız?? diye sormuştu. Sanıyorum onun dünyasında sadece başbakanın böyle bir aracı olabilirdi. Şimdiye değin bahsettiklerim komik olanlardı, birde trajikomik olan tepkiler var. Özellikle dezavantajlı bölgelerde çocuklar içeriye girişin paralı mı olduğunu soruyorlar, öyle olmadığını bilmediği için içeri girmeye çekinenler dahi oluyor. Okullara birer hafta ara ile dörder kez gittiğimiz için hangi gün geleceksek o gün çocuklar pencerelerde bizi bekliyor. Köy okullarında bize erik, kayısı toplayıp getiriyorlar. Çiçek toplayıp getirenler oluyor. En üzücüsü de son ziyaret günümüzde hem kendileri ağlıyor hem de bizi ağlatıyorlar.
Başladığınız noktadan şimdiki nokta çok farklı oldu mu? Neler değişti mesela?
S.Y: 2012 yılında yola çıktığımızda fikir ve hayallerimizden başka bir şeyimiz yoktu ve sadece 3-4 kişiydik. Akabinde derdimize ortak aradık biraz kalabalıklaştık. Bir kafede elimizde bilgisayar neler yapmayı düşündüğümüzü, kimlerden destek alabileceğimizi konuşuyorduk. Aradan bir yıl ancak geçmişti ki Gazi Üniversitesi?nin sağladığı eski hastane servisi yine Gazi Üniversitesi desteğiyle uzun bir sanayi macerasından sonra bir Gezici Kütüphaneye dönüştü ve yollara düştü. O gün bu gündür Ankara?da 16 ilçede 45 okulda 15 binden fazla çocuğa 40 bin kitap ulaştırdık. Bir sürü gönüllümüzü mezun ettik, yolu Kitap Bankosu ile kesişmiş 250?den fazla gönüllümüzün halen 120?si aktif olarak faaliyetlere katılıyor. Başlangıçta 300 kitabımız varken şimdi ?Rafta Tozlanmasın Gönder Okuyalım? kitap toplama kampanyamız ile sadece geçtiğimiz yıl 12 binden fazla kitabı Türkiye?nin her yerinde ihtiyacı olan köy okullarına, hastanelere, ceza infaz kurumlarına gönderdik. Bu kitapların tümü bağış yoluyla toplandı. Tasnifi ekibimizce yapılan kitaplar bizden kitap desteği bekleyen okullara ve diğer kurumlara gönderiliyor.
Bu projeyi iki cümleyle anlatacak olsanız nasıl tanımlardınız?
S.Y: Yapılması gerekenden, ama sadece çok azı. Bu ülkenin ihtiyacı olan, ama çok azı. Keşke daha çok destek bulsak, daha çok gönüllümüz, o gönüllülerin okulları gezeceği daha çok gezici kütüphanemiz, o gezici kütüphanelerin içini dolduracak daha kaliteli kitaplar bulsak.
Peki şimdi ki hedef nedir? Yani destek olarak ne beklersiniz? Neler yapılabilir?
S.Y: Kısa vadede hedefimiz ikinci ve daha kaliteli bir gezici kütüphane yapmak. Bunun için Gazi Üniversitesi bize bir otobüs daha tahsis etti, lakin henüz bu otobüsü gezici kütüphaneye dönüştürecek ayni veya nakdi desteği sağlayamadık. Şu aşamadı bize dert ortağı ya da dert ortakları lazım. Sponsor kelimesini çok sevmiyoruz o yüzden dert ortağı demek istiyoruz. Bunlar aslında birçok kurumun reklama ayırdığı bütçelerin çok altında rakamlar. AVM?ler 200-300 bin liralık arabaları çekilişle hediye ediyorlar, bizim ihtiyacımız bu sayıların çok daha azı. 30-40 bin gibi bedeller. Ki yıllarca okul okul gezecek bir reklam imkanı.
Kitap bankosu çocuklara değil de yaşlılara da gider mi bir gün?
S.Y: Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarımızda paylaşmıştık, okumak Alzheimer Hastalığına yakalanma ihtimalini %42 oranında azaltıyormuş. Şu an birincil faaliyetlerimiz arasında yaşlılara yönelik bir çalışma yok, biz sorunun çözümünü uzun vadeli ve kökten planlamaktan yana olduğumuz için birincil hedef kitlemiz çocuklar, lakin yaşlılar haftası gibi zamanlarda özel olarak faaliyetler gerçekleştirebiliriz.
Destek olmak isteyenlere ne söylemek istersiniz?
Okuyucularınızdan ricamız, her gün mutlaka en az 20 dakika kitap okumaları, ebeveynlerin akşamları televizyonlarını kapatarak maile kitap okumaları, okudukları kitapları Kitap Bankosu ya da bu gibi kurumlara bağışlamaları, sosyal medyada bizi takip etmeleri.
Kitap Bankosu Sosyal medya hesapları:
https://twitter.com/kitapbankosu
kitapbankosu@gmail.com
http://facebook.com/kitapbankosu
http://Instagram.com/kitapbankosu
Röportaj: Derya BUDAK