Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk askerinin İdlib'e gitmesi konusundaki sözlerine yönelik eleştirilerle ilgili, 'İdlib'e gidilecek. Niçin? Mecbur bıraktılar. Onlar stratejiyi ürettiler, bunlar da o stratejinin gereği olarak İdlib'e gitmek zorunda kaldılar. Gitmeli mi? 'Evet gitmeli' dedim. 'Ama gelen her şehidin sorumlusu bu sarayda oturan zattır' dedim.' ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Eskişehir'in Mihalıççık İlçesi Koyunağılı köyünde bir maden şirketinde çalışan bine yakın işçinin 4 aydır maaş alamadığını söyledi.
Şirketin bağlı olduğu holdinge FETÖ operasyonu kapsamında el konulduğunu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 'Yani artık devlet yönetecek. Devlet yönettiğine göre bin maden işçisinin aylığını neden ödemiyorlar? Bu işçiler çalışıyor, üretiyor, alın teri döküyor. Emeklerinin karşılığını almak istiyor.' dedi.
İşçilere seslenen Kılıçdaroğlu, onlara sendikaları dahi sahip çıkmazken CHP'nin sahip çıktığını ifade ederek, CHP'nin emeğin ve alın terinin yanında durduğunu vurguladı.
Bir çifti eşinin kendisine mektup göndererek, çiftçilerin içinde bulundukları sıkıntıları anlattığını, CHP'nin sessiz çığlıklarına ses olmalarını istediğini aktaran ve kürsüden bu mektubu okuyan Kılıçdaroğlu, gittiği her yerde tarım ve hayvancılıkla uğraşanların iktidarın uygulamalarından şikayetlerine şahit olduğunu söyledi.
Çiftçinin kullandığı şeker gübrenin iki yıl önceki fiyatının 400 lira, bugün ise 800 lira olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, kuru üzümün fiyatının iki yıl önce 6 lira, bugün ise 4 lira olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Diyorlar ki 'Kalkındık, büyüdük'. Kim kalkındı? Kim büyüdü? Ankara'da oturan ensesi kalın beyler. İki sene önce mazot 3,5 liraydı, bugün 4 lira 80 kuruş. Ne olacak çiftinin, tır şoförünün, kamyon şoförünün hali? Mazotun, gübrenin, ilacın fiyatı arttı, çiftçinin ürününün fiyatı artmıyor bile. Daha ürün tarladayken ekip harmanlayacak, hükümet bir karar alıyor; 'hububatta gümrük vergilerini sıfırladım' diyor. Zararı çiftçiler görüyor. Çiftçilere söyleyeceğim bir laf var; bu iktidarı ben mi getirdim? Hayır, sen getirdin. Bu iktidara ben mi oy verdim? Hayır, sen verdin. Gelip sana anlattılar; 'Onu yapacağız, bunu yapacağız'... Bir sürü laf ettiler. Hiçbir sözlerinde durmadılar. Şimdi sen de sandığa gidince 'Kusura bakma, beni perişan ettin, ben de seni sandıkta perişan edeceğim' diyeceksin. Ben de senin oyuna talibim. Sözümü tutmazsam beni de sandıkta perişan et. Ama sözümün arkasında durup senin alın terinin karşılığını verirsem seni her zaman arkamda görmek isterim.'
'Çiftçinin 4 milyar liralık borcunu sileceğiz'
Kemal Kılıçdaroğlu, banka faizlerinin vatandaşı perişan ettiğini, buna ilişkin de çok sayıda şikayet aldığını dile getirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen 'torba kanun tasarısında' yer alan bir madde ile üç mobil telefon şirketinin 5 milyar liralık borcunun silineceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, çiftçiden esirgenen bu hakkın, kar eden üç şirkete tanınmasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, 'Çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine borcu ne kadar? 4 milyar 300 milyon lira. 5 milyarı siliyorsun, 4 milyarı silmiyorsun. Benim çiftçilere sözüm; CHP iktidarında bu 4 milyar 300 milyon liralık borcu da faizini de sileceğiz.' diye konuştu.
'Besmelesiz eti millete yedirmesinler, saraya götürsünler'
İktidarın yanlış tarım politikaları ile Türkiye'nin nohut, mercimek, pamuk, saman ithal eden bir ülke konumuna düşürüldüğünü savunan Kılıçdaroğlu, Sırbistan'dan 5 bin ton lop et ithal edilmesini eleştirdi.
Lop et ithalatına besicilerin, sektördeki kuruluş ve birliklerin de karşı olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ancak iktidarın uyarıları dikkate almadığını söyledi.
Bu durumun ithalat yapılan ülkelerin besicilerine kazandırdığını, sektörün yerli temsilcilerinin ise her geçen yıl daha mağdur olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Et deyince aklımıza kasap geliyor. Sırbistan'dan 5 bin ton et alacaklar. Sırbistan deyince de bizim aklımıza Sırp kasabı geliyor. Hani bir gecede 8 bin, 3 yılda 250 bin Bosnalı Müslümanı öldürenler, katledenler. Katleden bir Sırp; Miloseviç. Şimdi hapiste. Gidiyorsun onunla tokalaşıyorsun, 5 bin ton lop et alıyorsun. Bir sefer bunlar besmelesiz kesildi. Bu lop etin nereye gitmesi lazım? Saraya gitmesi lazım. Onların yemesi lazım. Niye saraya gitmesi lazım? Adam kul hakkı yemeye alışmış, besmelesiz et yese ne olur, yemese ne olur? Millete yedirmesinler, saraya götürsünler. Sarayda istedikleri kadar yesinler.'
'Bir avuç faizciye çalışır hale geldik'
Türkiye'de her kesimin geçim zorluğu içinde olduğunu, bir tek faiz lobisinin kazandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ülkenin tüm insanlarının bir avuç faizciye çalışır hale geldiğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
'2015 yılı ile 2017 Ağustos ayı arasında, yaklaşık üç yılda, vatandaşların tüketici kredisi ve kredi kartları dolayısıyla bankalara ödediği faiz 127 milyar 673 milyon lira. Bir de Türkiye'nin dışarıya ödediği faiz var. O da ayrı. 15 yılda Türkiye'nin bir avuç yabancıya ödediği faiz miktarı 144 milyar 892 milyon dolar. Diyor ya beyefendi, 'Faize karşıyız'. Bunu ben mi ödüyorum? Biliyorum diyecekler; 'CHP yüzünden bu kadar faiz ödüyoruz'. Çünkü bir suçlu lazım. Sen faize karşı olduğunu söylüyorsun, elinde her türlü yetki var, bir konuşuyorsun Meclisi bile esir alıyorsun. Kardeşim faizi indirsene. Çıkar bir KHK de ki 'Faizi sıfır yaptım'. Gücün var mı? Var. Niye yapmıyorsun? Çünkü sen faizcilerin adamısın. Sen bu milletin insanı için değil bir avuç faizci için çalışıyorsun. Onun gücü garibana yetiyor. Ensesine vurup ağzındaki lokmayı alıyor. Bu ülkede vicdan sahibi herkese sesleniyorum; eğer birisi bir garibanın ensesine vurup ağzından lokmayı alıyorsa sandıkta ona oy vermeyin. Dürüst, namuslu, sözünün arkasında duran ve en önemlisi birileri tarafından kandırılmayan adama verin.'
'İşsizlik ahlaki yozlaşma getiriyor'
Konuşmasında işsizliğe de değinen Kılıçdaroğlu, artan işsizliğin ahlaki yozlaşmayı beraberinde getirdiğinin altını çizdi.
BM Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesinin yaptığı bir açıklamada 'Sentetik uyuşturucu kullanımında, ölümlerde Türkiye Avrupa birincisi' şeklinde bulgunun yer aldığını anlatan Kılıçdaroğlu, bunun ülkeyi yönetenlerin utancı olduğunu öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, son on yılda uyuşturucu suçlarından cezaevlerinde yatanların sayısının yüzde 410, madde bağımlılığından dolayı tedavi olmak isteyenlerin sayısının ise yüzde 674 arttığını vurguladı.
İktidarın bu soruna da duyarsız olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, 'Suç oranının en düşük olduğu belediyeler CHP'li belediyelerdir. Bunu iddia da ediyoruz, ispat da ediyoruz. Çünkü biz insanımızı seviyoruz. Ona hizmet ediyoruz.' dedi.
'Ortadoğu kaynıyor'
Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere de değinen Kılıçdaroğlu, Ortadoğu'nun 'kaynadığını' söyledi.
Geçmişte iktidara 'Ortadoğu bataklığına girmeyin' uyarısında bulunduklarında, ülkeyi sevmeyen, konuyu bilmeyen ilan edildiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Dün dört şehidimiz geldi. Çıktım dedim ki 'evet İdlib'e gidilecek'. Niçin? Mecbur bıraktılar. Onlar stratejiyi ürettiler, bunlar da o stratejinin gereği olarak İdlib'e gitmek zorunda kaldılar. Gitmeli mi? 'Evet gitmeli' dedim. 'Ama gelen her şehidin sorumlusu bu sarayda oturan zattır' dedim. 'Vay efendim beş dakika önce şunu söyledin, beş dakika sonra bunu söyledin'. Ben ne söylediğimi gayet iyi biliyorum. Ortadoğu bataklığına Türkiye'yi soktun, şimdi faturayı bu ülkenin garibanına, fakir fukaranın çocuğunu çıkarıyorsun dedim. Evet çıkarıyorsun.'
Suriye politikasına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sorduğu 5 soruyu kürsüden tekrarlayan Kılıçdaroğlu, 'Durup dururken Türkiye'yi Suriye bataklığının bir parçası haline kim getirdi? Hükümet getirdi, başındaki adam getirdi, sarayda oturan zat getirdi.' ifadesini kullandı.