'Türkiye ile ilgili olumsuz cümle duymak istemiyoruz!'

AB Bakanı Çelik, Türkiye'nin AB Zirvesi'nden beklentisiyle ilgili, 'Türkiye ile ilgili herhangi bir olumsuz cümle duymak istemiyoruz, duymayacağımızı temenni ediyorum.' dedi.

Resmi ziyaret için Estonya?nın başkenti Tallin?de bulunan Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Almanya'nın Türkiye'ye yönelik tutumu ve mali yardımları tartışmaya açacağına ilişkin açıklamasının sorulması üzerine Çelik, Almanya'nın seçim sürecinde son derece 'irrasyonel' bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirtti. Çelik, seçim kampanyasının çoğunluğunu Türkiye ve göçmenler konularının oluşturduğunu hatırlattı. 

'Türkiye'ye karşı çok çifte standartlı yaklaşımlar üretmişlerdir'

Almanya'nın bu irrasyonel tutumdan çıkmasını beklediklerini söyleyen Çelik, 'Türkiye'ye karşı çok çifte standartlı, yanlış yaklaşımlar üretmişlerdir. Türk yetkililerinin konuşamadığı Almanya'da maalesef terör örgütü rahatlıkla miting yapabilmiştir.' dedi.

Türkiye ve Almanya'nın ekonomik ilişkilerden Almanya'da yaşayan Türk vatandaş ve soydaşlarına kadar geniş bir ajandası bulunduğunu bildiren Çelik, Almanya'nın terörle mücadele konusunda tedbirler alması yönündeki beklentilerini dile getirdi.

'Türkiye'yle ilgili olumsuz bir cümle duymak istemiyoruz'

Almanya'nın bugün başlayan AB Zirvesi'nde Türkiye'ye mali yardımları tartışmaya açacağına dair haberler hakkında Çelik, 'Bunlar, maalesef içine girilen yanlış tutumun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bunun Türkiye-AB ilişkilerine hiçbir faydası olmaz. Türkiye ile demokratik dayanışma konusunda herhangi bir model önerememişlerdir, performans ortaya koyamamışlardır.' diye konuştu.

AB'nin müzakere kapasitesi olan, yöntem ve model öneren bir birlik olduğu için moral üstünlüğe sahip olduğunu belirten Çelik, AB'nin diğer birliklerden farkının da bu noktada olduğunu söyledi. Çelik, şöyle konuştu:

'Eğer AB müzakere etme yeteneğini kaybederse, Avrupa Parlamentosu'nun yaptığı yanlışta olduğu gibi 'müzakereleri keselim' yaklaşımına dönerse ya da herhangi bir şekilde bu bahsettiğiniz (mali yardımlar) konularında olumsuz tutum takınırsa moral üstünlüğünü kaybeder. AB, o zaman Avrupa Birleşik Devletleri'ne dönüşür. Siyasi ilkeler üzerinden değil üye devletlerin dayanışması üzerinden kendini tanımlar. Üye devletlerin dayanışması üzerinden kendini tanımlayan çok birlik var. Niçin AB cazip ve Türkiye niye AB'ye girmek istiyor? Bu moral değerleri, siyasi ilkeleri önemsediği için. Dolayısıyla bugünkü zirveden beklentim, Türkiye'yle ilgili herhangi bir olumsuz cümle duymak istemiyoruz. Duymayacağımızı temenni ediyorum. Türkiye'nin öneminin farkında olan ve Türkiye ile daha çok konuşmak, diyalog ve iş birliği çerçevesinde bir sonuç ortaya çıkarsa bu hepimiz için yeni bir sayfanın açılması, herkes için yararlı sonuçlar ortaya çıkması anlamına gelir.'

Türkiye'ye yönelik eleştirilerden çekinmediklerini ifade eden Çelik, Türkiye'nin de eleştirileri olduğunu ama önemli olanın nasıl ilerleneceği yönünde model üretmek, zemin inşa etmek olduğunu söyledi.