Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Abdurrahim Karakoç'u da unutmadı

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Abdurrahim Karakoç

Manisalıları bugün muhteşem bir sanat ve edebiyat gecesi bekliyor. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Manisa Şubesi tarafından düzenlenen programda Türk Dünyası?nın iki önemli Şairi Bahtiyar Vahapzade ? Abdurrahim Karakoç şiirleri ve


Sarı saçlarına deli gönlümü,
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

 

Büyük bir aşkın arkasından edilmiş en güzel sözlerdir Mihriban'ın sözleri? Onun üzerine aşkı bu kadar iyi anlatan olmadı belki de? Zaten bir aşkın arkasından da bu kadar güzel sözler ancak büyük bir şairin kaleminden çıkardı.

 

Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!


Lambada titreyen alev nasıl üşür, kar koysan aşkın külüne nasıl kül olur?  Bize bunları büyük şair Abdurrahim Karakoç öğretti .

Her gün yeni bir aşk ile ortaya çıkan magazin dergilerindeki gibi aşkı kirletmeye yeltenenlerin aşkı gibi değil de onun aşkı. 'Saf ve temiz bir aşktı' diye açıklıyordu Karakoç Mihriban'ın hikayesini?'Lambada titreyen alev üşüyor'dizesi çıkar mıydı yoksa?

 

Unutmak kolay mı deme 
Unutursun Mihribanım 
Oğlun kızın olsun hele  
Unutursun Mihribanım!

 


MİHRİBAN'IN HİKAYESİ

Yeni neslin pek de bilmediği Karakoç'u anlatmaya, ona iki ölümsüz şiir yazdıran Mihriban'ın hikayesini kendi dilinden anlatarak başlayalım istedik. İşte destansı şiirin destansı hikayesi... 


Mihriban şiirinin yazarı Abdurrahim Karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir... Niyetleri evlenmektir ama kız tarafı bütün sürekli 'hayır' demektedir bu işe... Velhasıl bu sevdadan vazgeçilir...
Aradan yıllar geçer... Birgün Abdurrahim Karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir.. Ve Karakoç'a, yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini, ve hanımın evlenmiş olduğunu söyler... Arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de, o gittikten sonra Abdurrahim Karakoç oturur ve duygularını dizelere döker..


ŞİİR BİR ÜLKÜCÜNÜN, BESTE BİR ALEVİ'NİN

O dizeler Musa Eroğlu'nun notalarıyla yıllar sonra müziğe döküldüğünde yürekler bir kez daha titremişti. İşte o beste bu toprakların mozaiğini ortaya çıkaran bir gerçekliği de barındırıyordu içinde.. Ülkücü geçmişiyle bilinen Karakoç'un eşsiz dizelerini Mersin'in yörük Alevilerinden olan Musa Eroğlu bestelemişti. Eşsiz bir eser onları bir araya getirmiş ve  yıllardır dinlemekten usanmadığımız eşsiz bir türkü ortaya çıkmıştı.

 

 

NE ADI MİHRİBANDI NE SAÇLARI SARI

Hikayeyi verdiği bir röportajda anlatan Karakoç, 'O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın. Ne adı Mihriban, ne saçları sarı...' demişti.

 

MARAŞ'LI BİR ŞAİR AİLESİ: KARAKOÇ AİLESİ

Dört kuşak şair bir aile Karakoç ailesi? Bir diğer ünlü büyük şair Sezai Karakoç ile birlikte üç kardeş yakıştırması yapılsa da gerçek öyle değil.  Türk halk şiirinin iki ünlü şairi olan Bahaettin Karakoç ile Abdürrahim Karakoç kardeş? Şair diyarı olan Kahramanmaraş?ın  bağrından çıktığı iki büyük ülkü insanı?

Karakoç kardeşler gibi değerli, emektar büyük bir ülkü ve gönül insanı olan Sezai Karakoç ise Diyarbakır?lı şairimiz? Yani kardeşliği gönül kardeşliği, fikir kardeşliği...

 

 

?ŞİİR ABDURRAHİM'İN YAZDIĞI GİBİ OLUR?

Büyük şair ilk yazdığı şiirleri üstelik tam 2 kitap hacimliğindeyken beğenmemiş ve yakmıştır. Bunun nedeni ise kendisi gibi şair olan Bahaettin Karakoç yıllar sonra anlattı:   'Abdurrahim umut vadeden bir şairdi. Bunu farkettiği zaman eski yazdıklarının çoğunu yırttı attı. Bugün, Cumhuriyet dönemi Türk Halk Şiiri'ne bu kadar boyut kazandıran başka bir şair yoktur. Aşık Veysel bile kendi ağzıyla söyledi: 'Analar neler doğururmuş ki biz bunların yeni farkına varıyoruz'

Soyca şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olan Bahattin Karakoç, baba ve anne tarafları oldukça varlıklı ve yöre halkı tarafından da 'hoca' denilip saygı duyulan ve sevilen insanlardı. Buram buram şiir kokan bir ailede büyüyen Karakoç kardeşler de gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaştı.

 

 

Şair babaları Ümmet Karakoç, iki oğlunun da şiirini severdi ama Bahaettin Karakoç'un karısı Hatice Karakoç, daha çok Abdürrahim Karakoç'un şiirini beğenirdi: 'Ben yazdığım şiirleri önce Hatice'ye okurdum. 'Ya seninki arabeske benziyor. Şiir Abdürrahim abininki gibi olur' derdi. O da benim kardeşim der, geçerdim. Bir gün artık dokunmaya başladı, hiç okumaz oldum. 'Şiir Abdürrahim abininki gibi olur. Git onu dinle' dediğimde vallahi yanıtı şu oldu: 'Seninki kadarını ben de yazarım.' Abdurrahim'e bunu anlattık 'Doğru söylüyor' dedi.'

?Şiir Abdurrahim gibi yazılır? diyen ağabey Bahattin Karakoç, kardeşinin çocukluğunu şöyle anlatıyor:

'Abdurrahim Kuran-ı Kerim'i 27 günde ben 30 günde bitirdim. Abdurrahim ne isterse babam hemen yapardı. 'Baba' derdi, 'Ben şu pencerenin bütün camlarını bir sopayla indirmek istiyorum. ' Babam 'Yap oğlum' derdi. O da yapardı.  Saatlerini alırdı babamın. Pınar gözüne sokar, suyun üstünden onun tıkırtısını dinlerdi. Gelip babama 'Böyle böyle yaptım' derdi. O da 'İyi yaptın evladım' derdi ama saat bir daha çalışmazdı. Yani mucit olmaya çalışır, her şeyi denemek isterdi.'

 

 

Abdürrahim Karakoç'un, ağabeyinin ve yeğeni Oğuz'un şair olması da onlara ilham veren genleri, şair baba ve dedelerinden kaynaklanıyordu. Çocukluğuna ilişkin hatırladığı ilk anılar da bunlardı zaten: 'Babam iyi bir şairdi. Annemizin ninnilerini hatırlamayız ama babamızın çocukken okuduğu şiirleri unutmamıza imkan yok. Babam bizi takip ederdi. Divan, Tekke ve Halk Edebiyatımızı ve uçbeylerini bana o tanıttı. Karacoğlan ve Battalgazi'yi okumayan adamda ne kültür olur!'

 

 


ABDÜRRAHİM KARAKOÇ KİMDİR?


Abdürrahim Karakoç, 7 Nisan 1932 tarihinde Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de yoğun bir şekilde şiirle ilgilendikleri için henüz küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri 2 kitap hacimliğindeyken beğenmedi ve yaktı.

1958'de yaşadığı kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete başladı ve 1981 yılında emekliliğe ayrıldı.
1958 yılından itiba?en yazdıkla?ını 'Hasan'a Mektupla?' ismi altında 1964 yılında 10.000 adet bastı?dı. Bu bu ese? kısa zamanda tükendi ve 2. baskısını yine 10.000 adet bastı?dı.

Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynaklanmaktadır. 27 Mayıs Darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaralığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi. 30'a yakın mahkemeye verildi, hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı.

Şiirlerinde esas unsur insan olan şairin;  Serdengeçti, Töre-Devlet, Ocak, Yeni Düşünce, Yenisey, Alperen yayınları olarak şimdiye kadar 12 şiir kitabı, bir tane de makalelerinden derlenen nesir kitabı bulunuyor.

1985 yılından vefat ettiği  2012 yılına kadar geçen sürede gazetecilik de yapan Karakoç, bir ara siyasetin tozunu da yutmuş ve çok geçmeden ayrılmıştır.  Kendisine ?Siyasete ni?in girip, ni?in ayrıldığı? sorulduğunda ise şöyle demiştir: 'Allah rızası i?in girmiştim, Allah rızası i?in ayrıldım'.

 

 

Ciğerlerindeki enfeksiyon sebebiyle bir süre boyunca Konya'da tedavi gören Karakoç, 7 Haziran 2012 tarihinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakımda tedavi gördüğü esnada hayata gözlerini yumduğunda  Mihriban aşksız kalmıştı. Cenazesi vasiyeti üzerine büyük alim Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri?nin de kabrinin bulunduğu  Ankara Keçiören?deki Bağlum Semt Kabristanına defnedilmiştir.

 

 


ABDÜRRAHİM KARAKOÇ'UN ESERLERİ


Şiir


o Hasan'a Mektuplar (1965)
o Eli Kulakta (1969)
o Vur Emri (1973)
o Kan Yazısı (1978)
o Suları Islatamadım (1983)
o Beşinci Mevsim (1985)
o Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu (1994)
o Yasaklı Rüyalar (2000)
o Gökçekimi (2000)
o Gerdanlık - I (2000)
o Gerdanlık - II (2002)
o Parmak İzi (2002)
o Yağmur Yerden Yağar (2002)
o Anadolu'da Bahar (2007)


Deneme
o Düşünce Yazıları (1990)

 

 

TDED MANİSA'DAN ABDURRAHİM KARAKOÇ İÇİN GECE 

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Manisa Şubesi?nin düzenlenen Türk Dünyası?nda İz Bırakanlar  Bahtiyar Vahapzade ? Abdurrahim Karakoç Şiirleri ve Türküleri Gecesi Programı bu akşamı saat 20.00?da Celal Bayar Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi Salonu?nda gerçekleşecek. 

 

 

Azerbaycan?dan 20 Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığından 20 sanatçı olmak üzere toplam 40 sanatçının Vahapzade ve Karakoç?un eserlerini okuyup, seslendirecekleri gece TRT ve Azerbaycan devlet kanalları olmak üzere yerel ve bölgesel TV kanallarından da canlı olarak yayınlanacak. Düzenlenen program hakkında basın açıklamasında bulunan TDED Manisa Şube Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ başta Manisalılar olmak üzere tüm vatandaşları düzenlenecek olan programa davet etti.

 

 

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Manisa Şubesi olarak bugüne kadar yaptıkları faaliyetlere bir yenisini daha ekleyecek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden AK Parti Manisa Milletvekili ve TDED Manisa Şube Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Bahtiyar Vahapzade ve Abdurrahim Karakoç Türk Dünyasının en büyük iki şairi Azerbaycan ? Türkiye Tek Millet İki Devlet olarak aynı tarihi, kültürü paylaşan devletler. Her iki şairin de şiirleri ve türküleri okunacak o gece. Azerbaycan?dan 20 sanatçı geliyor. Nizam Nizamoğlu ve Bahtiyar Vahapzade?nin oğlu Azer geliyor. Abdurrahim Karakoç?un çocukları da bugün aramızda olacaklar. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Numan Kurtulmuş bey, Azerbaycan ? Türkiye TBMM Dostluk Grubu Başkanı Adana Milletvekilimiz Necdet Ünüvar bey yine aramızda olacaklar. Biz tüm Manisalıları o gece aramızda görmek istiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz. Kültür ve Turizm İl Müdürümüz de çok büyük gayret sarfetti ve Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 20 kişilik bir sanatçı grubu da o gün yine aramızda olacaklar. Programımıza tüm şiirseverleri bekliyoruz' dedi.

 

 

HABER:YASEMİN ALTUN