'Askerler kocamla, babamı katletti, 14 yaşındaki kız kardeşime de tecavüz etti. Ordu kadınları ve erkekleri ayırdı, tüm kadınları ormana götürerek aralarından bazılarını seçti. Küçük kız kardeşimi götürürlerken ağladım ama onları durduramadım. Birçok kadın ve kıza tecavüz ettiler. Köyden ayrıldıklarında kardeşimi aramaya gittim ve çok sayıda cesetle karşılaştım. Kardeşimi bulduğumda hayatta olup olmadığını dahi bilemeyecek vaziyetteydi.'
Bu sözlet Arakan'ın Buthidaung kentinden kaçarak Bangladeş'e geçen 27 yaşındaki Arakanlı Müslüman bir kadına ait...
'İnsanlar askerlerin ayaklarına kapanıp, kendilerini öldürmemeleri için yalvarıyordu. Ama durmadılar, onları tekmelediler ve öldürdüler. Müslümanları doğradılar, ateş açtılar, bize tecavüz ettiler, duygusuzlaştırdılar. Beni döverek, kucağımda tuttuğum 18 aylık oğlum Muhammed Sadık'ı zorla elimden aldılar. Bebeğimi ateşe attılar, sadece tutup fırlattılar. Ondan sonra iki asker, beni sürükleyerek bir eve götürdü ve burada bana topluca tecavüz ettiler. Aynı odada iki kız kardeşime de tecavüz ederek öldürdüler. Yan odada annem ve 10 yaşındaki erkek kardeşimi vurarak öldürdüler. Bir ara öldüğümü düşündüm, bilincimi kaybettim. Uyandığımda askerler gitmişti ama içinde bulunduğum ev de ateşe verilmişti. Ailemin cansız bedenini geride bırakarak oradan kaçtım. Yanan evlerin yanından geçip ormana saklandım.'
Bu sözler ise Arakanlı Rajuma'ya ait... Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına boğulan Rajuma , 'Canımın nasıl yandığını kelimelerle anlatamam. Artık oğlum bana anne diyemeyecek.' dedi.
Arakanlı Müslümanlar sadece açlıkla, yoklukla mücadele etmiyor. Onlar yaşam mücadelesinin yanında namuslarını da korumaya çalışıyorlar.
Zalim Myanmar askerleri, Arakanlı müslümanların evlerini basmakla kalmıyor. Erkekleri öldürüp, kadınları kaçırıp tecavüz ediyorlar.
Dünyanın en iğrenç ordusu önce müslüman köylerdeki tüm kadın ve kızları bir yere topluyor, aralarından 'en güzellerini' seçerek bir yere götürüyor.
Askerler 'seçtikleri' kadın ve kızları götürdükleri yerde tecavüz ediyor. Bunlardan birçoğu ise 12-13 yaşındaki kız çocukları...
Bangladeş'e gelmeye başaran Arakanlı Müslüman sığınmacılar Cox's Bazar kentinde kamplarda kalıyor. Kamplarda görev yapan sağlık yetkilileri ise Myanmar'da tecavüze uğrayan kadınları tedavi etmeye çalışıyor.
Kadınların çoğu yaşadıkları nedeniyle etiketlenme ve suçlanma korkusuyla ya da utandıkları için kliniğe başvurmaya utanıyor.
Sağlık görevlilerine başvuran tecavüze uğrayan Arakanlı Müslüman kadınların yüzde 50'si ise 18 yaşında ya da daha küçük. Hatta içlerinde bir 10, biri de 9 yaşında iki çocuk bile var.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütüne (MSF) bağlı olarak Cox's Bazar'da cinsel şiddet görmüş kadınlar için kurulan sağlık merkezinde ebelik yapan Aerlyn Pfeil 'Tecavüz mağdurlarıyla yaptığım görüşmelerde bu kadınların en iç acıtıcı ve yaygın isteği, yeni bir kıyafet oluyor çünkü aradan haftalar geçmesine rağmen üstlerinde hala tecavüze ve zulme uğradıkları kıyafetler var.' diyor.
Bu haberin kaynakları ne Milliyet ne de Hürriyet...
İngiliz devi The Guardian ve Amerikan devi New York Times'a ait...
Yani dünya biliyor... Yani bile bile susuyor... Kadını da geçtim nerde İNSAN HAKLARI...
HABER: YASEMİN ALTUN