CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'En temel sorunumuz, aklın egemen olduğu bir siyaset olduğu siyaset anlayışından, hırsların egemen olduğu bir siyaset anlayışına Türkiye'nin sürüklenmesidir. Öyle bir toplum yaratıldı ki komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale geldik. Türkiye bu atmosferden süratle kurtulmalıdır. Huzur ve barışın egemen olduğu bir Türkiye'yi inşa etmek durumundayız.' dedi.
Kılıçdaroğlu, Edirne'deki Katı Atık Düzenli Depolama Bertaraf Tesisi'nde düzenlenen toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından, Edirne Belediyesi halk oyunları eğitmeni Gürkan Güzelharcan, zeybek gösterisi sundu.
Törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok zengin bir kültürünün olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu ülkede bu bayrak altında huzur içinde, birlikte, kavgasız, dövüşsüz yaşamak istediklerini söyledi.
İnsanların kimliklerinin, yaşam tarzlarının farklı olabileceğini ama bu ülkenin geleceği, çıkarları için mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, herkes işin bir ucundan tutarak görevini yapınca Türkiye'yi kimsenin yakalayamayacağını aktardı.
Türkiye'deki en temel sorunlardan birinin, gerginlikten beslenen bir siyaset anlayışını dışlamamak olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Eğer bunu dışlayabilirsek, gerginliği değil de hoşgörüyü egemen kılabilirsek, insanların düşüncelerini özgürce ifade ettiği bir Türkiye'yi yaratabilirsek, emin olun kimse bizi yakalayamaz.' diye konuştu.
Edirne'nin Osmanlı'ya başkentlik yapmış, her yerinden tarihin fışkırdığı bir kent olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ama 60 yıldır çözülemeyen bir sorunu, aynı zamanda kendi özgür iradesiyle, belediyenin artı Edirnelilerin verdiği destekle çözen bir kent. Bu sorunu aştığımız için aslında bugün burada toplanıyoruz. Dolayısıyla bu toplantının kendine göre bir önemi ve özelliği var. Eğer kararlı durabilirsek, topladığımız parayı yerinde ve halk için harcayabilirsek, çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Yeter ki işi ehline verelim. İşi ehline verdiğiniz zaman göreceksiniz ki bütün sorunları aşabiliriz.'
'Türkiye bu atmosferden süratle kurtulmalıdır'
Dün Ankara'dan Bursa'ya giderken 8 şehidin olduğu haberini öğrendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'Bu topraklar acılarla yoğrulmasın istiyoruz. Anaların gözyaşından söz ediyoruz, analar ağlamasın diyoruz. Çaba harcıyoruz. Terörü bitirmek istiyoruz. Kim olursak olalım, eğer insansak teröre karşı ortak tavır ve ortak duruş sergilemek zorundayız. Terör kimden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun, neyi hedeflerse hedeflesin hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Terörü lanetlemek hepimizin ortak görevidir. Ama 30-35 yıldır terör sorunu çözülemiyorsa, onu düşünmemiz lazım. Neden bu sorun çözülmüyor? Sorunu esnaf, çiftçi, sanayici, tüccar çözmeyecek. Sorunu çözecek olan siyaset kurumu.
Ben çıktım şunu söyledim, dedim ki ilk 4 yılda terörü bitireceğim, terörü bitirmezsem siyaseti bırakacağım. Dönüp bana dediler ki 'sen kimsin terörü bitiriyorsun'. Ben, aklı ve vicdanı ile hareket etmesini bilen birisiyim. Aklı ve vicdanıyla, ülkenin çıkarlarıyla hareket etmesini bilen birisiyim. Aklınızı, vicdanınızı kullanırsanız, bu sorunu çözersiniz. Elin oğlu çözüyor da biz niye çözemeyeceğiz? Edirne'den 80 milyona söz veriyorum. Dört yıl içinde Türkiye'de terör sorununu çözmezsem siyaseti bırakacağım. Bu ülkenin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Her sorunu çözülebilir. En temel sorunumuz, aklın egemen olduğu bir siyaset anlayışından, hırsların egemen olduğu bir siyaset anlayışına Türkiye'nin sürüklenmesidir. Öyle bir toplum yaratıldı ki komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale geldik. Türkiye bu atmosferden sür'atle kurtulmalıdır. Huzur ve barışın egemen olduğu bir Türkiye'yi inşa etmek durumundayız.'
'Suçluluk oranlarının en düşük olduğu beldeler...'
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin fakir değil, zengin bir ülke olduğunu dile getirerek, 'Kimin aklına gelirdi Türkiye saman ithal edecek. Yolda gelirken gördüm, birçok fabrika kapalı. Düne kadar orada insanlar çalışıyordu. Şimdi her evde bir işsiz var. Bu tablo bizim kaldıracağımız türden bir tablo değildir. Suçluluk oranlarının en düşük olduğu beldeler, CHP'li belediye başkanlarının yönettiği beldelerdir. Arzu ediyorsa Sayın İçişleri Bakanı baksın, arzu ediyorsa Başbakan baksın. Kim arzu ediyorsa baksın, bu sözlerim doğru mu değil mi? Araştırdık, gerçekten de bizim belediyelerin yönettiği kentlerin tamamında suçluluk oranları en düşük olan kentlerdir. Çünkü çocuklarımıza spor, kültür, eğitim alanı sağlıyoruz.' dedi.
Edirne'de bütün uygarlıkları görmenin mümkün oluduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'Belediye başkanımız Selimiye'nin etrafını açmış, güzel bir görsel de var orada. Bütün alanları planladık ve uzaktan bakılınca Selimiye'yi bütün ihtişamıyla görmüş olacağız. Ben diyorum ya bizim bu belediye başkanları adam olmaz. Niye 49 katlı bina yapmıyorsun da İstanbul belediye başkanının yaptığı gibi, Selimiye'nin etrafını açıyorsun? İstanbul'da Sultanahmet... Sultanahmet'in üzerine düşen o büyük gökdelenlerin gölgesi. İnsanın tarihe, kültüre, inanca saygısı olur. Siz nasıl olur da Sultanahmet'i bu hale getirirsiniz? O yüksek binalar dikildiğinde oraya, dönemin başbakanı, izni veren belediye başkanına kızmıyor, müteahhite kızıyor. 'Sana küstüm, traşla biraz' diyor. O da 'istediğin kadar küs, binayı yaptık, malı da sattık, nasıl traşlayayım ben bunu'. diyor. Danıştay kararı var, uygulayamıyor o kararı. Ama bizim belediye başkanlarımız öyle değil. Onlarda tarih, kent bilinci, kent kültürü var, en önemlisi kentin kültürünü koruma var.'
Edirne deyince Mimar Sinan'ın eserini herkesin bildiğini, şehrin kimliği gibi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 'Kentin kimliğini korumanız lazım. Kentin kimliğini yok ederseniz, kenti yok edersiniz.' dedi.
'Yeşilliği, doğayı yok ederseniz mutlu insanlar yaratamazsınız'
Kılıçdaroğlu, görülen her ağaç ve çiçeğin aslında sevginin tomurcuklanmış hali olduğunu belirterek, baharda doğa canlandığı zaman insanların da canlandığını hissettiğini söyledi.
Bürokrat iken Ankara'da Saraçoğlu Mahallesinde oturduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, 'Arka taraf parktı, baharda orada bir ağaç çiçek açardı, bütün çiçekleri pembe, olağanüstüydü. Pencereyi açıp har sabah o ağaca baktığımda hayatın ne kadar güzel olduğunu fark ederdim. O yüzden insan doğanın bir parçasıdır. Yeşilliği, doğayı yok ederseniz mutlu insanlar yaratamazsınız. İnsanlar mutlu olmaz. Bir ağaç, kuş görmek ister. Çevreyi, kenti güzel görmek ister. Kentin sokaklarında rahatlıkla gezmek ister. Tarihi dokuları görmek, onlara dokunmak ister. İttihat Terakki'nin merkezinde oturup bir çay içmenin anlamını bilmeliyiz.' diye konuştu.
Oturulan yerin değerinin bilinmesi gerektiğini, bütün bunları da hayata belediye başkanlarının geçireceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Onlar şimdi belediye başkanları ile ilgili bir karar aldılar. Dediler ki 'Ya istifa edeceksin ya da biz gereğini yapacağız.' Diyor ki belediye başkanı, 'Kabahatim yok, kusurum yok, hatam yok, niye istifa edeyim?' 'Edeceksin.' Ailesi bile tehdit edildi. 'Etmezsen seni hapse atacağız. Seni tutuklayacağız. Sadece seni değil aileni de cezalandıracağız.' Ve belediye başkanları istifa ettiler. Bu tehdidi yapan zat kendisi uçakta gelirken gazetecilere diyor ki 'Şimdi sıra CHP'li belediyelere geldi, Kılıçdaroğlu da gereğini yapsın.' Sayın Erdoğan, ben gereğini yapıyorum. Bütün belediye başkanlarım başarılı, güzel hizmetler yapıyorlar. Gereğini yapıyorum ve onları kutluyorum. Belediye başkanlarından iki şey istedim; bir, bütçenizin denetimini halka açın, her kuruşun hesabını millete verin.Her kuruşun hesabını millete verirseniz hiç bir sorun olmaz. İki, size oy versin vermesin bütün vatandaşlara eşit hizmet götürün. 'Efendim bu mahalle, bu köy bize oy vermedi onu cezalandıralım.' Bu doğru değildir, bu ayrımcılık ve bölücülüktür. Belediye başkanı seçilir, ondan sonra bütün beldeyi kucaklar hatta oraya daha fazla hizmet götürür. O insanların gönlünü kazanmak için.'
'Türkiye'nin temel sorunu ortak aklı egemen kılmaması'
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin temel sorununun ortak aklı egemen kılmaması olduğunu aktararak, 'Bazı çevreler akıllarını belli yere kiraya vermiş durumdalar. Onlar düşünmüyorlar, 'O bizim yerimize düşünür.' diyorlar. Onun adı, tek adam rejimidir. Demokratik parlamenter sistem ayrıdır, tek adam rejimi ayrıdır. Tek adam rejiminde bir kişi düşünür, bir kişi karar verir, bir kişi cezalandırır, bir kişi mahkemeye talimat verir. Hakim o bir kişinin gözlerine bakar kaç ay, kaç yıl ceza vereceğim diye. Ama demokratik parlamenter sistemde böyle değildir. Ortak akılda, farklı düşünceler, farklı kimlikler, görüşler vardır. İnsanlar özgürce tartışırlar. Akıl akıldan üstündür diye bir kavram vardır, bu kavramın özü ortak akıldır. Biz ortak aklı savunuyoruz. Bizim gibi düşünmeyen insanın da özgürce düşüncelerini ifade ettiği bir Türkiye'yi savunuyoruz. Ana hedefimiz budur bizim.' değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Edirne'nin güzel bir demokrasi sınavı verdiğini, çok partili rejimden, ortak akıldan, birlik ve bütünlükten, insan sevgisinden yana oy kullandıklarını bu nedenle Edirnelilerle herkesin gurur duyduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler daha sonra butona basarak, toplu açılış ve temel atma törenini gerçekleştirdi.
Törene, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Edirne milletvekilleri Erdin Bircan ve Okan Gaytancıoğlu, CHP Tekirdağ milletvekileri Faik Öztrak ve Candan Yüceer, CHP Kırklareli Milletvekilleri Turabi Kayan ve Vecdi Gündoğdu, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile ilçe belediye başkanları, muhtarlar ve vatandaşlar da katıldı.