CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Günümüzde aynı menzile yürüyen paralel iki hükümet var; bir saray hükümeti, iki anayasal Binali Yıldırım hükümeti.' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda yaptığı konuşmada, Atatürk'ün, bütçenin üçte birini oluşturan ve çiftçilerin en çok şikayet ettiği Aşar Vergisini kaldırdığını anımsattı.
Atatürk'ün, 'Bu milletin hakiki efendisi köylüdür.' dediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, 'Şimdi aynı köylü milletin efendisi mi, milletin zilleti haline mi getirildi? Perişan hale getirildi.' dedi.
Kılıçdaroğlu, Bursa'da, ziraat odaları, ziraat fakültelerinde ders veren hocalar, çiftçi, üretici ve tarım ürünü ihracatçılarının da katıldığı bir toplantı yaptığını anlatarak, hepsinin burnundan soluduğunu, 'Böyle bir tabloyla hiç karşılaşmadık.' dediğini öne sürdü.
Hükümetin, çiftçinin ürününden yüzde 4 vergi aldığını, zarar da etse almaya devam ettiğine değinen Kılıçdaroğlu, 'Sen Atatürkçü olamazsın kardeşim. Atatürkçü olmak için çiftçiyi koruyacaksın, üretimine destek vereceksin, vergisini sıfırlayacaksın.' ifadesini kullandı.
'Vergi ödememek için'
Kılıçdaroğlu, sabah kalkıp musluk açıldığında 5 çeşit vergi ödendiğini savunarak, 'Peki bu beyler vergi mi ödüyorlar? Saraydaki beyler de Ankara'da konutlarında oturan beyler de vergi ödememek için vergi cennetlerinde şirket kuruyorlar. Vergiyi sen ödüyorsun. Bu milletin garibanı vergi öder ama bu beyler vergi ödememek için her yolu denerler.' dedi.
Akıl teri ile alın terini bir araya getireceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bu ülkenin tarım politikası değil, hükümet edenlerin cep doldurma politikaları olduğunu öne sürdü.
Herkesin perişan olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, 330 bin 306 KOBİ'nin icra takibinde olduğunu, 24 milyar 800 milyon liranın takibe düştüğünü bildirdi.
'Kim batırdı?'
Kılıçdaroğlu, her seferinde, 'Şu Kılıçdaroğlu var ya SKK'yı batırdı.' denildiğini anımsatarak, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur dahil üç sosyal güvenlik kurumunun, kendisinin emekli olduğu 1999'daki açığının 2 milyar 341 milyon lira olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, şimdiki açığın 20 milyar lirayı aştığını savunarak, şöyle devam etti:
'Erdoğan ve Binali Yıldıram'a soruyorum, bu rakam doğru mu, yanlış mı? Sosyal Güvenlik Kurumunu kim batırdı? 2 milyar liradan 20 milyar liraya çıktı açık. Üstelik benim zamanımda kadın 34, erkek 43 yaşında emekli oluyordu. Şimdi emeklilik yaşı 65. Emekli aylıklarını düşürdüler. Hasta her gittiği yerde cebinden para ödüyor, eczaneye, hastaneye gidiyor para ödüyor, maaşından para kesiliyor. Eskiden böyle bir şey yoktu. Kim batırdı bunu? Sevgili Erdoğan, beni duyuyor musun? Duyacaksın beni, beni dinleyeceksin. Bu kurumları sen batırdın.'
'Atamalar neden yapılmıyor?'
Türkiye Şeker Kurumunun internet sitesinden alınan Şeker Kurulu Yönetim Kurulu üyeliklerinin yer aldığı bir tabloyu gösteren Kılıçdaroğlu, ancak bunların karşılığında isim bulunmadığını aktardı.
Yönetim Kurulunun 29 Ağustos 2016'dan beri boş olduğunu ve denetlenmediğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Yıldırım ve saray hükümetinin başındaki adama soruyorum; yönetim kuruluna niçin atama yapmıyorsunuz?' sorusunu yöneltti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunda da sadece 1 başkan ve 1 yönetim kurulu üyesi bulunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 5-6 aydır buraya da atama yapılmamasının nedenini sordu.
'Paralel iki hükümet'
Kılıçdaroğlu, yasama, yürütme ve yargı organlarının anayasada yer aldığını, ancak hiçbirinin bağımsız olmadığını, hepsinin saray hükümetine bağlı olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, 'Bizim çocuklarımızın gelecekleri de büyük ölçüde saray hükümetine bağlı. Eğitim, tarım politikası saray hükümetine bağlı. Şimdi günümüzde aynı menzile yürüyen paralel iki hükümet var; bir saray hükümeti, iki anayasal Binali Yıldırım hükümeti.' diye konuştu.
Milli eğitimde kendi çocuklarını kobay olarak kullanan tek devletin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, sabah, akşam eğitim politikasının değiştiğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, saray hükümetinin gayrimeşru olduğunu ve anayasada yer almadığını, ancak fiilen var olduğunu ileri sürdü.
Dış politikayı, eğitim politikasını sarayın hükümetinin belirlediğini savunan Kılıçdaroğlu, yasal hükümet ile gayrimeşru hükümet arasındaki ilişkide, gayrimeşru hükümetin daha baskın olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, 'Mazota, benzine, gübreye, ilaca zam; o meşru hükümetin görevi. Yani Binali Yıldırım yapıyor onu gayrimeşru hükümet yıpranmasın diye. Otomobillere cam filmi taktırmak Binali Yıldırım'ın görevi. Yönetmelik çıkarıyorlar, vatandaş bağırıyor, gayrimeşru hükümetten bir ses, 'Cezaları kesmeyin, şimdilik durdurun.' Faizi artırma yetkisi Yıldırım hükümetinin görevi, faiz arttı diye şikayet eden de saray hükümeti.' diye konuştu.
Saray hükümetinin de Yıldırım hükümetinin de 80 milyonu faiz lobisine teslim ettiğini, bütün kazançların faiz lobisine gittiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, 15 yılda, dışarıdaki bir avuç faiz lobisine 145 milyar dolar faiz ödediğini, içeride ise vatandaşların 620 milyar lira faiz lobisine para ödediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, çiftçi, emekli, taşerona, esnafa 'faiz gelirin var mı?' diye sorduğunda olmadığı cevabı aldığına değinerek, 'Peki 620 milyar lirayı kim aldı, 145 milyar doları kimler aldı? Bunun hesabını sorduk, vermiyorlar, veremiyorlar. Faizden sözde şikayetçiler; özde faiz lobilerine her türlü desteği veriyorlar.' dedi.
'Bakkal bile defter tutarken gelirini giderini yazar'
'Devlet ihalelerini yönetme ve adamlarına ihale vermenin hem saray hem de Binali Yıldırım hükümetinin konusu olduğunu' öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'İkisi beraber yapıyor ama bazen çatışıyorlar, ancak bunu kamuoyuna duyurmuyorlar. Örtülü ödeneği hem saray hem Yıldırım hükümeti kullanıyor. Örtülü ödenek Türkiye'nin menfaatleri için kullanılır. Nasıl oluyor da saray hükümeti ile Binali Yıldırım hükümeti, ayrı ayrı, birbirinden habersiz, ülkenin ali menfaatleri için örtülü ödenek kullanıyorlar? Kaç lira harcandığını biliyoruz ama nereye harcandığını bilmiyoruz.
Gayrimeşru hükümetin bir temsilcisi 11 Şubat 2016'da açıklama yaptı; Suriye'de bugüne kadar 10 milyar dolar harcadıklarını söyledi. Şanlıurfa'da 23 Haziran 2017'deki açıklamasında ise 30 milyar dolar harcama yaptıklarını söyledi. 30 milyar dolar nereye harcandı çözmüş, öğrenmiş değiliz. Bakkal bile defter tutarken gelirini giderini yazar. Kimse bilmiyor. Adım gibi biliyorum Recep Tayyip Erdoğan da Binali Yıldırım da bilmiyor. Bu rakam da hatalı. 30 milyar dolar, 90 milyar lira demek. Nereye gitti bu paralar? Sen kul hakkı yemediysen, kul hakkına saygılıysan, 'kul hakkı çok önemlidir' diyorsan vatandaştan toplanan 30 milyar doları kime, nereye harcadın, kuruşu kuruşuna bunun hesabını millete ver.'