Amerikan Heritage Foundation uzmanı Luke Coffey, ABD'nin PKK/PYD'yi silahlandırmasını 'tehlikeli bir oyun' olarak niteledi ve Rakka'nın alınmasının bu terör örgütünün silahlandırılmasına değmediğini söyledi.
Heritage Foundationdan Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Coffey, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Şubesinin (SETA DC) düzenlediği 'Suriye'de Ayrışma: Türkiye'nin İdlib Operasyonu' başlıklı panelde konuştu.
ABD'nin, kaynaklarını Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü stratejiye bağlamasının 'dar görüşlülük' olduğunu belirten Coffey, Amerikan kuvvetlerinin Suriye'nin kuzeyinde uzun bir zaman kalabileceğinin ve bu stratejinin olumlu bir sonuç çıkaracağının da öngörülebilir olmadığını dile getirdi.
Suriye'de ABD'nin terör örgütü PKK/PYD ile iş birliğine değinen Coffey, 'Rakka düştü manşetlerini görmek bizi mutlu ediyor. Amerikan siyasetçilerinin istediği şey, Amerikan halkının da duymak istediği şey bu.' dedi.
Rakka için eski Başkan Barack Obama döneminin siyasileri başta olmak üzere ABD karar vericilerinin PKK/PYD ile iş tuttuğunu anlatan Coffey, DEAŞ'ın sözde hilafetinin yıkılması ile ABD'nin Suriye'deki stratejisinde muğlaklığın baş gösterdiğini ifade etti.
'Suriye çok kaygan bir zemin'
Amerikan karar vericilerinin Kürt gruplar arasındaki nüansı anlayamadığına dikkati çeken Coffey, 'ABD'nin YPG ile çalışmaya başlamasından beri YPG veya PYD gibi bir örgütle ilişkisinin nasıl devam edeceği veya ne kadar uzun süre sürdürülebileceği konusunda şüphelerim vardı. Amerikan halkının çoğunluğu, vergilerinin Neo-Marksist ideolojiye sahip ve ABD Dışişleri Bakanlığının 'Yabancı Terör Örgütleri Listesi'ne eklenen bir örgütle ilişkisi olan bir örgütü fonladığını bilseydi bu bir kaygı kaynağı olacaktı.' diye konuştu.
PKK/PYD'nin, ABD'nin Suriye'de uzun döneme yayılan bir rol oynamasını istediğini bildiren Amerikalı uzman, 'ABD Suriye'de tehlikeli bir oyun oynuyor. Burasının çok kaygan bir zemin olduğunu düşünüyorum. Rakka'nın hızlıca alınmasının maliyeti YPG gibi bir örgütü silahlandırmaksa bana göre (Rakka'nın alınması) buna değmez.' yorumunu yaptı.
Bu hafta ortaya çıkan PKK/PYD ile DEAŞ arasındaki anlaşmaya da değinen Coffey, bunun PKK/PYD'nin güvenilir olmadığını ortaya koyduğunu anlattı.
Türkiye-ABD ilişkilerinin, Amerikan yönetiminin PKK/PYD'ye destek vermesi üzerine kötüleştiğini söyleyen Coffey, Türkiye'de ABD'ye karşı var olan rahatsızlığın anlaşılabilir olduğunu vurguladı.
Luke Coffey, 'Türkiye ile ABD arasında 70 yıllık iyi bir ilişki olduğunun boş verilemeyeceğini düşünüyorum ve bunca ilişkiyi 7 yıllık bir zorluğa feda etmeye hazır değilim.' değerlendirmesinde bulundu.
'Türkiye'ye verilen sözler tutulmadı'
SETA DC Direktörü Kadir Üstün ise Türk askerinin İdlib'e intikalinin, Ankara'nın kaygılarını gidermek üzere yapıldığını belirtti.
Türkiye'nin siviller konusundaki insani kaygılarının yanı sıra bazı silahlı grupların İdlib'i istikrarsızlaştırmaya yönelik hareketlerinin de Ankara için kaygı nedenleri arasında yer aldığını dile getiren Üstün, 'Türkiye'nin son birkaç yıldır, PYD'nin kontrol ettiği alanlar ve Fırat Nehri'nin batısına doğru kontrol alanını genişletmesine ilişkin kaygıları vardı.' ifadelerini kullandı.
Münbiç örneğini veren Üstün, terör örgütü PKK/PYD'nin bu ilçeden çekileceğine dair Türkiye'ye sözler verildiğini ancak bunların yerine getirilmediğini anımsattı.
Ayrıca Suriye rejimi ile Şii milislerin ateşkes anlaşmalarını suistimal ederek yeni saldırılara hazırlanmak için bir fırsat olarak kullandığını vurgulayan Üstün, Türkiye'nin İdlib'e intikalinin de bu tür bir harekatı önlemeye yönelik olduğunu sözlerine ekledi.